Haftanın son üç günü, Taehyung'un çilingir çağırması ve her birinin ayrı ayrı kendi üniversite hazırlıklarıyla geçmişti. Bundan belki de memnun olmayan tek kişi Jungkook'tu çünkü Taehyung'un bir kere daha gecelere kadar yabancılarla partilerde gezmesini istemiyordu.
Neyse ki okul başladığında endişesinin yersiz olduğunu anlayabilmişti. Odasının -inanır mısınız perdeleri o kadar uzun süre kapalı bırakmıştı ki artık açarken takılıyordu. Gördüğünüz gibi açmak için neden bulmuştu- çalışma masasına yakın penceresi Taehyung'un odasına bakıyordu, böylece her gün erkenden eve dönüp ders çalışmasını izleme fırsatı bulmuştu. İçeriye güneş girmesinden Jungkook'un aksine keyif alıyor olmalıydı ki onun perdeleri hiç kapanmıyordu. Giyindiği saatler dışında. Evet, bu, birilerinin keyfini çok kaçırıyordu.
Taehyung o haftanın ortasında Jin tarafından okula davet edilince, dersten sonra okulda kalmak yerine otobüse koşmuştu, eğer bunu yapmamış olsaydı yemek yerdi. Açlıktan bir kuzuyu bile mideye indirebileceği seviyedeydi.
Otobüse kartını okutup arkaya ilerlerken, tek eliyle demirleri tutup diğeriyle çalan telefonunu açmıştı. "Şimdi otobüse bindim"
"Unutmadığına emin olmak istemiştim, çünkü Yoongi az önce Jimin'e voleybol oynamayı teklif etti ve ben de oldukça yalnız kaldım" Jin dudak bükmüştü ama Taehyung bunu elbette göremedi. "Keşke sen de bizimle olsaydın, yani iyi bir yer kazanmanı takdir ediyorum ama-"
Taehyung onu dinlerken sonraki duraktan binen iki kişiyle göz göze gelip kibarca gülümsedi. İki dersleri ortaktı, Taehyung bunu hatırlıyordu çünkü pek unutulabilecek tipler değillerdi.
Onlar da kendisini hatırlıyor olacaktı, yüz hatları nispeten daha yumuşak olan el sallamıştı, oturdukları yer de Taehyung'un tam önündeki ikili koltuktu.
"Jungkook seninle değil mi?" Telefon konuşmasına geri döndüğünde hangi durakta olduğuna bakmıştı.
"Hayır, belki. Şimdi bana doğru yürüyor... Bu çocuğu ne yapacağım ben, keşke balmumu kaplatıp vitrine koyabilsem, bütün omegaları başımıza toplayacak yakında"
"N-ne? Neden?"
"Bilmem, bekar bir delta olduğunu çok sık unutuyoruz belli ki. Bu gün ona cilve yapanların skalasını tutsaydım-"
"Tünele giriyorum." der demez telefonunu kapatmıştı Taehyung. Başını cama yaslayıp huzursuzca ekran kağıdıyla bakışıyordu şimdi.
"Seul'e yeni tünel açtıklarını bilmiyordum" az önce ona el sallayan çocuk başını geriye yatırarak bakmıştı Taehyung'a. "Pek açık sözlü sayılmazsın, değil mi?" ondan geri dönüş alamayınca başını kaldırıp vücudunu ona doğru döndürmüştü bu sefer. "Seni Kentsel Koruma ve Tasarım dersinden hatırlıyorum ama sınıfta yüzden fazla öğrenci vardı, bana adını hatırlatman gerek"
"Taehyung." Başını camdan kaldırarak cevaplamıştı onu, kendine uzatılan elini sıkmayı da ihmal etmeden.
"Güzel isimmiş, değil mi?" Yanındaki arkadaşını dürterek söylemişti. "Ben de Hoseok, arkadaşım Namjoon. Aynı bölümde değiliz ama onunla da ortak derslerimiz var"
Taehyung yerinden kalkarken mırıldanmıştı. "Memnun oldum Hoseok, Namjoon, ama sanırım burası benim durağım ve-"
"Yarın sabah Mimari Tarihi dersin var değil mi? Yarın görüşürüz?"
Taehyung kapı açılınca başıyla onayladı onu. "Görüşmek üzere"
***
"Ben şu esmer olanı sevdim," Jungkook'un aldığı cipsten aşırırken söylemişti Jin. "Diğerleri yalaka gibiydi ama o tam senlik"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I See You Across The Street | Omegaverse Taekook (Yoonmin&Namjin)
FanfictionJungkook, eşi olması gereken Vita'nın, birlikte kardeş gibi büyüdükleri arkadaşı olduğunu öğrenince aralarında duygusal bir şey olamayacağını düşünmüştü. * En sevdiğin mevsim geri döndü İlk tanıştığımızdaki gibi, Seni caddenin karşısında görüyorum...