An Unexpected Guest in the Junko Furuta Trial✔ × TaeKook Three-Shot

||Junko Furuta Trial 3-1||

_

|Jeon Jeongguk|

Japonya

Misato / Saitama

10 Aralık 1988

Günlerimin çoğu evimdeki meşe ağcından yapılmış olan masada oturarak geçirirken çoğunlukla merkezle iletişime geçiyor ve yeni davaları üstlenerek çözüyor onlara geri ulaştırıyordum. Kore'de pek ilgimi çeken olaylar hiçbir zaman olmamıştı. Nefret ettiğim basit kavramı her yerde karşıma çıkarken birkaç yıldır aldığım davalardan dolayı kazandığım parayla birlikte kendimi Japonya'daki Misato'nun, Saitama iline attığımda buradaki davaların düşündüğüm kadar ilgi çekici ve tam benlik olduğunu fark etmiştim.

Japonya'yı saran Yakuza örgütü ve her geçen saniye, çok ciddiyim, kendileri her saniyede daha da büyüyor ve benimde içim onları yakalama isteği ile dolup taşıyordu. Yaptığı suçlar, normal suçların yanında gökyüzüne uzanan ve devlerin onu kullanarak yeryüzüne inmesini sağlayan sihirli fasulye filizi kadar devasa kalırken çalan telefonumla heyecanlanıyor, en sevdiğim kalemimi elime almak, bir şeyler karalamak, yapboz parçaları gibi ipuçlarını birleştirmek, sonrasında bulduğum sonuç ile gururla merkezi arayıp oradakiler ile mantıklı bir konuşma yapmak beni çok fazla heyecanlandırıyordu. Hep heyecanlandırmıştı.

Şimdi ise yine meşe ağcından yapılan masamda oturmuş elimdeki kalemle önümdeki kareli deftere bir şeyler yazarken arada yazığım cümleleri tekrar okuyunca bana inanılmaz mantıksız geliyor, elimdeki kalemi başıma atıp kalemin ucunu kullanarak başımı kaşıyordum.

Bazı bilgilerin eksik olduğunu biliyordum. Emindim, çünkü her seferinde bir çıkmaza girmem, amacıma ulaşamamam tamamen bir şeylerin bana yanlış anlatıldığı yönündeydi. Bu yüzden davaya başladığımdan beri çatık kaşlarımla masanın bir ucundaki telefonuma ulaşarak merkezde ki görevlilerden birini aradım. Aynı zamanda defterimde yeni bir sayfa açık, elimde en sevdiğim kalemim varken bekliyordum.

"Merhaba, ben Akemi. Nasıl yardımcı olabilirim?"

"Jeon Jeongguk. Junko Furuta davası için yetkiliyle görüşmeliyim."

"Aktarıyorum, lütfen bekleyin."

Akıcı Japoncam ile görevli kadınla konuşmuş ve parmaklarımın arasında bekleyen kalemi masaya koyarak alnıma yerleştirmiştim. Parmaklarımla masaj yaparken gözlerim o sırada kapalı hattın ucundan yetkili birisi ile konuşabilmeyi bekliyordum.

"Merhaba. Ben Ren, Furuta Junko davası yetkilisi."

"Merhaba. Ben Jeon Jeongguk, Kore'li dedektif. Dava hakkında bütün gelişmeleri duymak istiyorum."

"Jeon Jeongguk.. sizinle tanışmak benim için bir şereftir efendim. Ve efendim, dava konusunda bir gelişme yok."

"Kısaca üzerinden geç o hâlde."

"Tabii, efendim. Furuta Junko, neredeyse on yedi yaşına girecek ve Yashio-Minami Lisesi'nde okuyan genç bir kız efendim. Kaçırılma tarihi 25 Kasım olarak biliniyor. Okuldan çıktıktan sonra, evlerinin yolunda genç kızın kırık bisikleti bulunmuş. Ailesi ondan uzun bir süre haber alamadığı için bize ihbarda bulundular efendim. 15 gündür kayıp ve öldüğüne dair hiçbir iz bulunamamakta."

"Kimse sorguya alınmadı mı? Şüpheli olan kimse yok mu? Arkadaşları soruşturulmadı mı?"

"Evet, evet soruşturuldu efendim. Ama hepsinden oldukça normal sonuçlar aldık."

"Kızın anlaşamadığı birileri yok muymuş, ve ya kavga ettiği? Bir öğretmen, temizlik görevlisi, lisesinden herhangibi biri?"

"En yakın arkadaşının söylediğine göre, kaçırılmanın yakın tarihlerinde üçüncü sınıflardan birkaç kişinin onu rahatsız ettiğini görmüş. Bir kişi hariç diğerlerini tanımıyormuş. Onun da ismi Shinji Minato. Onu da sorguya aldık fakat kendisi sadece onunla ders notları için konuştuğunu söyledi."