Merhaba!!! Bu hikayeyi unutmadınız değil mi?
Umarım beğenirsinsiz, iyi okumalar <3<3<3<3<3
Filmlerdeki gibi klişe bir şekilde güneş ışıklarıyla uyandığımı söyleyemeyeceğim. Aksine rahatsız edici bir şekilde uyanmıştım bu sabah. Gözlerimi açtığımda koltuğun bacağını gördüğümde ilk başta şaşırsam da sonra yerde yattığımızı hatırlamam uzun sürmemişti.
Sırtım fena halde ağrıyordu ama daha da kötü olan bir şey vardı. Ensemde hissettiğim sıcak nefes beni gıdıklıyordu, umarım tahmin ettiğim şey olmazdı.
Kafamı aşağı indirdiğimde belime dolanmış bir çift kol beni yanıltmamıştı. Bir dakika onlar kıl mıydı! Taehyung'un kolunda kıl vardı, benimkinde niye bu kadar yoktu?
"Taehyung!" dedim fısıldayarak.
Karşılığı ufak bir hareketlenme ve belimi daha sıkı saran kollar olmuştu.
"Lanet herif! Nefes alamıyorum!"
Hala uyanmamıştı! Sinirlenip kolları arasında ona doğru döndüm ve ellerimi göğsüne koyup itmeye çalıştım.
"Kook?"
Arkamdan gelen Jin hyungun sesiyle korkuyla kafamı çevirdim. Umarım az öncekileri duymamıştır.
"Günaydın, korkuttuğum için üzgünüm ama çok tatlı görünüyorsunuz." Dedi sevimlice.
"Sana da günaydın hyung. Acaba beni buradan kurtarabilir misin?" deim başımla yanımdaki ayıyı işaret ederek.
Jin hyung gülerek yanıma geldi ve yere oturdu.
"Taehyung bir şeye sarılmadan uyuyamaz, sanırım bu sefer hedef sen olmuşsun. Bekle hemen geliyorum." Diyerek yatak odasına girdi. Çok geçmeden elinde büyük bir yastıkla geri geldi.
Yavaşça yastığı benim olduğum yere sıkıştırmaya başladı ve böylelikle Taheyung2un belimdeki kolları gevşemiş yanımdaki yastığı sarmıştı sıkıca.
"Tanrım, sonunda kurtuldum!"
Şu an Jin hyungun gülüşüne ben de eşlik ediyordum.
"Kahvaltı hazırlayacaktım yardımcı olmak ister misin?"
Bu benim için kaçınılmaz ama zor bir teklifti. Çünkü ilişkimizle ilgili sorular sorarsa nasıl cevap vermem gerektiğini bilmiyordum. Öte yandan bu bir teklif değil sanki yapmamı istediği bir şeymiş gibi duruyordu. Zoraki gülümsememle kabul ettim ve birlikte mutfağa girdik.
O dolaplardan malzemeleri çıkarırken ben de sofrayı kuruyordum.
"Nasıl başladı ilişkiniz?" Jin hyung yumurtaları tavaya kırarken beklediğim soruyu sormuştu.
"Nasıl yani hyung?" olabildiğince sorudan kaçmaya çalışıyordum.
"Kim teklif etti, nasıl teklif etti?"
"Beni sınıfın ortasında öptü."
"Ne!" Jin hyungun şaşkın sesiyle ve kocaman gözleriyle ne söylediğimi yeni fark etmiştim. Tanrım ben ne demiştim az önce! Resmen kendi kuyumu kendim kazmıştım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başımın Belası-Taekook-Vkook
Fanfictop: tae, bottom: kook hikayesidir. ❤️ "'Seni seviyorum' demek değil ki marifet, önemli olan o kelimenin tüm sorumluluğunu alabilmek" demiş Can Yücel. Biz de diyelim ki: "Senden nefret ediyorum" demek değil ki marifet, önemli olan nefret ettiğin ha...