Tamam tamam bu son, diğerlerini okuyup, yorumlayıp, beğenmenizi bekleyeceğim 😂😂
"Sen ev mi tutacaksın peki?"
Taehyung bütün konuşmaların sonunda konu kendisine dönünce başını telefonundan kaldırmıştı. Sol elini omzuna götürüp sıktı, sabahtan beri her yeri ağrıyordu. Düzene alışmak için zamana ihtiyacı vardı.
Diğer taraftan Jungkook sorunun cevabını gerçekten merak ediyordu çünkü eğer bu, tekrar ayrı kalacakları anlamına geliyorsa üniversiteyi bırakabilir ve ona yakın bir ev tutabilirdi.
"Taşındık diye çok masraf çıktı zaten" Taehyung omzunu oynatarak gevşetmeye çalıştı. "Metroyla gitmeyi düşünüyorum bu sene. Belki sonra..."
Jin anladığını belli eder gibi başını sallarken Jungkook onun can çekişmesini izlemekten yorulmuş olacak ki elindeki içeceği bırakıp Taehyung'un omzunu tuttu. Taehyung yutkunarak bakmıştı ona ama Jungkook'un yüz ifadesi yumuşaktı. "Arkanı dön"
Taehyung oturduğu sandalyeyi çevirip ona sırtını dönerken Jin, Yoongi ve Jimin'in hep geç kaldığından şikayet ediyordu. Tanrıya şükür, en azından bu özellikleri Taehyung'un gittiği günküyle aynıydı.
Jungkook onun omzunu ovarken Taehyung alt dudağını ısırmıştı, buraya gelirken ondan masaj hizmeti almak gibi hayalleri yoktu. Bir ara olmuştu... şimdi yoktu ama. Şimdilik yoktu diyelim.
"Jungkook."
Delta, Jin'e dönmüştü. Boynunu ovarak başını iki yana sallıyordu, ne anlama geldiğini anlamamıştı.
"Feromonların" Jin sessizce küfretmişti, Jungkook o an, Taehyung'un da oturduğu yerde eğildiğini fark etti, hızlı hızlı nefes alıyordu.
Ellerini hemen onun omzundan çekip ayağa kalktı ve ikisinden birkaç adım uzaklaştı, genelde kontrolden çıkmazdı oysa. "Özür dilerim, anlayamadım bir an"
Taehyung masada duran kapalı içeceklerden birini aldı ve kapağını açıp kafasına dikti.
"Bak demiştim sana, betaları da etkiliyorsun" Jin telefonunu masaya bırakıp nefeslerini düzenlemeyi bekledi. Taehyung'dan daha çabuk toparlamıştı görünürde. "Sen iyi misin Tae? Ben onun dengesizliklerine alıştım ama sen gerçekten pek iyi gözükmüyorsun"
Jungkook pişmanlıktan kendini yiyecekti şimdi. "Çok üzgünüm, gerçekten Taehyung. Bir şey ister misin? Tatlı alayım mı, iyi gelir belki"
"O kadar mı kötü duruyorum" Taehyung gülünce rahatlamıştı ikisi de. "Iyiyim, sadece pek maruz kaldığım bir şey değil" elindeki şişenin etiketiyle oynuyordu şimdi de. Jungkook yerine yavaşça geri oturup bu sefer duygularına hakim olması gerektiğini aralıklarla hatırlattı kendine.
"Buna yıllarca maruz kalmayı denemelisin, artık alfaların feromonuna bağışıklık kazanmış bile olabilirim" Jin somurtarak söylenince Jungkook gülmüştü, gerçekten böyle bir şey olursa daha da fazla gülerdi.
"Hala Yoongi seni kenara kıstırmamış, tahmin edemezdim" Taehyung masaya eğilip Jin'e dikkatini vermişti, oysa delta, mümkünse tüm ilgisini kendine istiyordu.
"Onu galiba nihayet Jimin'e havale ediyorum" Jin, Yoongi'nin uzaktan geldiğini görünce duyamayacağı şekilde özetledi ona. "Yanımıza gelmekten çekiniyordu ama son bir yıldır düzeliyor. Bence ikisi güzel olacak"
"Gerçekten de yakışıyorlar" Taehyung ikisini hayal ederken istemsizce tebessüm etmişti. "Hiçbir şey yok mu aralarında?"
"Daha yok ama yakındır" Jin, Yoongi sandalyelerden birini çekip oturunca gülmeye başladı, sinirleri bozulmuş gibi güldüğü için Yoongi geç kalmasına bağlamıştı bunu.
"Beşinci nerede?" Gözleri hepsini taramıştı. "Jimin gelmedi mi daha?"
Taehyung da gülüşünü saklı tutamamıştı bu sefer, Jungkook bıkkınlıkla başını iki yana sallayıp telefonunun kilidini açtı.
"Sana cevap bile vermiyorum Yoongi, bugün yıldızımız Taehyung." Jin sandalyesinin arkasını alfaya döndüğünde, onun olduğu taraftan homurtular yükselmişti. "Danimarka'da kimseyle tanışmadın mı?"
Jungkook duraksayıp telefonunun ekranını kapatmış ve kilidini tekrar açmıştı. Çünkü kesinlikle ikisini dinlemiyordu.
"Çok iyi arkadaşlarım oldu tabi" Taehyung kaçamak cevap verince Jin kocaman bir tebessüm takınmıştı.
"Şimdi bu çok karmaşık. Ben ve sen gibi iyi arkadaşlar olabilir... sen ve sevgili deltamız gibi arkadaşlıklar olabilir... üstüne alınma Jungkook ama buna genelde flört diyor insanlar... ya da gerçekten sevgilin olmuş olabilir?"
Jungkook tekrardan kilidi çizdi. Fazla hırçın çizmiş olacak ki telefon onu mutlulukla reddetmişti.
"Seninle olan arkadaşlığıma bile yaklaşmadı, merak etme hala tepedesiniz" Taehyung göz ucuyla Jungkook'a bakmıştı ama delta kendisiyle pek alakadar görünmüyordu. Taehyung telefonunda onu meşgul edenin kim olduğunu düşündüğü için kendine kızdı.
"Hoşgeldin" Yoongi başını kaldırıp gelen Jimin'e gülümserken elini yandaki sandalyeye atmış ve oturması için çekmişti. Jimin oturur oturmaz da masadaki içeceği eline verip "Zaten bir şey yediğin yok" diye azar çekmekten geri durmamıştı.
"Yemeğe gitmiyor muyuz artık?" Jungkook ekran kilidini rahat bırakıp onlara tek tek bakmıştı. "Biraz tteokbokki için adam öldürebilirim"
"Lütfen bunu yapma, sen ölmeden seni besleriz biz" Jin kalkıp telefonunu arka cebine sıkıştırmıştı. Diğerleri de ondan hemen sonra hareketlendi. Jin önden Yoongi ve Jimin'le yol alırken Jungkook ve Taehyung arkalarından, nispeten daha yavas yürümeye başlamıştı. Jungkook'un elleri ceplerindeydi, üşüdüğünden sayılmazdı, gerginliğine verdi bunu.
"Liseyi bile zorla bitirdiğini söyledi annen... üniversite okuma hayallerin var mıydı ki?" Taehyung ona kısaca baktıktan sonra yola geri dönmüştü.
"Jin itekledi. Sen gittikten sonra mantıklı konuşma işini ona bıraktık, yerinde bir seçim gibi şimdilik"
"Üniversitede bu kadar etrafında dolaşmayın bari, alfaların hepsi sizin yüzünüzden kaçarsa ileride çok başınızın etini yer" Taehyung kollarını birleştirmişti çünkü onunla konuşurken elleriyle ne yapması gerektiğini bilmiyordu, tam aptal gibi hissettiriyordu bu ona.
"Senin başına da birini dikmeme gerek var mı? Açık açık söyle çünkü Seul Üniversitesi'nde tanıdıklarım var"
"Peşime takmayacaksın dimi Jungkook?" Tek kaşını kaldırarak sormuştu. Jungkook onunla oynamak istedi, hatta flört bile etmek istedi. Oysa sadece gülümsemişti.
"Elbette hayır, senin hayatın..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I See You Across The Street | Omegaverse Taekook (Yoonmin&Namjin)
FanfictionJungkook, eşi olması gereken Vita'nın, birlikte kardeş gibi büyüdükleri arkadaşı olduğunu öğrenince aralarında duygusal bir şey olamayacağını düşünmüştü. * En sevdiğin mevsim geri döndü İlk tanıştığımızdaki gibi, Seni caddenin karşısında görüyorum...