Döner kapısından içeriye girdiğim Trends Fad şirketinin mimarisine hayran kalmıştım. Sade ama şık olan yapısıyla bir numaralı şirket olarak günümüze adını altın harflerle yazdırmıştı. Moda, parfüm ve aynı zamanda reklam şirketi olan Trends Fad, her zaman gözde ürünler piyasaya sürerek listenin başında yer almayı başarıyordu. Birçok kişinin hayran kaldığı ürün ve tasarımlarıyla Trends Fad, Bayan Scarlett Haviar'ın yönetimi altındaydı.
Scarlett aynı zamanda moda hukuku enstitüsünü yöneten ve ayrıca fikir ve sınai mülkiyet hukuku iktisadisinde değer taşıyan hukuk dalını kurmuş olan isimler arasındaydı. Fikri ve sınai mülkiyet hukukun amacı ürünlerden yararlanma şartlarını düzenleyip aykırı kullanımları yaptırıma bağlayarak nitelikli fikir ürünlerinin korunmasını sağlamak ve fikir üretimini özendirmekti.
Moda, devasa bir endüstri olarak küresel ekonominin en belirgin temsil alanlarından biriydi. Vitrine çıkan gösterişli kıyafetlerin arka planında ise inanılmaz disiplinle işleyen bir sistem vardı. Scarlett Haviar moda sektöründe kariyer yapmak isteyenlere bugünlerde ders veriyordu. Bu eğitimler ise bugün başvurmuş olduğum stajyerlik rütbesinden başlıyordu.
Eskiden moda denilince akla tasarımcı yetiştiren ve tasarımcı olmak için can atan insanların mekânı gelirdi. Oysa tasarım, endüstrinin ihtiyaçlarından sadece biriydi. Bir tasarımın, yani bir fikir ürününün soyut düzlemden çıkıp somut bir boyutta hazırlanması, bunun kitlesel üretime hazır hale gelmesi ve kitlelere ulaştırılması çok ciddi operasyonel bir süreci gerektiriyordu.
Scarlett potansiyeli olan bir kadındı ve bu yeteneğini kullanmıştı da. Tasarımlarını koruyup, tasarım ürünlerini bir marka çerçevesinde ele almıştı. Başarılı bir moda tasarımcısı olmasının yanı sıra başarılı bir hukukçuydu da. Markasının adını ve tasarım güçlerini koruyacak güçteki bir hukukçu...
Pek çoğumuz her sezon moda olan trendlere bir göz atıp, hoşumuza giden ve bize yakışacağını düşündüğümüz tasarımları satın alıyorduk. Scarlett Haviar ise hoşumuza giden kıyafetler üretip, onların haklarını alıp, daha sonra da ürünlerini satın almamız için onları bize stratejik bir zekayla pazarlayan kadındı. Herkes gibi ona ben de hayrandım. Kendisinin ürettiği çoğu şeyi almaya param yetmese de, başarısından dolayı ona saygı duyuyordum. İlk defa şirketinin içerisine girdiğim için heyecandan titriyordum. Kabul edilmeyeceğimin farkındaydım ancak burada olmak bile benim için yeni sayılabilecek bir heyecandı.
Terleyen avuç içlerimi pantalonuma silip beyaz mermerden yapılmış olan zeminin üzerinde yürümeye başladım. Güvenlik görevlisinin masası sol taraftaydı. Giriş ve çıkışları o kontrol ediyor olmalıydı.
Masaya doğru yürüdükten sonra görevliyi gördüm. Kırklarında olduğunu düşündüğüm kadın iri yarı ve ürkütücü görünüyordu. İnsanları dış görünüşleriyle yargılamamam gerektiğini biliyordum ancak elimde değildi. Boğazımı temizleyip dikkatini çekmeye çalıştım. "Afedersiniz?" Önündeki kağıtlardan kafasını kaldırıp başına takmış olduğu siyah şapkayı tek parmağıyla yukarıya doğru ittirdi. Neden burada olduğumu anlamaya çalışırmışçasına gözlerimin içine bakıyordu. "Gazete başvurusu için geldim. Stajyer görüşmesi." Oturduğu koltuktan kalkıp masanın üzerine eğildi. Üzerimdeki kıyafetleri süzdükten hemen sonra ağzından hoşnutsuzluğunu dile getiren bir melodi çıktı. Bu hareketi kendimi kötü ve yetersiz hissetmeme sebep olmuştu. Güvenliğin dudakları arasından çıkan tek bir ses bütün özgüvenimi ayaklar altına almama yetmişti. "CV'ni getirdin mi?" Aceleyle cebime sokuşturduğum anahtarlığımı çıkarttım ve usb belleğimi kadına gösterdim. "Evet, burada yanımda." Kaşlarını çattı. "Bayan Scarlett sadece kağıt CV kabul ediyor." Beni ciddiye almıyor gibi görünüyordu. Hala orada dikildiğimi görünce "CV'nin bir çıktısını alıp geri gel," dedi. "Ayrıca üzerini değiştirmelisin kızım, burası prestiji olan bir yer." Söyleyeceklerini içinde tutamamış gibi laflarını suratıma çarpmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRTINA
Teen FictionEstrella De Mar'ın gizli girişinde arkadaşını arayan Ruth Ivy Bronte başına hiç istemediği bir bela alır. Aşkın tehditkâr, sevginin bela vaat ettiği yeni hikayeme hoş geldiniz.