5- Tesadüfen Paketlenmiş

710 48 421
                                    

*Tesadüfen Paketlenmiş*

Keyifli okumalar diliyorum~~

•••

BaekHyun, genelde kurduğu saçma sapan bir müziği olan alarmla uyanıyordu ama bu sabah iğrenç alarmla değil de aldığı güzel kokulara uyanmıştı. Gözünü açtığında odasının dışından biri anlayamadığı bir müziği mırıldanarak söyleyip eşyalara dokunarak ses çıkarıyordu. Seslerden gelenin mutfakta olduğunu, kokudan ise bu kişinin Jongİn olduğunu anlamıştı.

Gülümseyerek tereddüt bile etmeden, açtığı tek gözüyle önüne bakarak mutfağına gitmiş ve onu fark etmeyen adamın arkasından sarılmıştı. Sarıldığı adamın başta irkilmesi ve hemen ardından onu dirseğiyle itmesine tebessüm ederken çabalarına karşılık verip kollarını ondan ayırmıştı.

-Günaydın Küçük BYUN.

-Günüm böyle aydınlanacaksa-

-Sus. Başlama yine.

Sesini yükselten adamın yanağından öpüp koşarcasına ondan kaçmıştı. Kendini banyosuna atmış ve temel şeyleri yaptıktan sonra hızlıca mutfağa geri dönmüştü.

Jongİn'in ona yalancı siniriyle baktığını bildiği için küçük bir gülümsemeyle hazırlanmış masaya oturmuştu. Masadakilere dudaklarını ısırarak bakıyordu. Uzun zamandır masası bu kadar güzel görünmemişti.

-Şerefsiz SeHun. Bak, yine nefret ettim ondan.

-Sevgilimden ne istiyorsun yine?

-Her sabaha seninle uyanması yetmiyor, bir de yemek kabiliyetini her gün görüyor. Haksızlık.

Çıplak ayaklarını sıcak parkenin üzerinde kaydırırken yemeği yemeye başlamışlardı. Parke sıcaktı çünkü evin alttan ısıtması vardı.

-Sen de sana bakabilecek birini bulsaydın bu yaşına kadar, kardeşim. SeHun'uma ne diye laf atıyorsun.

Yanağına dünya kadar yemeği sıkıştırıp konuşmaya çalıştı BaekHyun. Jongİn ise onun gözlerine bakmak yerine yuvarlak olmuş yanağına bakarak sırıtıyordu. Bazen şirin olabiliyordu BaekHyun.

-Benimle olsaydın şu anki benim durumumda olacak olan kişi SeHun olurdu. Şimdi ona 'Kardeşim' diyor olacaktın.

BaekHyun, belliydi ki ona o şekilde hitap etmesine bozulmuştu. Bunu gizlemiyordu bile. Nadiren utanırdı ve duygularını veya içinden geçenleri ise yüz ifadesiyle belirtmek yerine dile getirmeyi tercih ederdi.

-Ah, gel gör ki SeHun'layım. Bunu kabullen artık.

BaekHyun, eliyle bira dolu bardağını kavradı.

Sabah kahvaltısında bira ne gezer demeyin çünkü onların her öğününde illa ki alkol olmak zorunda. Bu yüzden BaekHyun, karşısındaki Yunan tanrı'sı görünümlü adama cevap vermeden önce birasından büyük bir yudum yudumladı.

-Siz, aynı eve taşındığınızda kabullenmiştim zaten.

-Yahu, bizi bırak da ne zaman şu 'anlatman gerek şey'i anlatacaksın?

Dudaklarını bilmiyorum, der gibi büzüp masadaki yiyecekleri ağzına doldurmaya başladı BaekHyun. Önceliği yemekti. Uzun zamandır gerçek bir kahvaltı yapmamıştı ve bunu gerçekten özlemişti. Kendisi yemek yapmaya üşeniyordu ve yapabildiğini bile daha önce hiç test etmemişti. Yaptığı küçük tost gibi şeyler haricinde sıcak yemek yapmayı hiç denememişti. Belki ocağı yakmayı bile bilmiyordu, çünkü daha önce denemeye yanaşmamıştı hiç. Zaman kaybı olarak görüyordu. Hem biliyordu ki yemek yapmaya kalkışırsa ortalığı dağıtacaktı ve temizlikçi kadın gelene kadar kirli bir mutfağa tahammül edemeyecekti.

Ride Or Die (BaekYeol)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin