3.Soğuk çayda ciğer yakar

72 5 9
                                    

''Alp'i görmeye geldim'' cümlesinden sonra içeriye buyur edilen kapıdan girmiş ve kendini salondaki koltuğa atıvermişti. Tatlı çiftin salona gelmesinden sonra beş dakika geçmiş ve kimse hala konuşmuyordu. Salona gelen kapı zilinden sonra olanlar olmuştu zaten. Kendisine hoş geldin diyen Umut'a ''Hoş buldum Umut '' diye bilmişti.

Affan yıllardır görmediği eski eniştesi ile karşılıklı koltuklarda oturuyorlardı. Geldiğinden beri onun kucağında oturan oğluna bakıyordu. Dayısını ilk gördüğü anda ne yapacağını bilememişti. Ne yapacağını bilemez hali sadece bir kaç dakika sürmüştü. Her zaman ki neşesi, hayat enerjisi ile birlikte dayısı ile hiç susmadan konuşuyorlardı. Sahi bu çocuk o kadar konuşma arasında hangi ara nefes alıyordu. Onu düşünmeye başlamıştı. Baba olmak böyle bir şey demek ki diye düşündü. Hala alışamamıştı. Allah ona hayalini bile kuramayacağı bir evlilik nasip etmişti. Tekrar şükretti Affan. Rabbi ona dünyada cennetten bir kesit vermişti sanki. Affan öyle düşüne dursun oğlunun '' Hemşirem nerde'' cümlesi ile kendine gelmişti.

''Yeni mi aklına geldi Alp efendi hemşirenin nerede olduğu'' ah ah bu çocuğun halasına düşkünlüğü ne olacaktı. Affan bu genç yaşında yorulmuştu. Oğlunun hızına yetişemiyordu. Allah'tan Zeynep gibi bir eşim var dedi. Zeynep'in Alp'i aratmayan enerjisi sayesinde ancak zapt edebiliyorlardı.

''Mutfağa gitti hemşiren'' demesiyle oğlunun dayısının elinden tutarak mutfağa doğru yol almışlardı. Affan da ayağa kalkmıştı ki Deniz'in Alp'i kucağa almasıyla bir an duraksadı. Bilin bakalım ne oldu. Oğlu Deniz'in omuzları üzerinden kendine dönmüş ve küçük parmaklarıyla yaptığı silah ile kendini vurmuştu.''Piyuv'' demiş ve silahın ucunu yapmış olduğu parmaklarını dudağına doğru yaklaştırmış olmayan dumanını üflemişti. Kahkahalar atarak dayına dönmüş ve ''Hemşiremin korumasını vurdum dayı'' derken Affan olayın şoku ile kalakaldığı yerden adımlayarak mutfağa geçmişti.

Yıllar sonra yeğenini gören Deniz ağzı kulaklarında sabahtan beri nefes dahi almayı unutan alp'e arada ''Nefes al alp'' demeyi esirgemiyor. Onu dinlemeye devam ediyordu. Sahi neden daha erken gelmemişti ki sanki. Yeğenin doğumunda, onun ilk adımlarında yanında olmak hatta ilk dayı dediği zamanlarda yanında olması gerektiğini hissetmişti. On dakika önce onun şok olmuş yüz ifadesi ile karşılaşmıştı. 

Şaşkınlıktan kendisi ile konuşamayacağını anladığında yeğeni bu kez onu şaşırtmıştı. Hiç durmadan konuşmaya başlamıştı. Hala konuşmasına devam ederken onun küçük ayakları yorulmasın diye onu kucağına almıştı. Alp onu şaşırtmayı başarmıştı. Küçük parmaklarıyla yaptığı silah ile babasını vurmuştu. Deniz de kahkaha atmaya başladı. Şimdi Alp'i daha çok sevmeye başlamıştı. Geçmiş yıllarda kendine gün yüzü göstermeyen Affan'ı yine onun kanından biri alt etmişti. Hem de bu kişi onun oğluydu. Alp'e ''Çak'' diyerek elini gösterdi oda minik eliyle çakmıştı. Yüzlerindeki gülümsemeler eşliğinde mutfağa girmişlerdi.

Umut mutfakta dalgın kafasını toplaya çalışarak Zeynep'e yardım ediyordu. Aslında yapılacak pekte bir şey yoktu. Alp ile birlikte kartopu oynarken Affan ile Zeynep kahvaltıyı hazırlamışlardı. Ona sadece yumurtalı omlet yapmak kalmıştı.

''Abla yumurtalar sal bizi artık diye yalvarmaya başladılar'' diye bir espri yapmıştı kendince.

''Efendim '' biraz duraksadıktan sonra ''Bir şey mi dedin Zeynep?'' Zeynep'e doğru dönmüştü. Demlemiş olduğu çaydanlığı yemek masasına koyarken ''Tavanın altını açmıştım abla omlet için onu söylemiştim'' Zeynep kendi kendine saydırmaya başlamıştı.

''Kızım Zeynep sen iyice kafayı yedin ha ''

''Kız tabi ki dalgın eski kocası burada''

''Sende gelmiş burada espri yapıyorsun''

UMUT DENİZİ (Deniz Serisi-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin