Okuyan var mı bilmiyorum ama okuyorsanız oy ve yorumlarınızı bekliyorum <3
"Anladım hyung, merak etme geç kalmam. Gitmem gerek, akşam görüşürüz."
Namjoon hyungla olan telefon konuşmam biter bitmez derin bir nefes almıştım. Telefonu kapatıp cebime sıkıştırdıktan sonra arkamda eğlenen dörtlüye döndüm. Bizimkiler gene Taehyung'u bulmuş ve bir şeyler söylüyorlardı. Onların yanına gittiğimde Jackson hyung Taehyung'un yakasında olan elini çekmiş ve bana dönmüştü.
"Duydun mu Kook. Sevgili ineğimiz Mark'ın sevgilisini daha önce görmediğini söyledi." Yüzündeki alaycı gülümsemeyle tekrar Taehyung'a döndü ve devam etti.
"Halbuki biz ikisini kafeteryada konuşurken görmüştük öyle değil mi Yugyeom?"
Olay şuydu: Jackson hyung ve Yugyeom, Taehyung ve Mark hyungun sevgilisini kafeteryada el eleyken görmüşler. Ve ertesi gün Mark hyung sevgilisinden ayrıldı. Yani anlayacağınız hepimiz Taehyung'un bu konuda suçlu olduğunu düşünüyorduk.
"Hyung bence haksızlık ediyorsun." Dedim dudaklarımı büzerek ve alaycı bir oyunculukla.
"Mark hyungun sevgilisinin standartları bu kadar düşük olsa Mark hyungla çıkar mıydı?"
Konuşmamın ardından üçü de gülmeye başladı.
"Sanırım haklısın Kook. Ama bence gene de bu işten öyle kolayca sıyrılamamalı değil mi abi?"
Yugyeom'un sinsi sırıtışı hoşuma gitmişti. Akıllarında ne vardı bilmiyorum ama Taehyung bu sefer bir iki yumrukla bu işten paçasını sıyıramayacaktı.
"Bence bu seferlik onu sadece Jungkook'a bırakalım, ne dersiniz?"
Olayın başından beri sessiz duran Mark hyung yanıma gelerek konuşmuştu.
"Ne dersin Kook?" Jackson hyungun bu soruyu sorması bile saçmaydı.
"Hyung, bundan büyük bir zevk alırım emin ol. Sonuçta Mark hyungun sevgilisini ayartan bir piçi dövmek benim için zevkli olacaktır."
Jackson hyung omzumu pat patladı ve üçü de yanımızdan ayrıldı.
"Nihayet baş başa kaldık ha Taehyung!"
Ellerimi ceketimin cebine koydum ve yavaş adımlarla sırtını duvara yaslamış ve kafası eğik olan çocuğa doğru ilerledim. Aramızda bir adım kala durdum.
"Kaldır kafanı!" bir anda bağırmam yüzünden irkilmişti ve bu acayip hoşuma gitmişti.
Hala bir hareket göremeyince sağ tarafına sıkı bir yumruk attım. Biraz sendelemişti ama duvardan tutunarak ayakta kaldı.
"Aynı şeyi iki kere söylemekten hoşlanmadığımı bildiğini sanıyordum." Cevap gelmeyince devam ettim.
"Gerçi senin başkalarının sevgilisini ayartan sikik bir piç olduğunu unutmuşum."
Biraz geri çekildim. Yumruk atmak için elimi kaldırdım, tam yumruğum suratına yaklaşacakken beni şaşırtan bir şey oldu.
Taehyung eliyle bileğimi tutmuştu. Öyle sıkı tutmuştu ki kolu u hareket ettiremiyordum. Sonra yavaşça sabahtan beri eğik duran kafasını kaldırdı ve yaslandığı duvarı bıraktı. Şimdi benden biraz daha uzun olmuştu. Tanrım! Neden bu kadar kötü bakıyordu bana?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başımın Belası-Taekook-Vkook
Fanfictiontop: tae, bottom: kook hikayesidir. ❤️ "'Seni seviyorum' demek değil ki marifet, önemli olan o kelimenin tüm sorumluluğunu alabilmek" demiş Can Yücel. Biz de diyelim ki: "Senden nefret ediyorum" demek değil ki marifet, önemli olan nefret ettiğin ha...