Sinirli bir şekilde dışarı çıktığımda bir anda kapıda yaslanan Jungkook'u görmemle şaşırmıştım.
"Sana ne dedim ben?"
"Unutmuş olmalıyım. Hadi, gidelim"
Elimi tutmaya çalıştığında onu durdurdum.
"Haddini bil. Benden sana büyük bir tavsiye"
"Tabii"
Dedi histerik bir gülüşle, önden benim gitmemi bekledi. Arabaya bindiğimizde garip bir his oluştu içimde. Aslında Jungkook ile ayrılmamızın sebeplerinden biride,
Onda tuhaf bir şey fark etmemdi. Yani, ya bir işe bulaşmış, ya da o işin ta kendisiydi. Zaten güvensizliğim son 2 aydır var.
İkimiz içinde ayrılık en doğrusu ama, o hala "şansını" denemeye devam ediyor.
Ki aslında ne ben ona aşıktım, ne o bana... Ne zaman, birine kendimi feda edebilecek kadar aşık olabilirim? Belki de, hiçbir zaman...
"Geldik"
"Tamam. Bu arada, fazla samimi davranışlar istemiyorum."
"Anladım."
İçeri girdiğimizde sakin bir kalabalık vardı. Daha gelin ve damat pek ortalarda görünmüyordu. Bizde isimlerimizin olduğu yere oturduk, ve etraftakilerle sohbet ettik. Sonra içeri biri girdi ve bir anda dikkatimi çekti...
"Taehyung, gelmişsin."
Dedi ve tokalaştılar, cidden böyle bir çocuk Jungkook ile nasıl arkadaş oldu? Aslında ikiside çok yakışıklı. Neyse,
"Taehyung, bu kız a-"
"Merhaba, ben He-Ran, tanıştığıma memnun oldum"
"Bende"
Dedi ve gülümseyerek elimi sıktı. Daha sonra ikisi beraber başka bir masaya geçtiler. Pek konuşacak kimse yoktu. Zaten böyle ortamları pek sevmem. Sıkıcı, ama yinede güzel.
Bir anda üzerimde hissettiğim bakışlarla kafamı kaldırdığımda beni izleyen biriyle göz göze geldim. Açıkçası, gayet rahattı.
Gerçi Jungkook'un arkadaşıysa, normal.
Ama, Jungkook'a da kızamıyorum. Çünkü birbirimizi sevmiyorduk ve sevmediğin birine bağlı olabilmek hem kolay değil hemde garip bir durum.
Fakat hatası, baştan kendisi teklifte bulunmuştu. Ve sonra da çocuk gibi azarlamaya kalkıyordu. Zaten bu da yeterli bir hata.
Bir süre sonra ortam daha da hareketlenmişti ve dans eden çiftler vardı. Taehyung Jungkook ile tekrar tokalaştı ve gitti. Uzun kalmadı, ardından Jungkook yüzündeki gülümsemeyi silip, sert bir şekilde yanıma oturdu.
"Biraz sıkıldın sanırım?"
Evet, burdan def olup gidesim var.
"Pek değil, neden sordun?"
"Hiç, merak ettim sadece"
Dedi ve göz kırptı. Biraz daha kaldıktan sonra, gittik. Eve geldiğimde sonunda rahatça eğlenebilirim.
Üzerimi değiştirip, kendimi koltuğa atarak. Televizyon izlemeye başladım, ardından telefonu açtım ve aklıma dün konuştuğum kişi geldi. Ve anlık cesaretle tekrar aradım.
"Me-"
"Benden ne istiyorsun?"
"Anlamadım?"
"İki gündür sebepsiz yere arıyorsun ve saçma sapan şeyler söylüyorsun?!"
"Öyle mi? Hah! Madem öyle sende çeneni kapatıp normal bir şekilde dinlesen? Belki anlarsın!"
Bu sefet telefonu suratına ben kapatmıştım ve kabul etmeliyimki iyi gelmişti...
"Karnım çok acıktı..."
Şarkı mırıldanarak buzdolabında bir şeyler aradım. En sonunda ramen yapmaya karar verip müzik dinledim.
Bir anda telefonum çalmaya başlayınca bir numara gördüm. Aynı kişi olamazdı, değil mi?
"Hey! Bana bak! Benim suratıma telefon kapatma hakkını sana kim verdi?"
"Bak, nasıl bir şey içerisindesin bilmiyorum ama, hatırlarsan ilk sen bana aynı şeyi yapmıştın. Şimdi ne bu tavır?"
"Ev- bir dakika? Sesin, tanıdık geliyor? Beni işletmeye falan mı çalışıyorsun?"
"Ne? Tabiki hayır! Numaranı nerden aldığımı bile hatırlamıyorum."
"Kanıtla o zaman."
"Ne? Nasıl?"
"Bir buluşma ayarlayalım. Ne dersin?"
•
Bölüm sonu!
Umarım beğenirsiniz 🤍 oy ve yorum atmayı unutmayın görüşmek üzere sizi seviyorumm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐂𝐫𝐨𝐰𝐝𝐞𝐝 𝐫𝐨𝐨𝐦•𝐤𝐭𝐡 ✓
Fanfiction-Tamamlandı- "Her gece adını bilmediğim bir yabancı ile konuşuyordum, ama artık adını biliyorum" :) •' Birbirlerine inançları, hatta şansları olabileceğini bile düşünmeyen iki kişinin hikayesi. Onlar, umutsuz bir yolda birbirlerini buldular fakat "b...