1 Ocak 2021
Yeni kurguya hoş geldiniz. :')
Keyifli Okumalar!🖤Ha birde,
yukarıdaki şarkıyı dinlemeyi unutmayın.
O bu kitabın ilk şarkısı.
Dinlerken düşündüğüm tek şey, bu kitaba ait olduğuydu. :')SENI YAZABILIR MIYIM?
Giriş
Saçlarından başladım sana bakmaya.
Sonra gözlerim, yeni bir dünyaya açılan gözlerinde durdu, kalbimi çalan gülüşünde son buldu.
Her bir ayrıntın zihnimi ilhama boğdu.
Şimdi söyle bana;Seni yazabilir miyim?
GirişBazı hayatlar vardır yazılması gereken.
Aslında bazı insanlar vardır, hayatlarının mürekkeple beyaz bir kâğıda kazınması gereken.
Zihnimin incilerle süslediğim en özel köşesinde filizlenen karakterlerin bir ruha sahip olduğuna inanırdım. Onlar öyle derin düşüncelere sahipti ki, gerçek olmayı hak ediyorlardı. Onların kalbi, ruhu ve düşünceleri önce kağıt ile buluşmalı sonra onlarca insanın gözleri tarafından okunmalıydı. Onların hayatları herkes tarafından erişilebilir olmalıydı. İnsanların kalplerine yerleşmeliydi onların hisleri, insanlara bir şeyler katmalı ve hissettirmeliydi.
Etrafımda gördüğüm her şey beni hep derin düşüncelere sürükler ve sonunda bir hikâyenin zihnimde filizlenmeye başlamasına sebep olurdu. O filizlenen hikâyeyi güzel bir ağaca benzetirdim.
Önce narin bir çiçek açardı; karakterler can bulurdu.
O çiçek büyür büyür ve kocaman olurdu; o karakterlerin öyküsü belirirdi.
Sonra çiçekler bir ağaç oluşturmaya başlarlardı; yazmaya başlanılırdı.
Esasen zihnimde beliren karakterler kendi yollarını kendileri çizerlerdi, hikayelerini kendileri oluştururlardı. Onlar söylerlerdi, onlar yaşarlardı ve ben yazardım. Yazardım ve onların milyonlara ulaşmasını dilerdim. Benim hayatımı değiştirdikleri gibi başkalarının hayatına dokunmalarını isterdim.
Yazmak benim en büyük gayemdi, yazmak için yaşıyor, yazmak için nefes alıyordum.
İlk kitabımın basıldığı anı asla unutamıyordum. O gün hayatımdaki en değerli, en duygusal gündü.
Hayatımda ilk defa bir şeyi başardığımı hissediyordum. Hayatımda ilk defa benim de önemli olduğumu hissediyordum. İlk defa bir işe yaramıştım ve ilk defa insanlar beni sevmişti. İnsanlar gerçekten benim yazdığım satırlarda can bulmuştu.
Kendi dört duvarlı odamda birlikte dans ettiğim kitap karakterlerim artık onların da odalarında dans ediyordu. O karakterler artık sadece benimle değil, herkesle konuşuyorlardı. Sadece benim zihnimde değil, okurlarımın kalbinde yaşıyorlardı.
Bu paha biçilemez bir duyguydu.
Ve bugün ilk imza günümde yer alacaktım.
Sanırım heyecanımı tarif etmemin bir yolu yok ama siz anlıyorsunuz beni, değil mi?
Belki de kalbimin bu denli hızlı atışını sizde duyuyorsunuz.
Duyuyor musunuz?
*
Genç kız sadece yazmak için nefes aldığını düşünüyordu çünkü bu kız yazmak dışında bir şey yapamadığını sanıyordu. Yazmak olmasa o kaybolurdu ıssız sokaklarında. Onu bulacak kimse yoktu, ona sahip çıkacak, kaybolmamasını önleyecek hiçbiri yoktu.
Sadece o vardı.
O ve zihninde canlanan karakterleri.
Yapayalnız kalmıştı, yedi milyar insanın yaşadığı dünyada.
Genç kız yalnızlığında boğuluyor gibi hissediyor, kafasında yaşayan karakterleri onun ellerinden tutuyordu. Onu boğulmaktan kurtarıyor, yazılmak için adeta haykırıyorlardı. Onlar yazılmak istiyordu çünkü onlar genç kızı kurtarmak istiyorlardı. Eğer genç kız onları yazmasa bu hayatla barışamazdı, biliyorlardı.
Bu genç kız esasen kaybolmaması gereken çok değerli bir inciydi. Kabuğunda saklanan inciyi kimse göremiyordu çünkü onun kabuğu dahi saklanmıştı. İnciye ulaşmadan önce kabuğunu görmeliydiniz, onu tozdan görünmeyen o kuytu köşeden çıkarmalıydınız.
Ama eğer ki o kabuğu bulup açarsanız dünyanın en güzel incisiyle karşılaşırdınız.
O sadece yazma yeteneğiyle değil, birçok özelliğiyle göz kamaştırıcıydı. Özenle yaratılmıştı, dünyanın en muazzam kişiliğine aday gösterilebilirdi. İçinde yaşayan onlarca karakterle birlikte çok derin bir düşünme yetisi vardı. Kalbi kocamandı. İnsanları seviyordu, onların iyi olmasını istiyordu. Hayvanları seviyordu, onları kurtarmak istiyordu. Doğayı seviyordu, kaybolmasını istemiyordu.
O sadece görünüşüyle değil, içindekiyle, karakteriyle de ışıl ışıldı.
Bir yıldızınki kadar parlaktı onun ışığı.
Ama onun tek bir sorunu, tek bir hatası vardı.
O bunu bilmiyordu.
O, o kadar görmemezlikten gelinmişti ki kimse onu keşfedememişti. İnsanlar onu görmedikçe, görünmeye değer olmadığına inanmaya başlamıştı. Bu onu dayanamadığı bir yalnızlığa sürüklenmeye itmişti. Ama o buna alışıktı, her şeyin olması gerektiği gibi olduğuna inanıyordu.
Hayatını değersiz görüyordu.
Kitaplarının sadece karakterleri için, onun içinde yaşayan insanlar için okunduğunu düşünüyordu.
Kimsenin onun için okuduğunu düşünemeyecek kadar alışıktı görünmez olmaya. Bir hayaletten ibaret olmaya. Kendini kendine hayalet bellemişti artık. Aynadaki yansımasında kendini değil, başkalarını görüyordu.
O kıza iyi bakın!
Çünkü o aranızdan biri.
O kız artık görünmeliydi.
O artık keşfedilmeliydi çünkü o keşfedilmeyi hak ediyordu.
Aslında o bütün gözlerin üzerinde olmasını hak ediyordu.
O kendini bile yazmıyordu.
Hayatının yazılmaya değer olduğunu bilmiyordu çünkü.
Onun yazılmaya değer olduğunu bilmiyordu. Işığının göz kamaştırıcı derecede parlak olduğunu anlayamıyordu.
Ama biri vardı; genç bir adam.
O öyle düşünmüyordu.
Şöyle fısıldadı kızın kulağına doğru:
"Sen hep yazıyorsun, kafanda yaşayanları, yaşananları, kâğıda döküyorsun. Ama sen asla kendinden bahsetmiyorsun, kendinden bir şeyler katmıyorsun. Esasen sen yazılmalısın. Sen yazılmalısın fakat bunun farkında değilsin."
Ve birden çıkagelen, kızın ışığına şahit olup büyülenen o adam,
Onu yazdı.
O adam sayesinde genç kız bir şarkı oldu.*
Selamlar herkese!🖤
Okuduğunuz kurgu zihnimde birkaç ay önce filizlendi.🥲 Henüz diğer kurgularıma bile yoğunlaşamıyorken yeni bir kurguya başlamak istemedim. Hâlâ daha tüm kurgularıma yoğunlaşabilmiş değilim ama ilham beni esiri altına aldı. Biliyorsunuz, 2020'ye girerken de KÇÇ'yi yayımlamıştım.
Bu 'adet' bozulmasın dedim ve 2021'e yeni bir kurguyla başlamak istedim.Bilmelisiniz ki, bu diğer kurgularımdan farklı bir kurgu.
Daha az aksiyonlu, daha az olaylı bir kurgu.
Bu olay örgüsüne dayalı değil, daha çok duygulara dayalı bir kurgu.
Böyle daha sakin ve huzurlu bir şey yazmaya epey ihtiyacım varmış gibi hissetmeye başlamıştım.Her şeyiyle bu kurgu için de çok heyecanlıyım. Umarım o hisleri size aktarabilirim çünkü yapmayı en çok istediğim şey.
İnanıyorum ki, bu kurgumu da seveceksiniz ve beni yalnız bırakmayacaksınız.
Yorumlarınızı ve desteklerinizi esirgemeyin, olur mu? Onlara çok ihtiyacım var, onlar en büyük motivasyon kaynağım.
Siz yorum yaptıkça, ilgi gösterdikçe benim yazma isteğim hep artıyor. ⭐️Size geç olsa da, mutlu yıllar diliyorum.
Bir sürü dileğimizin gerçek olduğu, sağlıklı bir yıl olmasını diliyorum.not: Girişi öyle kafama birden esti de yazdım, gram planlanmış değildi. Zaten huyumdur öylesine hiç düşünmeden yazmak. :d
Bu nedenle belki ilerleyen zamanlarda girişte eklemeler ve çıkarmalar yapabilirim, haberiniz olsun. Bana belli olmaz diyorduk, değil mi?🙂not2: Kapağı kendim yapıp koydum ama sadece geçiçi olarak çünkü bu işlerde berbatım. Hikayelerimi okuyup da çok muazzam kapaklar yapabilen insanlar olduğunu biliyorum. :') Eğer içinizden gelirse bu kitabım için de bana kapak yapıp gönderirseniz, beni çok mutlu ederseniz. Beğendiğimi kapak olarak kullanacağım. Şimdiden hepinize uğraşlarınız için teşekkür ederim.🖤
Şimdilik hoşça kalın.🌊
sizi çokça.🌻
⭐️ Gitmeden önce... Giriş bölümünü nasıl buldunuz?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
seni yazabilir miyim?
Teen FictionO, o kadar görmemezlikten gelinmişti ki kimse onu keşfedememişti. İnsanlar onu görmedikçe, görünmeye değer olmadığına inanmaya başlamıştı. Bu onu dayanamadığı bir yalnızlığa sürüklenmeye itmişti. Ama o buna alışıktı, her şeyin olması gerektiği gibi...