Yaşasın Rap!

3

Hikayeni yazmaya başla

Sude: KUBİİİİİİİİ

Bağırıp Kubilaya sıkıca sarıldı. Kubilayda öyle. Sude mutfağa giderken Kubilay diğerleri ile de selamlaştıktan sonra odasına gidip bavullarını odaya koydu ve önce Bilginin odasına girdi. Odasında olmadığını görünce bi üst kata çıkıp ordaki balkona gitti. Hepsi ordaydı. İçeri girdi Bilgin, Murat, Ayben ve Hakana selam verdikten sonra geri aşağı indi.

Dağra: Özlettin kendini Kubi bey.

Kubilay: Bende sizi çok özledim ya. Ee ne var ne yok?

Sercan: Ne yok ki be. Barıştırdık bizim meşhur ikiliyi.

Kubilay: Hass... Cidden mi ?

Ufuk: Cidden deli oğlan cidden. Sende ne var ne yok asıl keyifsiz gördüm seni.

Kubilayın yüzü düştü ve başını yere eğdi. Sude elinde tabaklarla mutfaktan geldi ve masaya tabakları koyup Kubilaya baktı. Kaşlarını çattı ve Kubilayın olduğu koltuğa oturdu. Kubilayın yüzünden tutup kendisine çevirdi sarıldı.

Sude: Ne oldu kuzum sana?

Kubilay: Çok önemli değil ya. Melekle kavga ettik ayrıldık.

Dağra: Haydaa. Ne oldu durduk yere ya?

Kubilay: Ne olsun ya saçma sapan kıskanmalar falan işte. Sanki geçmişte tek hatası olan benim gibi her kavgada yüzüme vuruyodu yok şunu yaptın bunu yaptın falan. Bu sefer de aynısını ben yaptım sanki senin geçmişte hiç hatan yok demi falan dedim işte. Sonra bağırdı çağırdı kavga ettik sonuç burdayım işte.

Sercan: Boşver be Kubi. Üzülmeye değer mi Allah aşkına.

Can: Oğlum en son sen sevgilinden ayrılınca seni zor ayılttık lan konuşma boş boş. Bak bana Kubi beni hiç manitamdan ayrıldım diye üzülürken gördün mü?

Ferhat: Güneş doğmasada olur..

Hepsi birden "Zeliş olmasada olur" diyerek güldüler. Can eline yastık alıp önüne gelene fırlattı.

Can: Dalga geçmeyin lan o başka. Bak işte olmasada olur diyorum yani adı üstünde.

Dağra: Seninki başkaysa burdaki herkesinki de başka oğlum uğruna şarkılar yazdığın insanı bırakmak kolay mı?

Can: Evet. Bak bana. O kucağında bebeğiyle ve kocasıyla mutluyken bende elimde viskimle ve mikrofonumla mutluyum hiçte sikimde değil. Hassiktir aşırı iyi sözmüş Twittera atiyim bari.

Hepsi güldü ve Sude geri kalan tabakları getirmek için mutfağa gitti. Tam giderken geri döndü ve bu sefer Dağrayı da alıp gitti.

Dağra: Yani sana yıllardır öğretemedim herhalde Sepete sığdığı kadar birayla viski koy tak sepeti koluna 1 şarap 2 tane de rakıyı eline al gel işte niye beni getiriyon ya her seferinde. ( sepet dediğim büyük bi tane leğen gibi bişey işte tek önemli olan büyük olması bunu bilelim yeter ssksrkğakdksğksdğ)

Sude: Söylenmeyi bırak ta hazırla sepeti. Ben geri kalanları ve bardakları götürüyorum lambayı kapatıp gelirsin.