#7

441 14 16
                                    

Gece gelen telefonla evden çıktım. Babam arıyordu. Acaba ne oldu diye düşünürken hızlı bir şekilde ailemin evinin bahçesinde durdurdum aracımı. Devasa aslan heykeli, her mevsim yeşil bir bahçeye sahip güzel ve bakımlı bir bahçeyi. Hemen inip hızlı adımlarla kapıya yöneldim. Korkuyordum ama heyecanlıyım da.

Babam hep otoriter birisiydi, bu nedenle fazlaca telaşlıydım. Babamın ofisine doğru merdivenleri koşar adım çıkıp, biraz soluklanıp kapıyı tıklatarak içeri girdim. Babam deri koltuğunda, arkası kapıya dönük bir şekilde oturuyordu. İçeriyi alkolle karışık ahşap kokusu sarmıştı. Huysuz a kıpırdanarak boğazımı temizlediğimde geldiğimi farketmiş olacak ki çevik bir hareketle döndü bana doğru.

Sadece yere odaklanmıştım, ayağa kalktığını farkettim, bana doğru yürüyordu. Gözlerimi kapattım bir süreliğine. Tam önüme geldiğinde durmuştu, bir elini omzuma atarak diğeriyle çenemi kaldırdı gözlerine bakmam için. Baktım gözlerine, alkolden olsa gerek korkunç duruyorkardı. Omzumda eliyle bastırdı oturmam için. Ben oturunca karşıma oturdu.

Konuşmasını bekliyordum ellerimle oynayarak. Konuşması bitene kadar bekledim ve şok olmuş bir şekilde arabama doğru ilerlemeye başladım. Depo işlerini tamamen bırakıp sadece şirketle ilgilenmemi istediğini, görevini bana devredeceğini söylemişti. Sessizce evime doğru sürüyordum arabamı. Kafam çok karışmıştı. İçimden geldi bir an bebeğimin evinin önünden geçeyim belki görürüm diye düşündüm.

İç sesim mükemmel zamanlamayı tutturmuştu yine. Odasının lambası açıktı ama görünürde kimse yoktu. Hafifçe sağa çekip izlemeye başladım evini, bir umut. Uzun bir süre gözlerimi kapatıp kendimi dinlendirdim, ne kadar süre bekledim bilmiyorum. Aniden susadığımı hissettim, tam şişeyi ağzıma götürüp derin bir yudum çektikten sonra  tüm arabaya püskürtmem bir olmuştu. Gördüğüm şeyle tamamen  beyaz ışığı gördüğümü hissettim. Bu çocuk benim ecelim olacaktı.

Gözlerim far görmüş tavşan gibi açık, yanaklarım kıpkırmızı, üstüm başım ıslak, perdesi açık miniğimi izliyordum. Üzerinde siyah bir crop, altında kısa bir gri şortla dans ediyordu. Tükenmiştir heyecandan, elim ayağım buz tutmuş ama geri kalan her yerim yanıyordu. Kıvrakça yaptığı hareketler, uzun kıvırcık saçlarının terden yüzüne yapışması, bembeyaz teni ve mükemmel fiziğiyle nefesimi kesmişti. İçimde uçuşan kelebekler, yanan ve kazılan midem, bir de junior JK çok zor durumdaydı. Kafamı iyi yana sallayıp derin bir nefes alarak kendime gelmeye çalıştım ama olmuyordu.

Gözlerimi her kapattığımda gözümün önünde beliriyordu. Sanırım bunu unutamayacağım diye düşünüp iç geçirdim ve aniden hissettiğim şeyle derin bir siktir çektim. Yaptığım şey sapkınca gelebilir kulağa ama aşk bu, tapılası şekilde aşıktım. En ufak hareketinden bile etkileniyordum. Bir bakışı, bir gülüşü, bir hareketi için karşıma herkesi almaya hazırdım. Ve bu çocuk, varlığına şükrettiğim miniğim, beni çok zorluyordu. Daha kendime bile dokunmadan, sadece ona bakarak boşalmıştım. İçimdeki utanç her yerimi sardığında hızlıca sürdüm evime ve içeri girer girmez kendimi banyoya attım, soğuk suların altına...

STRAWBERRYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin