FIRTINA

ESTRELLA DE MAR'

Estrella De Mar'ın ön tarafına çıktığımda kendimi yoğun insan trafiğinin, her yeri aydınlatan sokak lambalarının ve adım başı uyuşturucu satmaya çalışan serserilerin arasında bulmuştum. Sadece bir anlığına kulaklarımda oluşan uğultu yüzünden insanları duyamamaya ve onlara uyum sağlayamamaya başlamıştım. Soluklanmak için kaldırımın ortasında durdum. "Hey! Önümden çekil!" Sol yanımda bir baskı hissettiğimde kaşlarımı çattım. Hissettiğim baskı birkaç adım gerileyip sırtımı çapmama sebep olduğunda arkamdan bir başkasının sesi yükseldi. "Dikkat etsene be!" Yanımdan geçip giden mini etekli kız omzuma çarpmıştı. Bu da yetmezmiş gibi en az onun kadar dengesiz birine çarpmama sebep olmuştu. Arkamdaki kıza omuz silkip bana çarpan kişiye baktım. Dudakları arasında tuttuğu sakızı patlatıp orta parmağını havaya kaldırdı. Sinir bozucu bu hareketine orta parmağımı kaldırarak karşılık verdim. Buraya kavga etmeye gelmemiştim. Elim hala havadayken "Ruth Ivy Bronteeeee..." diye bağıran erkeksi sesi duydum. Kalabalığın arasında soy adımı uzatarak bağıran ve kimliğimi elaleme ifşa eden kişi hiç şüphesiz Luke'dan başkası değildi. Titreyen ellerimi ceplerime sokup sesin geldiği yöne doğru döndüm. Barın girişinde durmuş pantalonunun fermuarını yukarıya çekerken bana bakıyordu. Yüzündeki memnun ifadeye bakılırsa Ester ile yeni sevişmiş olmalıydı. Yüzümü ekşiterek yanına gittim. "Yüzündeki bu ifadeyi bir türlü sevemedim, bir problem mi var Bronte?" Luke ciddileştiğinde bana soy adımla hitap ederdi. "Beni beklemeden içeriye girmişsin, yarım saattir seni arıyorum." Mahçup bir şekilde bakışlarını yere dikti. "Ester ile kavgalıydık, içeriye girmem gerekti. Bu seferlik affetsen?" Derin bir nefes alıp iç çektim. Alaylı ses tonum Luke'un kulağına kalabalığın sesini bastırarak ulaştı. "Bu seni son affedişim Luke. Bir daha beni bekletme." Kafasını salladı ama ikimiz de biliyorduk ki bu Luke'un beni ne ilk bekletişiydi, ne de son olacaktı.

Kapıdaki korumaya selam verip içeriye geçtik. Girmeden hemen önce bileklerimize CP'nin sembolü olan Pena işareti damgalanmıştı. İçerideki atmosfer dışarıdakinden farklıydı. Çoktan yüzlerce kişinin doluşmuş olduğu mekan fazlasıyla sıcaktı. Serinlemek ve daha öncesindeki olayları unutmak için bir şeyler içmeye ihtiyacım vardı. Müziğin sesi yüzünden konuşmak neredeyse imkansıza yakındı. Luke'a barı işaret ettim. Elimi tutup önümden yürümeye başladı. Önden giderek kalabalığı yarıyor ve yürüyebilmemiz için yol açıyordu. Sayesinde çok geçmeden bara ulaşmıştık.

Bar tezgahına yaslanıp Darci'ye baktım. Göğüs dekoltesi karnında bitiyordu. İçine giydiği bralet meme uçlarını belli eden bej tonundaydı. "Sürtük," diye mırıldandım. Luke beni duymuş olacak ki yüzüne çarpık bir gülümseme otutturdu. "Hadi ama Ivy, Darci'ye hala düşman olamazsın." Kaşlarımı çattım, bal gibi de olurdum. Darci'yi iki yıl önce erkek arkadaşımla basmıştım. Aynı yatakta, inleme sesleri eşliğinde ve çıplak... Onları bastıktan sonra eski erkek arkadaşım Owen'in açıklaması "Çok sarhoştum Ruth. Yemin ederim ki onu sen sandım," olmuştu. Şimdi Darci'ye baktığımda sadece bu repliği ve inleme seslerini hatırlıyordum. "Sert bir şeylere ihtiyacım var. Sen ne istersin?" Birkaç saniyelik düşünmenin ardından çoktan ne içmek istediğimi bildiğimi fark ettim. "Cin tonik." Luke siparişlerimizi verdikten birkaç dakika sonra içkilerimiz hazırdı. Parmaklarımın arasında tuttuğum cin toniği yavaş yavaş yudumlarken Ash'i üst kattaki trabzanların önünde bir çocukla konuşurken gördüm. Yüzünde memnuniyetsizliğini açıkça belli eden bir ifade vardı. Luke'u dürtüp Ash'i işaret ettim. Bakışları deli dolu bir hal alırken "Zaten elim kaşınmaya başlamıştı," dedi. "Benimle gel." Bileğimden tutup beni ardından çekiştirdiğinde yine yeni bir tatsızlık çıkacağını anlamıştım.

Kalabalığın arasından içkisini döke döke ilerlerken insanlara çarpıyordu. Birkaç kişiyi çoktan ıslatmıştı bile. O önden giderken insanların ona küfrettiğini az çok duyabiliyordum. Küfreden bazı kişilerin yanından geçerken omuzlarına çarpmayı ve sinirlerini daha çok bozmayı ihmal etmemiştim. Arkadaşıma edilen küfür bana da edilmiş sayılırdı.