"Biz bize kaldığımıza göre, parti sonrası partisi yapalım" Jin gülerek Yoongi'nin gömleğini çektiğinde Jimin, çaktırmadan ortada kalmış son içkileri topluyordu. Sanki bundan daha sarhoş olabilirmiş gibi...
Ve Jungkook sadece sırıtıyordu. Bütün gece sırıtmıştı.
"Biraz daha gülersen ağzına dirseğimi geçireceğim" Taehyung sadece onun duyabileceği şekilde fısıldamıştı ama yüzü ona dönük değildi. Bu yüzden kendi kendine mırıldanıyor gibi gözüküyordu.
Jungkook onun kulağına eğilip, konuşmayı tercih etmişti oysa. "Öpüşüme karşılık vereceğin aklımın ucundan geçmezdi"
Taehyung huylandığı için başını yana eğip elini kulağına sürtmüştü.
"Jimin'e yardım edeyim" Yoongi kendini Jin'in elinden kurtarıp mutfağa kaçınca Jungkook kıyın kıyın Taehyung'a yaklaşmıştı. Burnunu boynuna sürtüyordu ki Taehyung başını geriye çekip onun yüzünü kedi misali ittirdi.
"Sonra konuşsak?"
"Bir kere daha öpersem kabul ederim" Jungkook onun üstüne eğilirken Taehyung hala çekilmeye çalışıyordu ve bu anı da yine Jin bozmuştu.
"Neden öpüy-" hıçkırıkla kesilen cümlesini tamamlayabilmesi bile beceriydi. "-yorsun? Taeee!!"
"Rüya gördüğüne çok eminim Jin. Keşke şu gözlerini kapatıp kenarda sızsan" Jungkook kenara çekilip huysuzca otururken Yoongi geri dönmüş ve yere oturan Jin'i koltuğa kaldırmıştı. Jin başını eğerek sırıttı Yoongi'ye. "Öpüşüyorlar"
Yoongi bir anlığına gözünü ikisine çevirip tekrardan Jin'e döndürmüş ve gülmüştü. "Evet koca tosbağa, uyku saatin geldi de geçti senin"
"Ama-"
Yoongi yastığı onun yüzüne kapatıp uyuması için homurdanırken Jin ayaklarıyla tepinmişti.
"Bu evi bu halde bırakırsak annenler bizi öldürür" Taehyung ayağa kalkıp yerdeki çöplere uzandı.
"Ben Jimin'le halledeceğim, öyle anlaştık zaten" Yoongi mırıldanmıştı. "Sen de mi fazla içtin? Yüzün kızarmış"
Jungkook gülmemek için dudaklarını bastırıp askıya doğru ilerlemişti. "O zaman ben Taehyung'u eve bırakayım, içmek ona da hiç yaramıyor" kendi ceketini hızlıca giyip Taehyung'unkini de ona uzatmıştı. Taehyung, elindeki çöpleri Yoongi'ye verdikten sonra ceketini aldı.
"Iyi geceler hepinize"
Jungkook, o çıktıktan sonra kısaca el sallayıp peşinden çıkmış ve kapıyı çekmişti. Adımları, Taehyung'a hızlıca yetişti. "Bence o sayılmazdı, tekrarını yapmalıyız"
"Birden bire şalterlerin mi attı senin?" Taehyung gülmüş ve kaldırımın kenarına geçip ona yer açmıştı. Böylece yan yana yürüyebilecek kadar yerleri vardı.
"H-hmm..." Jungkook elini önüne kaldırıp düşen kar tanesini yakaladı. "Bak! Bak kar yağıyor, daha güzel bir işaret olabilir mi?"
Taehyung başını kaldırıp ufak ufak düşen karlara bakarak gülümsemişti. Gerçekten de güzeldi, Kore'de ilk karın özel bir anlamı vardı. Klişeydi ama bütün sevgililer, ilk karı görünce aynı şeyi düşünürdü.
"Ilk kara denk gelen sevgililer, uzun süre ayrılmazmış"
"Biz sevgili değiliz" Taehyung da iki elinin avuçlarını, karları tutmak için açmıştı. Minik taneler avucuna düşer düşmez küçük su damlacıklarına dönüşüyorlardı.
Jungkook onun saçlarını parmaklarına dolayıp iç çekerek oynadı. Onun oyununu oynamasını bir süre izlemişti, hatta baya izlemişti, avuçları soğuktan kızarana kadar... "Ben yanlış bir karar vermiş olmaktan korkuyorum, seninle arkadaş kalmak istemiyorum"
Taehyung elinde eriyen kardan ona çevirdi başını. "Ne? Sürekli tartışıyoruz diye mi?" Taehyung'un da aklına takılıyordu bu hep. Bu küçük tartışmaların büyümesinden korkuyordu.
"Hayır yani arkadaş olmanın bana yeteceğini sanmıyorum." Onun saçını okşayan parmakları karıncalanmıştı. "Sevgili olmayı deneyemez miyiz?"
Bunu söylemesini beklemiyordu. Artık onun arkadaşça olan hareketleriyle flörtöz hareketleri de birbirine karışmaya başlamıştı.
"Denemeli miyiz?" Taehyung ellerini birbirine sürtüp ona bakmayı sürdürmüştü.
"Bana soru sormak yerine sorumu cevaplar mısın?"
Bunu söylerken fazla ciddiydi.
Taehyung çekingence gülümsemişti bu sefer, dudağının yanı titremiş bile olabilirdi. Başını yavaşça onaylar gibi salladı. "Pekala... deneyelim" istediği gerçekten de buydu, ağzından küçük bir kıkırtı kaçınca Jungkook elini onun saçını karıştırmak için kullanmıştı bu sefer.
"Neyse ki saat 12yi geçti, yıl dönümümüz Jin'in doğum günü olsaydı çok canlar yanardı..." Taehyung onun bu dediğine göz devirmişti. "Eh, şimdi sorunumuzu çözdüysek benim evimde kahve içmek ister misin?"
"Hayır, yatağıma kavuşup uyumak isterim"
Jungkook huysuzca kolunu tutmuştu. "Yarım kahve? Yarım kahve içeriz. Ya da bende uyuyabilirsin? Taşındıktan sonra gelmedin de bana"
Taehyung çoktan evine yürümeye başlamıştı. "Yarın okul çıkışında buluşuruz? Yemek yeriz"
Jungkook pes edip onun hızına yetişti. "Öyle olsun bakalım..." onu durdurup kendine çevirdikten sonra ellerini kollarına koymuştu. "Iyi geceler"
"Sana da..."
Jungkook gülümseyip onun dudağını öncekinden daha kibar ama yavaşça öpmeye başladığında Taehyung da ona sarılarak karşılık vermişti. Geriye çekildiğinde Jungkook onun ceketinin fermuarını iyice çekip tatmin olmuş bir bakış attı. "Git uyu bakalım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I See You Across The Street | Omegaverse Taekook (Yoonmin&Namjin)
FanfictionJungkook, eşi olması gereken Vita'nın, birlikte kardeş gibi büyüdükleri arkadaşı olduğunu öğrenince aralarında duygusal bir şey olamayacağını düşünmüştü. * En sevdiğin mevsim geri döndü İlk tanıştığımızdaki gibi, Seni caddenin karşısında görüyorum...