𝐃𝐢𝐫𝐭𝐲 𝐁𝐨𝐝𝐲 | 𝙏𝙖𝙚𝙠𝙤𝙤𝙠 ⚣︎

NINE (m) | Öpeceksen... bekletme beni.

❌Bu bölümde cinsellik vardır❌

İyi okumalar.

Nine (m) | öpeceksen... bekletme beni.

Bu gece seni öpebileceğimi düşünüyordum ama sanırım olmayacak."
Burnumdan gülmeme sebep olmuştu dediği şey. Şakaydı değil mi? Şaka olduğunu düşünüyordum ve o da bunu anlamıştı, fakat gülmüyordu.

Lütfen ciddi olmasın.

***

"Birlikte olduğun kişilere hiç aşık oldun mu? Her hangi birisine yani?" Dedi.
"Hayır." dedim. "Hepsi seks düşkünü sapıklardı."

"O zaman hiç şansım yok benim."

"Neden bahsediyorsun? Açık açık söylesene." Bu şimdi benimle sevişmek mi istiyordu? Anladığım şeyi direkt ona söylemeyecektim. Dediği şeyi yanlış anladıysam eğer yerin dibine girerdim.
"Para dışında hiç seks yaptın mı?"
Evet, konu oraya geliyordu. Ne söyleyeceğini tahmin ediyordum. Bu saçma soruların hepsini es geçip arabadan inebilirdim ama şimdi bunu yapmak istemiyordum. Sanırım bana her şeyi söylemesini istiyordum. Ondan bunu duymak istiyordum.
"Hayır, para dışında işim olmaz."

"Anladım." Deyip susmuştu. Ciddi miydi bu? Önüne dönüp tamamen kapamıştı çenesini.
"Siktir, Taehyung! Eğer sevişmek istiyorsan açık açık söyle bana. Çok sinir bozucusun."
Gözlerini büyütmüş ve şaşkınlıkla aralanan ağzıyla konuşmaya başlamıştı. "Antipati olmasan belki sinir bozucu olduğumu kabul ederim." Elimi burun kemerime koyup sakinleşmeye çalıştım. Gerçekten küçük bir çocuk gibi davranıyordu.
"Sana demiştim ya, eğer zevkin doruklarına seni çıkartırsam benden özür dileyeceksin diye. Küçük bir değişiklik yapalım. Ben senden özür dileyeyim ve bir daha seninle uğraşmam."

"Saçmalıyorsun. Özür olmadanda bu işi yapabiliriz, Taehyung." Yüzünde hiç hoşlanmadığım bir sırıtış belirdi. Önüne döndü ve arabayı çalıştırdı.
"Nereye gidiyoruz?" Diye sormuştum ama birkaç saniye cevap alamadım. "Taehyung, nereye sürüyorsun?" Tekrar ismiyle soruyu sorduğumda göz ucuyla bana baktı.
"Evime gidiyoruz." Cevabını aldığımda önüme döndüm. Aklından neler geçtiğini çok fazla merak ediyordum ama hiçbirini soramıyordum işte.

********

Yarım saat sonra kafasını pencereye yaslayan kahve saçlı, neredeyse uyumak üzereyken arabanın durduğunu fark etti. Etraf kapkaranlıktı, fakat penceresine düşen yağmur damlalarının sesini duyabiliyordu. Şoför koltuğuna çevirdiğinde başını, Taehyung'un arabanın içini kontrol ettiğini fark etti.
"Evim burası. İn hadi." Diyerek kapısını açmış ve arabadan birlikte inmişlerdi.
Taehyung, evinin önüne gelip cebinden anahtarları çıkarttı. Bir iki anahtardan sonra evinin anahtarını bulmuş ve deliğe sokup çevirmişti.
Kapının yavaşça açılmasıyla Jeongguk'un yüzüne, hafif vuran sıcak esinti kendisini mayıştırmıştı. İçeriye ilk önce Jeongguk'u davet edip kendisi de girmiş ve kapıyı kapatmıştı.
"İçki ister misin?"

"Eve gelir gelmez misafire bu mu sorulur? Işıkları aç hadi."
Esmer olan, kıkırdayarak Jeongguk'un önüne geçti. "İstersen tabii açarım." Kahve saçlının yüzüne yavaşça eğilmiş, kapının yanındaki vaviyene basarak ışıkları açmıştı. Jeongguk'un çatık kaşları bir anda havaya kalkmıştı. Dışarıdan belli olmuyordu fakat ev kesinlikle fazla zevgin işi gözüküyordu. Bu çocuğun durumu kesinlikle iyiydi.

"Şarap sever misin?"
Kahve saçlı, bir adım geriye giderken yüzünü buruşturdu. "O kadar viskiden sonra şarap içmem ben." Deyip kollarını göğüsünde birleştirdi. "Taehyung, lafı geveleme de neden beni buraya getirdiğini söyle."
Neden getirdiğini ve ne yapmak istediğini çok açık bir şekilde bilse de, onun ağzından duymak istiyordu.
Taehyung, bir adım daha yaklaşıp elini narince önündeki çocuğun yanağına dokundurdu. Jeongguk kaşları çatık bir biçimde önündeki siyah saçlıya bakarken sırtının kapıya yaslandığını fark etmişti. İçinden yükselen saçma bir heyecanla gözleri istemsiz aşağı doğru kaydı. Taehyung'un diğer eli çocuğun belini sarıyordu.
"Seni öpsem, ne yapardın?"