3

52 12 37
                                    

Keyifli okumalar diliyorum💋
Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen ❤

***************

Evden çıktıktan sonra bizimkilere mesaj atmıştım.

                                                Kuzumcumlar🐑

Duru:  Ben çıktım şimdi 10 dakikaya oradayım

Buğra  Kuzum: Biz Aslıyla geldik sizi bekliyoruz

Sedef Kuzum : Bende çıkıyorum şimdi

Aslı Kuzum: 👍🏻👍🏻👍🏻

Çantamın ön gözündeki  kulaklığımı çıkartıp taktım ve müzik dinleyerek yürümeye başladım.  Yürürken müzik dinlemeyi çok seviyordum. Buluşacağımız kafe çok uzak degildi zaten.

Sonunda kafenin olduğu caddeye geldiğimde karşıdan gelen Sedefi görmüştüm. El sağladığını görünce bende kulaklığımı çıkartıp ayni şekilde karşılık verdim. Kulaklığımı çantama geri koyduğum sırada Sedef de yanıma gelmişti. Kollarımı boynuna doladığımda  oda aynı şekilde sarılmıştı .

Cuma günü görüşmüştük en son.Haliyle özlemiştik birbirimizi.Birbirimizden ayrıldığımızda  Sedef " Bebiş iceri girelim artık yoksa çenelerinden kurtulamayız" dediğinde başımı sallayarak " Haklısın hadi girelim artık. " dedim.

Birlikte kol kola iceri girdik.Bizimkiler muhtemelen  her zaman ki yerdelerdir diye düşünerek  kafenin bahçe kısmına geçtik. Tam da düşündüğümüz gibi aynı yerde oturuyorlardı.

Ama beklediğimizi aksine sadece Buğra ve Aslı değildi  bayağı kalabalıktılar.
4kisilik iki masayı birleştirmişlerdi.Bugra ve Aslı dışında masada Kerem, İnci, Eren, Işıl ve Barış vardı.

" Şaka mı bu ya ?  Allah'm bari haftasonu  görmeseydim ya " dediğimde Sedef gülmeye başlamıştı. Kaşlarım çatılırken ona doğru dönüp  " Gülme ya " dedim. Bu Sedefi daha da güldürmüştü.
Gözlerimi devirip Sedefi kolundan tutarak masaya doğru çekiştirdim.

Masanın bir tarafında  Eren ,Kerem, İnci oturuyordu. Diger tarafta ise Aslı, Buğra ve Barış oturuyordu.Masanın  başında ise Barış'ı kuzeni Işıl  oturuyordu.
Masada iki boş yer vardı.  Biri İnci'nin yanında diğeri ise Buğra ve Barışın  ortasındaydı.

Tam İnci'nin yanındaki yere doğru gidiyordum ki bunu fark eden Sedef   benden önce davranarak "Herkese selam gençler  " diyerek İncinin yanına oturmuştu.

Harika!

Sedef'e ölümcül bakışlar atmıştım ama bu onu ve diğerlerini güldürmüştü sadece.

Bu oturma düzenini bilerek ayarlamadılarsa benim de adım Duru değil!

Gözlerimi devirip masada tek boş olan yere oturdum." Hosgeldin Durucuğum, bak senin için yer ayırdım " dediğinde samimi olmadığı iki metre öteden bile belli olacak gülümsemem  ile Barışa döndüm.

"Sağ ol Savaşcığım zahmet etmişsin. Ama benim Aslıyla konusmam gerek" dedikten sonra Buğraya dönerek " Kanka bir yer değiştirelim mi " dediğimde ne yapmaya çalıştığımı anlayan Buğra "Acelen ne kanka konuşursunuz " demişti.

Son çare  Aslında dönerek "Aslı  sen de bir şey söylesene ya " demiştim ama Aslı,  Eren ile konuştuğunda beni umursamıyor bile.Sedef ise tam karşımda gülüyordu .

Arkadaş seçiminin önemi ...

Neyse, birkaç saat dayanabilirim bence.

Umarım!

Masaya siparişleri almak için gelen garsona sırayla siparişlerimizi vermiştik.Canım tatlı yemek istediği için kahvenin yanı sıra  bir de pasta istemiştim.

Siparisler gelene kadar masada ki sohbeti dinledim. İnci, Kerem ile olan komik anılarını anlatıyordu.
Inci iyi bir kızdı. Kerem ile de çok yakışıyorlardı. 9.sınıfta tanışmış ve sevgili olmuşlardı.

9. Sınıfta , Işıl  hariç hepimiz aynı sınıftaydık.  Daha sonra bölümlere ayrılmamız Kerem, İnci ve Sedef eşit ağırlığa geçmişlerdi. Ben, Barış, Aslı ve Eren sayısal sınıftaydık. Buğra dilde Işıl ise henüz 10. sınıftaydı.

Siparişlerimiz geldiğinde çilekli pastamdan bir çatal aldım. Ağzımdaki lokmayı  yuttuktan sonra bir çatal daha aldım pastamdan. Ikinci çataldan sonra doymuştum . Tatlı şeyler yemeyi çok severdim ama iki üç kaşıktan fazla yiyemezdim. 

Elimdeki çatalı tabağa bırakıp  kahvemi elime aldım. Bir yandan kahvemi içiyor bir yandan da masadakileri izliyordum. Eren ve Aslı,  İnci ile Kerem bir şeyler konuşurken , Sedef ile Işıl okul dedikodusu yapıyordu. Buğra kimseyi takmadan çayını içiyor bir yandan da biriyle mesajlaşıyordu.

Önüme döndüğüm de Barış tabaktaki çatalım ile yemeyi bıraktığım pastadan yemeye başladı.

Sinirle " O benim pastamdı ama ya "dediğimde "Ikimiz de daha fazla yemeyeceğini biliyoruz"demişti.

"Hiçte bile ben daha yiyecektim onu"  dediğimde Barış yüzünü  bana çevirip konuştu.

"Kuş kadar yersin sen, iki kaşıktan fazla yiyemezsin" dediğinde cevap vermeyip önüme döndüm.

***
İlerleyen saatlerde sohbete devam etmiştik. Eren işi çıktığı için erken ayrılmıştı aramızdan. Ondan yarım saat kadar sonra da Işıl kalkmıştı. Telefondan saate baktığımda  saat 17:50yi gösteriyordu.

Ayaklanıp masadakilere " Ben kalkayım  artık" dediğimde herkes ayaklanmaya başlamış, Sedef "Biz de kalkalım kanka, geç oldu zaten "demişti.

Hesabı istediklerinde herkes  kendi yediklerini öderken  Barış " senden çok ben yedim zaten " diyerek benim pastamı da ödemişti.

Umursamadım. Kafeden çıktıktan sonra herkesle vedalaşırken evin yolunu tuttum. Barışta arkamdan geliyordu.
"Pişt, beklesene kızım ya.Aynı yere gidiyoruz zaten " dediğinde daha da hızlandığımda gülmüş  ve hızlanarak  yanıma gelmişti.

"Sabah ki olay yüzünden mi kaçıyorsun yoksa" dediğinde ona dönmeden  cevap verdim. "Sabah ki şakan tam bir vasattı. Sana sabahta söyledim şakana inanmadığımı"

Sözlerime karşılık  gülerek  "İnandığını  biliyorum, biliyorum da tam olarak  ne zaman farkına vardığını merak ediyorum" dediğinde  pes ederek itiraf ettim.

"Bu iyiliğimi unutma dediğin zaman farkına vardım.Barış ve bana iyilik yapmak. Yok artık  , dünyanın sonu geldi herhalde diye düşündüm. " dediğimde gülmeye devam ederek "Kabul et, iyi şakaydı " demişti.

"Ben bunun intikamını  çok fena alırım haberin olsun Savaş " dediğimde cevap  vermeyip gülmeye devam etmişti.

Gül sen Barış efendi, gül.

Benimde adım Duru ise, ben bunu sana çok fena ödetirdim.

*************

Bir bölümün daha sonuna geldik.

Buraya hikayeyle ilgili fikirlerinizi yazar mısınız ? Düşünceleriniz benim için çok değerli 😇

Bugün yada yarın bir bölüm daha gelebilir💫

Keyifli günler hepinize💜

Duru Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin