Gergin Birgün

120 10 39
                                    




Eğer okuyanlar varsa; düşünceleriniz benim için önemli :) <3













"En sonunda sana yardım etmek zorunda kalmıştım Namjoon." Dedi Jin hyung kahkahalarının arasında.

İkili bir yandan kendi anılarını anlatıyor bir yandan da Taehyung ile benim iyi anlaşıp anlaşmadığımızı kontrol eder gibi bize bakıyorlardı. Tanrı şahit ki, ilk karşılaştığımızda bir pot kıracak diye çok korkmuştum. Ama hiçbir şey olmamış gibi tanışmış ve sofraya oturmuştuk. Namjoon hyungla ben yan yana karşımızda da Jin hyung ve Taehyung oturuyordu.

Açıkçası birazcık, azıcık bir vicdan azabı çekmiştim. Çünkü Jin hyung kardeşi için gerçekten çok endişenmiş görünüyordu.

"Ah, Taehyung duydun mu? Okulda onunla uğraşan birileri varmış. Bugün de vurmuşlar ona. Sen tanıyor musun acaba?"

Taehyung tüm akşam boyunca kaldırmadığı kafasını kaldırdı ve şaşkın gözlerle abisine baktı. Ağzındaki yemeği yuttu ve konuşmaya başladı.

"Bilmiyorum hyung. Belki de birileri artık sessiz olmaktan bıkmıştır." Dedi gözlerini benimle buluşturup.

Bu çocuğun aurası ne zamandan beri bu kadar değişmişti. Rahatsız hissettiğim için yerimde biraz kımıldandım.

"Bana yaptıklarını ne çabuk unuttun hyung?" dedi tekrar abisine dönerek.

Seokjin hyungun kaşları çatılmıştı ve o da yemeğine ara verdi.

"Haklısın, kim olduklarını bilsem, ah neler yapardım."

Tam o sırada Taehyung ile tekrar göz göze gelmiştik. Çeksene bakışlarını üzerimden be! Rahatsız oluyorum!

"Hyung, merak etme artık benimle uğraşacaklarını sanmıyorum." Dediği şey üzerine şaşkınlıkla kaşlarım havalandı.

Bu gergin konuşma Namjoon hyungun muhtemelen Jin hyungdan öğrendiği soğuk bir espriyle sonlanmıştı.







***************************







Yemekten sonra hep birlikte salonda kahve keyfi yapıyorduk. Yani iki sevgili tatlı bir sohbete dalmıştı ama ben diken üzerindeydim. Çünkü Taehyung'un gözleri sürekli üzerimde turluyordu.

"Hyung, ben lavaboya gidebilir miyim?" dedim elimdeki kahveyi sehpaya bırakıp ayaklanırken. Salondan çıkmazsam boğulabilirdim.

Seokjin hyung tam ayağa kalkacakken onu durduran şey Taehyung'un sesi olmuştu.

"Siz devam edin hyung, ben gösteririm lavaboyu."

Seokjin hyung sevimlice kafasını sallamış ve Namjoon hyungla olan sohbetine devam etmişti. Taehyung ile göz göze gelmemek için başım hafif eğik yürümesini bekliyordum.

"Bu taraftan." Dedi en sonunda yürümeye başlayarak. Uzun koridorda yürüdüğümüz 20 saniye bana yirmi dakika gibi gelmişti.

Bir kapının önünde durdu ve bana döndü.

"Burası."

"Teşekkürler." Dedim alçak sesle. Işığı açtım ve kapıyı araladım. Tekrar kapatmak için itecektim ki Taehyung'un kapıyı tutan elime takıldı gözlerim.

Ne olduğunu anlamadan içeri girdi ve kapıyı ardımızdan kapattı. Şok olmuş ve büyümüş gözlerimle ne yaptığını anlamak istercesine ona bakıyordum. Gittikçe bana yaklaşıyordu. Sırtım duvara çarığınca durmak zorunda kaldım. Aramızda bir adımdan daha az mesafe kalınca durdu.

Bu bana bu günkü halimizi anımsatmıştı.

"Bana bak Jeon." Dedi kalın sesiyle.

Bütün okulun korktuğu Jungkook değil misin sen, demeyin. İçerideki iki kişi hatrına susuyordum. Tamam, azıcık tedirgin olmuştum, kabul.

"Abim sizin yüzünüzden ne kadar ağladı senin haberin var mı? Yüzüm dağılmış bir şekilde eve geldiğimde benim için ağladı."

"Bundan sonra buna izin vermeyeceğim. Sadece ama sadece abim için susuyorum, bunu bil. Yoksa her şeyi anlatıp bir daha ikisinin de yüzüne bakmamasını sağlarım Jeon. Sen de ona göre davranacaksın artık."

Konuşması bittikten sonra hızla çıktı. Tanrım! Geri zekalı çocuk beni tehdit mi etmişti! Okuldakiler öğrenmeden önce bu olayı kendim halletmeliydim. Eğer Namjoon hyung ile aram bu yüzden bozulursa kendimi asla ama asla affetmezdim.







***********************







Gecenin kalan zamanında tek eğlenen onlar olmuştu. Bense bir köşede ne yapacağımı düşünmüştüm.

"Artık kalkalım, Jungkook'u eve erken bırakmam gerek."

Namjoon hyung gözleriyle beni işaret ettiğinde dikkatimi onlara verdim.

"Küçük tavşanın uykusu da gelmiş belli." Dedi Jin hyung gülümseyerek.

"Taehyung artık Jungkook ile okulda da ilgilenirsin öyle değil mi? Diğer serserilerdense senin gibi bir arkadaşı olmasını tercih ederim."

"Hyung! Onlar benim arkadaşım."

Namjoon hyung gözlerini devirdi.

"Sonra konuşalım bu konuyu." Dedi ve kapıya ilerledi. Ben de arkasından onu takip ettim.

"Merak etme hyung, ben hep Jungkook'un yanında olacağım."

Arkamı dönmüş kapıdan çıkıyorken Taehyung'un sözleriyle arkamı döndüm ve sinsice bakan gözleriyle kesişti gözlerim.

Bu bana bundan sonra rahat yok demekti. Eskiden olsa zerre etkilenmezdim ama artık Taehyung'un neler yapabileceğini biliyordum ve bu ona olan öfkemi arttırıyordu. Benim yerime o geçemezdi. Buna asla izin vermezdim.

Kafamda okul için kurduğum bazı planlarla birlikte o evden çıktım. Ne hyunglarıma ne de okuldakilere sezdirmeden aramızdaki bu meseleyi halletmem gerekiyordu. Aksi takdirse sonuçları bana pahalıya mal olacaktı.

Başımın Belası-Taekook-VkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin