SEVEN | Parti ve bir bardak viski...

850 104 28
                                    

Seven | parti ve bir bardak viski...

Şu anda, söz verdiğim şeyi gerçekleştirmem gerekirken gecenin bir vakti, mahalle sokağında elimde bir bira şişesiyle salına salına yürüyordum. Hava gerçekten soğuktu. Daha gece bile olmamasına rağmen kara bulutlar havayı kapkaranlık gösteriyordu. Yağmur yağacağı belliydi. Herkes evlerinde, bazıları ailesiyle, bazıları arkadaşlarıyla, bazıları ise sevgilisiyle noeli kutluyorlardı. Her zaman ne kadar şanslı olduklarını düşünmüştüm. Yanlarında birileri varken, size sarılıp bütün yılı birlikte geçirmeyi dilerken benim zatürre olabileceğim bir havada montsuz bir halde dışarıda gezinmem ironikti.

Yoongi, kendisine parti için bir sevgili bulamamıştı. Ne kadar ısrar etse de beni ikna edememiş ve Jimin ile o partiye gitmek zorunda kalmıştı. Ona söylediğim gibi evde oturup film izleyerek bir gece geçirmem gerekiyordu fakat yine ani bir fikir değişikliğiyle vazgeçtim...
Aslında hiç alakası yoktu. Sadece ev anahtarlarımı kaybetmiştim ve yedeği sadece Yoongi hyungta vardı. O sıcak partiye gidip, Yoongi hyungu bulup anahtarı alabilirdim ama üşeniyordum. Dışarıda donmam ayrı bir sorundu fakat artık alışmıştım. Soğuk, bedenimi ele geçirmişken şu an beni hayatta tutan tek şey bira olabilirdi.

Yine dönüp dolaşıp kendi evimin kapısına geldim. Kaldırıma yavaşça kendimi bırakmaya çalışırken göt üstüne düşme hissi acıtmıştı.
Şişeyi kafama dikip bir yudum daha aldım. Taehyung benimle birkaç haftadır uğraşmıyor ya da karşıma bile hiç çıkmıyordu. Belki de dediğim şeyi yapıp, siktirip gitmişti buradan. Yoongi hyungun ona numarasını verdiği için bir iki gün tavır yapmış, sonradan salmıştım. İhtiyaç olur diye kendi telefonuma onun numarasını kaydetmişti. "onu aramam için nasıl bir meteor çarpmış olabilir bana?" Diye tepki vermiştim.

Telefonu cebimden çıkarıp rehberliğe girdim. Numarası ilk başta duruyordu. İsmini bile kaydetmemiştim. Kim olduğunu unutmamak için ismini yazıp kaydedecektim.

'Gereksiz(açma)'

Yeterince açıklayıcıydı. Hafifçe kıkırdadım. Komik bir şey yoktu ama kendisini böyle kaydettiğimi görse nasıl tepki vereceğini tahmin etmiştim. Onu tanımıyordum. Güler miydi, kızar mıydı ya da umursamaz mıydı bilmiyordum.

Aşağı kaydırdığımı sanıp, arama tuşuna bastığımı fark ettim.
Hafiften ağzımdan bir küfür kaçırmıştım. Hızla reddetme tuşuna bastım. Bir elimle şakaklarımı okşayıp kendi aptallığıma söylendim. Şişenin dibindekini de kafama diktim. Elimde ki telefon titremeye başlayınca ekranını kendime çevirdim.

Siktir. Beni arıyordu.

Açmasam aptal durumuna düşebilirdim. Aramayı yanıtladım. Diğer hatta ki konuşmaya başladı.
"Alo? Beni aramışsınız?"

"B-benim, Jeongguk." Sıkkın bir sesle konuşmuştum. O saniyede bir yalan bulmam gerekiyordu.
"Jeongguk, gerçekten sen misin?"

"Başka birini mi bekliyordun?"
Salak beynim, başka söyleyecek bir şey bulamıyordu.
"Aslında, evet. Beni şaşırttın sadece, ama aramana sevindim. Ne yapıyorsun?"
Ne yaptığıma bakılırsa, anahtarlarını kaybetmiş olan ben, kıçımı kaldırıma koyup bira eşliğinde soğuk havayı içime çekiyordum.
"Çok eğleniyorum. Bir yanımda şaraplar, bir yanımda striptizciler(!)"
Ve hâlâ saçmalamaya devam ediyordum
"Anladım. Yalnızsın sanırım." Başımı kaldırıp etrafıma baktım. Bu çocuk görünmez olup beni izliyor olabilirdi. Yalnızlığım bir kilometre öteden belli olacak kadarsa hayatımın ortasına sıçmış olabilirdim.

"Yalnız değilim tabii ki! Yoongi hyung var yanımda."

"Ne tuhaf. Yoongi'nin, Jimin ile partide yiyiştiklerine şahit olmuştum oysa."
Ah sıçtım kesinlikle. Yakalandığıma mı şaşırsam, yoksa Yoongi hyung ve Jimin'in yiyiştiklerine mi şaşırsam, bilemiyordum. Sanırım göt olmuştum.

𝐃𝐢𝐫𝐭𝐲 𝐁𝐨𝐝𝐲 | 𝙏𝙖𝙚𝙠𝙤𝙤𝙠 ⚣︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin