three×

336 41 38
                                    

"O benim en sevdiğim antika sandalyem. Onun yerini değiştiremezsin!"

"Pabucumun sandalyesi. Bunu Liverpool'dan 20 Pound'a aldın antikanın a'sı bile yok bunda!"

Alex bu lafa söyleyebilecek bir şey bulamamıştı. Sonuçta kadın onun ne yediğini ve nasıl sıçtığını bile biliyordu. "Olsun onu yinede seviyorum. Yeri değişmeyecek. Neden sadece kendi odanı değiştirmekle ilgilenmiyorsun? Evin geri kalanına dokunma!"

Slvyia sinirle koltuktaki yastığını adama fırlattı. Onu havada yakalayan Alex sırıtarak kolunun altına aldı.

"Pekala. Ozaman yastık savaşı!"

Asistan kız daha 'ne?' bile diyemeden yüzüne atılan yastıkla arkasındaki koltuğa düşmüştü. İşte şimdi sinirliydi. "Sen şimdi görürsün Turner!"

Yanındaki en büyük yastığı alıp Alex'e doğru koştu ve adamın üzerine attı. Alex çevik bir hareketle vurulmaktan son anda kurtulmuştu. Daha ne kadar boğuştular ikiside bilmiyordu ama bu işin sonu Slvyia'nın Alex'i altına alıp omuzlarını yere bastırmasıyla bitmişti. Yorgunluktan aldıkları derin nefesler birbirinin yüzüne çarpıyordu.

"Ben kazandım."

Alex güldü ve ellerini kızın beline doladı. "Ya da ben öyle istedim."

Slvyia geri çekilmek istedi ama Alex onu sımsıkı tutuyordu. Bu yüzden kaçamadı. İkisinin de kalbi çok hızlı atıyordu. Alex'in gözleri kızın dudaklarına kaydı. Küçük ama dolgun dudakları vardı ve şu an acayip bir biçimde onu öpmek istiyordu. Slvyia bunu farketmişti. Bedeni adama doğru çekiliyordu ama bunu yapamazdı. Sesinin gür çıkmasına özen göstererek "Alex... Bırak." dedi. Yoksa onun bırakmayacağından emindi.

Belindeki eller anında kendini bırakmıştı. Bu sözleri demesine rağmen daha fazla tutmasını istemişti sanki. İradesine sahip çıkarak ayağa kalktı.

"Pekala şimdi ben kazandığıma göre bu sandalye gidecek ve yerine daha rahat bir koltuk gelecek. İtiraz edeceksen yere dökülen yastık tüylerini ağzına teperim Turner."

Adam sırtüstü uzanmış bir hâlde tavana bakıyordu. Daha fazlasını istiyorduve alamamak canını sıkmıştı. Kadının dediklerine sadece kafasını salladı.

"AMAN TANRIM BU HÂLDE NE BÖYLE! ALEX!"

****

Akşam vakitleri olduğu için evi temizleyecek bir hizmetçi bulamamışlardı bu yüzden tüm etrafı onlar düzenlemişti. Tabii Penny -Alex'in annesi- eve ansızın gelip baskın yapmasaydı burası yarın sabah temizlikçiler gelene kadar böyle kalırdı. İkiside aralarında yaşanan çekimden dolayı hiçbir şey dememişler aslında işin gerçeği birbirleriyle neredeyse hiç iletişim kurmamışlardı.

Alex ve Slvyia yorgun bir biçimde kendilerini koltuğa attılar ve birbirlerine döndüler. Slvyia gözlerini kaçırmak istedi ama Alex gözlerini hiç kıpırdatmayınca kendi de hiç onları çevirmek istemedi. İkisinin yüzleri de yavaşça gülümsemeye başladı ve oluşan bu tuhaf durumdan dolayı kahkaha atmaya başladılar. Bayan Turner ne olduğunu anlamadı fakat onları susturarak ne olduğunu da öğrenmek istemedi. Kahkahalarını çalan zil bölmüştü. Saat gece yarısıydı ve şu saatte birisinin gelmesi onlarda biraz tedirgin etmişti. Alex kalktı ve delikten baktı. Bu Miles'dı.

"Hey! Kapıyı çabuk açar mısın? Sanırım kıçım hipotermi geçiriyor."

Alex'in kapıyı açmasıyla hemen içeri girdi. "Selam adamım. Naber Slvyia. Oh Bayan Turner sizde mi buradaydınız bu ne hoş bir sürpriz. Ben banyoya girip sıcak bir duş alacağım."

𝙰𝚍𝚍𝚒𝚌𝚝𝚎𝚍//𝙰𝚕𝚎𝚡 𝚃𝚞𝚛𝚗𝚎𝚛Where stories live. Discover now