✭ 8 ~ Bilinmezlik ve Modernlik

24 5 0
                                    

Okumalarım hiç yok denecek kadar az ama ben neden kendimi duramadan yazıyorum. Çünkü yazmayı seviyorum. Okunmasa bile bu benim hayalimde ki yazılar.

Ve ben en azından bu sitede hayalimi yazıyorum.

Keyifli okumalar!

▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪~▪

Bölüm 8

Karanlık olsa da yürüdüğüm bu yoldan artık eskisi kadar korkmuyordum. Korkmaktan ziyade güçlü duruşumu sanırım eskisi kadar umutsuz hissetmeyişime yoruyordum. Doğru yolda mıyım değil miyim bilmiyordum ama en azından çabam vardı. Arayabileceğim şeyler çıkmıştı önüme ve öylece ölmeyi beklemekten daha iyiydi bana göre.

Yine erken bir sabah uyanmıştım. Yatağımda iyice gerindikten sonra alarmı kapattım ve hızla ayağa kalktım.

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra dişlerimi fırçaladım. Kişisel bakımımı hızlıca tamamladım. Dün duş aldığım için direk hazırlanmak adına giysi dolabıma yöneldim. 

Dün siyah giyinmiştim bu yüzden açık renkli bir şeyler aradım. Gördüğüm takım ile kocaman gülümsedim. En sevdiğim renk! Su yeşili!

Su yeşili tüylü bol bir kazak; altına büyük mavi, siyah, beyaz çizgileri olan krem bir etek ve krem bir çanta. Ellerime su yeşili, benim ördüğü parmaksız eldiven ve üstüme de açık gri hemen eteğimin bitişinde duran kapüşonlu kürk mont almıştım. Ayakkabı tercihimi bu sefer bilekte, kalın kısa topuklu, beyaz, önden bağcıklı bir bottan yana kullanmıştım.

Hızla giyinip kıvırcık, kabarık saçlarımı açık bıraktım. Hazır olduğum zaman, yatağımı toplamış ve küçük bir kahvaltı sonrası resim çantamı değiştirmiştim. Gerekli eşyaları çantama koyduğumda, kütüphaneye teslim edilme günü gelen kitaplarımı elime alarak onları da poşetlemiştim. Çıkmam gerektiğini düşündüğüm saatler yaklaşınca su yeşili resim çantamı, telefonumu ve poşetlerim alarak evden çıktım.

Eşyalarımı kapının dışında indirip kapıyı iki defa kitledim ve tekrar elime eşyaları alıp hızla caddenin başına yürüdüm. Biraz bekledikten sonra bana doğru gelen taksiyi elimle durdurmuş ve okulumun yoluna doğru yolculuğa başlamıştım.

Dün modem takılırken Yaşar Amca gelmişti. Telefonum sürekli kapalı olunca merak etmiş. Ona durumu söylediğimde haber etmediğim için kızdı ama anlayışla karşıladı. Evime modem takıldıktan sonra da birlikte evde yemek yapıp yemiştik.

Biraz çizimlerim ile ilgili çalışma yaptıktan sonra ise gitmişti. Gittiğinde saat çok geç değildi. Bu yüzden geri kalan zamanımı kitapları okuyarak geçirmiştim.

Okula vardığımda taksiciye dikiz aynasından baktım. "Teşekkür ederim, borcum ne kadar?" Adam da aynadan bana baktı ve ücreti söyledi. Hızla ona ödemeyi yaptım ve arabadan indim.

Saati bu sefer tutturmuş ve yirmi dakika önce gelmiş olduğumun sevinci ile hızla kütüphaneye gittim. Kitapları bırakmalıydım.

Bilgisayar başında duran tanındık yüzü görmesi ile ona yöneldim. "Bunları teslim etmek için gelmiştim" Piercingli kaşları şaşkın bir şekilde havaya kalktı ve bana baktı.

"Sakın bana hepsini okuduğunu söyleme inanmam"

"Tamam o zaman, söylemem" Omuz silkmiştim umursamazca.

Hızla ayağa kalktı ve rastgele bir poşetten, rastgele bir kitap aldı. Yine rastgele bir sayfa açtı ve bana kaşlarını çatarak baktı. "Pegasus genellikle 'şiirsel ilham' ile özdeşleştirilir yazıyor burada. Bunun nedenini açıklar mısın?"

MühRejanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin