SIX | stalk... numaram sen de var.

980 109 33
                                    

Medya: Girl in red - bad idea!

*****

Six| stalk... numaram sen de var.

"Anlamıyor musun?! Çocuk sizi kendisine çekiyor ve siz de o aptala kanıyorsunuz. Sırf bana inat olsun diye!"

Yoongi'nin önünde, sinirden yüzü kızarmış bir adet deliye dönmüş Jeongguk dururken ciddiye alması fazla zorlaşıyordu.
"Adam bizi kendisine mi çekiyor? Sana sormak istemediğim bir soru soracağım, Gguk. O adamı kıskanıyor musun?"
Şu anda kişilikleri tam tersine dönmüş gibiydi. Yoongi yeterince sakin, fakat Jeongguk öfkeden patlayabilirdi.
"Kıskanmak kelimesinin benim hayatımda yeri bile yok, bunu biliyorsun! Tamam, seni anlıyorum Hyung, ama Jimin'e ne oluyor? Onun seninle konuşmasına nasıl izin verebilir?"
Yoongi, ona yaklaşıp ellerini omzuna koydu.

"Sakinleş ve bana sakin bir dilde anlat. Çünkü dediğinden bir bok anlamıyorum. O bahsettiğin adam kim?"
Dilini dudaklarında gezdirip derin bir nefes aldı.
"Sizin yanınızda oturan adam, okula yeni gelmiş, üst sınıflarda. Sanırım seninle aynı yaşta. Sanki beni sinir etmek için parayla tutulmuş gibi."
Jeongguk'un sakin bir şekilde anlatmaya çalıyordu fakat gözünün seğirmesini durduramıyordu.
"Gguk, seni anlıyorum fakat ciddi ciddi abartıyorsun. Jimin, daha önceden o adamı tanıyormuş. Yani hiçbir sıkıntı yok. Sen de bizimle takılsana. Artık eskisi gibi olmaz zorunda değilsin. Bir arkadaş çevren olur."

"Arkadaş çevresi, öyle mi? Sen zaten arkadaşımsın ama diğer 'arkadaş' dediğin kişilere daha çok zaman ayırıyorsun. Jimin'in benimle alakası yok. O adamada bir kere kıl olmuşum, bir daha düzeltemem." Yoongi başını yana düşürerek küçük bir sırıtış ekledi dudaklarına.

"Seninle ilgilenmiyor muyum ben? Bak, 2 hafta sonra parti olacak. Ben hala bir sevgili bulamadım. Seninle gitsem iddiayı kazanırım gibi geliyor. Sen de ne güzel yalnız kalmazsın."

"Ne yani? İddiayı kazanmak için beni mi kullanacaksın?" Baygın gözlerle yoongi'yi ciddiye almıyormuş gibi tavrını takınmıştı.
"Öyle bir şey demedim. Sadece benimle gel. Jimin hiçbir şey diyemez."
"Oraya gelmem için beni kelepçeyle kendine bağlayıp sürüklemen gerekiyor." Yoongi göz devirip derince nefes verdiğinde arkasına doğru yavaşça adım attı.
"Hyung, zorlama artık. Alt tarafı bir bir gecelik parti. Jiminle birlikte git işte."

"Jeongguk anlamıyorsun! Ona yenilmek istemiyorum. Eğer onun istediğini yaparsam bütün yıl benimle dalga geçecek. Onu sen de tanıyorsun, buna izin veremem."
Ne yazık ki Jeongguk'un mazereti çoktan hazırdı.
"Muhtemelen o gün işim olacak ve çok yorgun olacağım. Beni de düşün biraz hyung."

İkisi de belirli konularda olayları fazla abartıyorlardı. Yoongi'ye göre Jeongguk'un yaptıkları çocukça geliyordu. Yoongi ise bazı konularda ne kadar bencil davransa da soğuk kanlılığını korurdu. Tanışmalarının ardından iki yıl geçecekti ve birbirlerine katlanmayı öğrenmişlerdi. Tanışmadan önce Jeongguk daha beter haldeydi. Onu düzelten kişi Yoongi sayılırdı. En azından hayata dönmesini sağlamıştı.
Bir kerelik olsun bunun borcunu ödemesi gerekirdi.

"Partiye gelmeyeceğimi söyledim sana. Artık uzatmanın bir manası yok."
Birkaç saniye sessiz kaldılar.
"Tamam. Madem öyle istiyor-" cümlesini bitirmesine izin vermeyen kapının açılış sesiyle ikisi de o tarafa bakmıştı.
"Hyung? Nerede olduğunu merak ettim..." görüş alanında sadece Yoongi varken, Taehyung'un, Jeongguk'u görmesiyle duraksadı. Birkaç saniye sonra kendisini toparlayıp gözlerini tekrar büyük olana çevirdi.
"Geliyor musun? Jimin seni sorararken başımın etini yedi."

"Geliyorum. Sen git."
Taehyung çıktığında Yoongi, yüzünü somurtmuş, kollarını göğsünde bağlamış Jeongguk'a döndü.
"Ondan nefret etmeye başladım."

"Tanrı aşkında, Jeongguk! Çocuk sana ne yaptı?! Geleceksen gel işte."
Başını iki yana doğru salladı. Kesinlikle küçük bir çocuk gibi davranıyordu. Ağzından derin bir nefes verip tuvaletten çıktı.

Kapının sesi tuvalette yankılandığında söylenerek hızla telefonu cebinden çıkarttı.
"Neydi lan bu adamın adı?"
İnstagrama girip onun hesabını bulmaya çalışmıştı. Ne kadar onu düşünmemeye çalışsa da kim olup olmadığını merak ediyordu.
"Taemin, Taeyong... ha! Taehyung! Siktir, Soy ismini bilmiyorum ki."

Tuvaletten girip çıkanlar ona tuhaf tuhaf bakarken, Jeongguk ortada durmuş bir şekilde telefonuna odaklanmıştı. Boynuna atılan kolla hafifçe sarsıldı fakat dikkatini dağıtmadı.

"Ne yapıyorsun kanka?" Göz ucuyla yanındaki çocuğa baktığında kim olduğunu anlamıştı.
"Şimdi değil, Hoseok."

"Çok merak ettim, ne yapıyorsun? Tuvaletin ortasında durmuş telefona bakman herkesin dikkatini çekiyor." Etrafına baktığında en fazla bir iki kişi olduğunu fark etti.
"Ggukie, bir şey soracağım. Sen ölmemiş miydin?"

"Hoseok, şimdi değil dedim... hasiktir! Sen bu okuldaki herkesi tanıyordun değil mi?"
Hızla yanındaki şaşkın çocuğa döndü.
"Evet, ama ne alaka?"

"Okula yeni kayıt olmuş bir adam var. Adı Taehyung, ve onun hakkında bir şey bilmiyorum, bu yüzden bana onunla ilgili bildiğin her şeyi anlat."

"Bir dakika... bu çocuk seni neden ilgilendiriyor? Stalk mı yapacaksın yoksa ha?" Dedi ve göz kırptı. Jeongguk yüzündeki umursamazlığı takındı yine.
"Söyleyecek misin söylemeyecek misin?"

"O adamın ismini ilk defa senden duydum ama onu araştırmamı istiyorsan..." baş parmağını ve işaret parmağını birbirine sürterek para istediğini ima etmişti. Jeongguk sadece gözlerini devirdi. "Siktir et, kendim bulurum." Telefonunu hızla arka cebine sıkıştırıp tuvaletten emin adımlarla çıkarken bir bedene çarpmıştı.
"Hah, sonunda çıktın."
Karşısında elleri cebinde Taehyung'u görmeyi beklemiyordu. Aklından o kadar düşünce ve soru geçerken ağzını açıp bir kelime bile edememesi kendisini sinir ediyordu.

"Kabız falan mı oldun? Bir erkeğin bir tuvalette bu kadar kalması olacak iş değil." Şaşkınlığı ikiye katlanırken Taehyung'un bilmiş bir tavırla sırıtması onu çıldırtmaya yeterdi.
"Konuşacak mısın? Dilini yuttuğundan şüphelenmeye başlayacağım. Yoksa bana ikinci teşekkürünü nasıl vereceksin, değil mi?"

"Uğraşacak başka birini bulamadın mı?" Demekle yetinmişti sadece.
"Seninle uğraşmak daha zevkli. Sana Jeongguk diyebilirim değil mi? Benden küçüksün sonuçta. Bana hyung diyebilirsin." Yapmacık bir gülümsemeyi yüzüne verdiğinde Jeongguk sıktığı yumruğunu daha sert sıkarak tırnaklarını kanatacak kadar içine geçirmişti.
"Bu arada yılbaşı partisinde bana eşlik etmeni istiyorum."

"Seninle geleceğimi kim söyledi yarım akıllı?." Histerik bir kıkırtıyla iki adım geri attı Jeongguk.
"Bu kadar emin konuşma. Yoongi'yi de reddetmişsin. Benimle gelmemen için bir engel var mı?"

"Lütfen siktir git. Başka kişilerle eğlen." Onun direkt yanından geçerek ilerlerken bileğinden tutan elle durmak zorunda kaldı. Bu sefer ne diyeceğini merak etmişti yine.
"Fikrini değiştirir misin bilmem ama eğer öyle bir şey olursa numaram Yoongi'de var. Her zaman müsaitim."

Çenesini kasıp kolunu hızla ellerinden çekti hiçbir şey demeden yanından ayrıldı çocuğun. Yoongi'ye bile hyung dememesi damarına batmıştı. Kafasına bir yumruk geçirebilirdi ama şimdi sırası değildi. Sadece sırasının gelmesini bekleyecekti.
Aklından sadece bir soru geçti,

"Bu herife numaranı verecek kadar mı yakınsın, Yoongi hyung?"

*******

Küçük bir foto koyup dışarıya çıkacağım♡Okuduğunuz için teşekkürler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Küçük bir foto koyup dışarıya çıkacağım♡
Okuduğunuz için teşekkürler.

𝐃𝐢𝐫𝐭𝐲 𝐁𝐨𝐝𝐲 | 𝙏𝙖𝙚𝙠𝙤𝙤𝙠 ⚣︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin