•Dört

11 1 0
                                    

Bölüm azraşkımızdan♡

"ve ben en büyük çaresizliği yaşıyordum,bağırışlarım duyulmuyordu..."

Nerde olduğumuzu ne ben ne de Aziz biliyordu.Kaçırıldık mı yoksa bu bir şaka mı en ufak bir fikrimiz yoktu.Saatlerdir burada elimiz,kolumuz bağlı bir şekilde oturuyorduk.Ne o ağzını açıp konuşuyordu ne de ben konuşuyordum.Saatlerdir tek yaptığımız şey ya birbirimize bakmak ya da gözlerimizi kapatıp beklemekti.Ta ki o gelene kadar...

"Azra,Aziz beni duyuyor musunuz?"

"Fu-Furkan."

"Furkan burdayız.Aziz ben.Azra yanımda.Çabuk gel Furkan."

Ve...Bir mucize oldu.Mucizelere inanır mısınız bilmem.Ben inanmazdım.Şu ana kadar inanmazdım.Ama artık inanıyorum.Furkan gelmese kim bilir başımıza neler gelecekti aklım ermiyor...Ama geldi.

İlk Aziz'i çözdü.Bunu ben istemistim.Çünkü benden önce o uyanmıştı ve benden çok düşünmüştü.Hatta ben uyanana kadar nasıl kafayı yemedi hayret ettim.Ben içimde bunları konuşurken bir şey oldu.Tenimde başka bir teni hissetim.Aziz'in elleri ellerimi çözüyordu.Artık kurtulmuşt-

"İçinden kurtulduğumuzu düşünmüyorsun umarım.Hatırla.Ne zaman ağzını açsan başımıza bir şey geliyor."

Bu çocuk ciddi ciddi beynimi okuyor ya da çok kısa bir zamanda bile insanları çok iyi tanıyordu.Ee fantastik bir hayatımız olmadığına göre 2.seçenek daha gerçekçi geliyor tabi.

"Furkan bizi nasıl buldun?"

"Imm...Şey...Aslında ben Azra ve seni izliyordum.Kafede yani.Birden tatlı çatalım yere düştü tam onu alırken..."

"Aziz,otele mi dönsek? Bizi buraya hapseden kişiler gelmeden uzaklaşsak iyi olacak."

"Haklısın.Furkan neyle geldiysen artık otele giderken anlatırsın."

"Yürüyerek geldim."

"NE."

Evet bunu Aziz'le aynı anda söyledik çünkü söylediği şey bizi şok etti baya.Derken 2.bir şok daha geldi.

"Çünkü...şuan...oteldeyiz..."

Evet 2.şok buydu bizi kaçıran kimse otelden biriydi ve oteli çok iyi biliyordu çünkü başka açıklaması olamaz.Tabii her şeyi kabusumda görmediysem ben.

"Sizi kaçıran kim bilmiyorum ama birkaç ipucu buldum,burada dikkatimizi çeken ne varsa alıp hemen odalara dönmeliyiz.Sanırım ben bir şeyler biliyorum."

"Furkan.Parmaklarım...Harfler...Onlara bak,oku."

"Ama bu.Virüs ve ölüm."

"Gitmeliyiz.Ayak sesleri geliyor."

Bunu ben söylemiştim.Ayak sesi gelmiyordu ama acele etmemiz gerekiyordu çünkü burada durduğumuz her saniye zararımıza işliyordu...

"Aziz sen masalardaki her şeyi bu poşete doldur.Azra sen de arka kapıyı aç.Biraz ağır ama tüm gücünü ver açılacaktır."

YARIM SAAT SONRA

Aziz'in odasına gelmiştik.Tabii ben bunu sonradan anladım.

"Ee beyler özet geçin ben hiçbir şey anlamadım."

"Aziz.Sakin.Ben anlatırım."

Aziz,bu söylediğime sinirlenmişti.Sebebini anlamadım ama sanırım bizi bağladıkları yerdeyken ayak sesi geliyor dememdi.Yalan söylediğimi anladıysa ona sinirlenmiştir diye düşündüm.

KARANLIKTAN AYDINLIĞAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin