5: KENDİNLE SAVAŞMAK

1.8K 251 209
                                    

"Hazır mısın, Doktor Müzik?" Taehyung yanıma koşar koşmaz bitmeyen enerjisi ile sordu. "Annem meraktan çatlamıştır kesin. Beni gördüğü anda başlar sorgusuna."

Gülümsedim. Uzanıp elimi tuttu ve iyice görebileceği yüksekliğe kaldırdıktan sonra "Ellerimiz bu kadar uyumlu olması çok büyüleyici. Sence de öyle değil mi? Tam oturuyorlar." dedi.

"Dikkat et." Önüne bakması için uyardım fakat kafa sallamayı da ihmal etmemiştim.

Durak okula yakın olduğu için birkaç metre sonra vardık otobüsü bekleyeceğimiz alana. Ona eğilip özellikle sakin bir yerlerde durmak istediğimi söylediğimde anlayışla karşıladı. Otobüsü herkesten önce göreceğimiz bir yere gittik. Bulunduğumuz noktada göğüs hizama gelen kırık, beton bir duvar vardı. Taehyung tek hamlede kendisini yukarı itip oraya oturmuş ve yanına gelmem için dizini patpatlamıştı.

Bacaklarının arasına girip sırtımı ona yaslarken "Monitörüne değmiyorum, değil mi?" diye sordum. Canını acıtmak son isteğim dahi değildi.

"Hayır. Öyle bir şey olsa söylerim, merak etme. Kendime zarar verecek kadar delirmedim."

Elleri yanaklarımı şekilden şekle sokup yoğurdu ilkin. Ardından saçlarımı buldu ve şekillendirmeye çalıştı. Kendi kendine eğlenirken ağzı asla kapanmamıştı.

"...Kuyruğunu sallıyor böyle. Manyak gibi. Bazen kapıdan içeri adımımı atar atmaz üzerime atlamaya çalışıyor salak ama küçücük. Doğru düzgün zıplayamıyor bile."

Köpeğinden bahsederken heyecanlıydı. Hayvanları çok sevdiği belliydi. Ben de severdim elbette fakat haklarında sonsuza kadar konuşma kapasitesi olan kişi Tae'ydi.

Biraz daha konuştuk. Bana basit ve sıradan sorular sordu. En sevdiğim rengi, en sevdiğim yemeği, ilk kez kaç yaşında porno izlediğimi ve nasıl hissettirdiğini... Kendisi benden erken başlamıştı ve bu bilgiyle yalancı bir efelik taslamayı da ihmal etmemişti.

"Sınıfımdaki çocuklar yüzünden. Yoksa işim olmaz." diye salladı.

"Tabii canım." dedim inanmadığımı belli eden sesimle. Gülüp eğildi ve kafama bir öpücük kondurdu.

Uzaktan gelen otobüsteki numarayı okuyup "İşte geldi limuzin." dedim. Ona dönüp beline sarıldım ve duvardan aşağı indirdim. Koluma girmeden önce cüzdanımı çıkarabilmiştim.

•••

Yolda 'biraz' yorulduğunu söyleyip, kafası omzumda dinlenmişti. Yarım saat olmadan evinin bulunduğu caddeye varmıştık.

Evi tatlı, üç katlı, müstakil bir binaydı. Etrafta yatay mimari ürünü evler çoğunluktaydı zaten fakat tek tük triplex vardı. Onlardan biri de buydu.

Bahçede çiçeklerini sulayan kadına dikildi gözlerim hemen. Taehyung'un gür saçlarını kimden aldığı belli olmuştu: kahverengi, aslan yelesini andıran saçlara sahip annesinden.

"Hazır mısın?" dedi Taehyung bana dönüp. Kafamı salladım. "Yemeğe falan davet edecektir. Çok soru sorarsa müdahale ederim, sakın korkma."

Taehyung elimi bırakıp annesine koştu. Dudaklarım yukarı kıvrıldı hemen. Onu izlerken gülümsememem imkansızdı, çocuk neşesi vardı içinde.

Annesine sıkı sıkı sarıldığını gördüm. Sonra kadının bakışları benimkileri buldu ve tepeden tırnağa süzdü bedenimi.

"Merhaba." diyen sesi soru doluydu.

Ayçiçeği Misali ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin