✭ 1 ~ Ani Teklif

54 6 0
                                    

Sadece normal bir sabaha uyandığım günün rüyasında gördüğüm küçük bir filmdi. Hayal dünyam, rüya ile birleşip bana bu hikayeyi yazmamı söyledi. Ve şimdi düşüncelerimle birleşerek ilk bölümü size sunuyorum.

Umarım beğenirsiniz. :)

▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪

Bölüm 1

Lanet hayatın bir parçasıdır. Herkesin nefret ettiği birileri bir şeyleri vardır. Bunun canlı yada cansız olması önemli değildir.

Çünkü doyumsuz mutsuzluk hepimizin kanına işlediği için mutlaka şikayet ettiğimiz durumlar olur. Bu lanet içeren sözcükleri hiç gocunmadan söyleriz. Sinirlerimizin doruğa ulaştığı bu anlarda mutlak olarak nefretimizi yansıtacak bir şeylere ihtiyaç duyarız.

Lanete dair sözler hayatımızın büyük bir yerini kaplar. Bazen işlerimiz yolunda gitmez, ya da yanlış yerlerde yanlış kişiler tanırız. Sonra sinirimiz tavana fırladığı o anda ağzımızdan o cümleler çıkıverir. Ağzından çıkanın ne olduğunu, nasıl olduğunu o an düşünmeyiz bile. En kötüsü de budur. Sonucunda neler olacağı belli değildir.

"Sana bir galeri açmamız lazım. Yapıtların çöpe atılamayacak kadar değerli, göz yumulmayacak kadar esrarengiz. Böylesini daha önce hiç görmemiştim"

Evime bizzat gelmek isteyen, beni nereden bulduğunu bilmediğim karşımda ki adama bakıyordum. Hala inanamıyordum. Yeni yetme ressamların yaranmaya çalıştığı, belki de bazılarının karşımda ki adamın dilinden çıkacak ufacık bir güzel kelime için ağzına baktığı ünlü Ressam Yaşar Güven, şuan evimdeydi. Evim dağlık bir alanda, çok az evlerin bulunduğu bir yerdeydi. Komşu sevmediğim, samimi olmak istemediğim insanlar yüzünden böyle bir yere yaklaşık bir yıl önce taşınmıştım.

Kendi başımın çaresine bakıyor, nereden geldiğini bilmediğim ama her ay hesabıma düzenli bir şekilde yatan yüklü para yüzünden bu yaşıma kadar yaşamış ve yaşamaya devam ediyordum.

"Yaşar Bey..." Odamın etrafında dolanıp duran adama hitaben konuştum. Evimin salonunda sadece bir koltuk, ve sehpa vardı. Diğer her yerde tuvallerim ve parke zeminde bulunan sayısız renkte ki boylarım bulunuyordu.

Evim öyle ahım şahım birşey değildi. Bir oda, bir salondan oluşan bir evdi. Böyle küçük bir ev benim gibi tek yaşayan biri için idealdi.

Kahve gözlerini bana çevirip, yaşlı yüzüne yer edinmiş gülümseme ile beni karşıladı. "...Beni nereden bulduğunuzu daha söylemediniz" Kapı çalındığı andan itibaren ellerimi saklamak için taktığım yeşil, üzerinde kahverengi fiyonklu eldivenime bir bakış attı yaşlı adam. Daha sonra ise gözlerini tekrar yukarı çıkardı. Bedenini tamamen bana çevirip, güzel bulduğu tuvalime arkasını dönmüştü.

MühRejanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin