"Bunu yapmayacağım."
Bir tarafımda Jin diğer tarafımda da Jungkook olmak üzere groyl avlama timiyle sokaklar arasında dolanıyorduk. Planımıza göre Jin, Jungkook ve ben kısa süre içinde ekipten ayrılıp "yiyecek" bulmaya çıkacaktık.
"Sana soran olmadı." dedi Jungkook. Kaşlarımı çatıp laf atacakken Jin koluma dokundu, sanırım susmam gerektiğini söylemeye çalışıyordu.
Şimdilik susacaktım ben sadece onların adını bilirken yanımdakiler onların her şeyini biliyordu bu yüzden laf etmeye hakkım yok gibi gelmişti.
Hava çoğu zaman olduğu gibi serindi, sokakta neredeyse sadece bizim seslerimiz vardı ve ay etrafı aydınlatıyordu.
Sokak lambalarımız yanmadığından ortalık epeyce karanlıktı. Ben etrafı çok iyi görebiliyordum Jungkook ve ekibi de görüyor olmalıydı. Jin özel bir tür lens taktıklarını bu sayede karanlıkta görebildiklerini söylemişti.
Görüşümün bu denli iyi olmasının sebebi büyük ihtimalle groyl olmanın verdiği şeylerdendi.
Yavaştan Jin'e yaklaşıp "Ekip çok kalabalık nasıl-" diyordum ki ağzıma vurarak sözümü kesti. Dudaklarım kesinlikle acımıştı, hayvan herif.
Birkaç kişi bize bakarken Jin onlara gülümseyip tekrardan bana döndü.
"Aptal seni."Kötü bir şey yaptığımı da düşünmüyordum aslında, fısıltım yeterince kısıktı. Duymaları mümkün müydü ki? "Jimin ekibin seçtiğin bir kısmını alarak kuzeye git, Namjoon sen de ekibin diğer kısmını al."
Jungkook benimle konuştuğu halinden çok farklı bir tonda konuşuyordu. Groyl olduğunu bilmesem ona hayran kalırdım ama şu an çok yapmacık geliyordu.
"Jin, Roseanne ve Lisa benimle geliyor. Ayrılabilirsiniz."
Jungkook ilerlerken Lisa olduğunu öğrendiğim kız yanından yürüyordu. Jin ve ben de peşlerine takıldık, neden yürüdüğümüzü çözemiyordum.
Groyl avlama timi çoğu zaman özel tasarlanmış ve dışarı ses vermeyen motorla gezerken bugün kimsenin motoru yoktu.
"Jungkook neden motorlarınız yok?"
"Siz varsınız diye Jungkook almamıza izin vermedi. Bu gece ölen olursa sizin yüzünüzdendir." Lisa iğreniyormuş gibi konuşup Jungkook'un koluna yapıştı.
"Onlarım bir suçu yok." dedi Jungkook Lisa'nın dediğine karşılık. Bedenini ittirip ellerini cebine soktu.
Uzunca bir süre sessizliğimizi koruyarak yürüdük ve ara sokakları kontrol ettik. Bu hızla insanları nasıl kurtardıkları merak konusuydu. "Geldik."
Ay ışığının bile aydınlatmadığı bu sokakta altı kişiydik.
Bir dakika, biz dört kişiydik.
"Taehyung seni burada görmeyi beklemiyordum." Jungkook'un konuştuğu kişinin yüzü görünmüyordu ama derince bir sesi vardı. "Yemeğimi bölüyorsun, kardeşim."
"Hassiktir." diye bağırdı Lisa. Benim göremediğim şey büyük ihtimalle yerde yatan insan bedeniydi.
Taehyung bize doğru döndüğünde kana bulanan yüzüyle gülümsemiş, kırmızı sıvıya bürünmüş ellerini üzerine sürtmüştü. "Ben hallederim."
Tahminimce Lisa cebinden silahını çıkarmaya çalışıyordu ama sadece zaman kaybıydı. "Sikeyim, Jungkook bir şey yap."
Konuşmasının hemen ardından bir öğürme sesi işittim. Jungkook tırnaklarını kızın göğsüne saplamış ve büyük ihtimalle kalbini deşmişti. "Bu zamana kadar çok iyi savaştın ve sadakatin mükemmeldi."
![](https://img.wattpad.com/cover/251397389-288-k366011.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
groyl
Fanfictiongüneş ortadan kaybolduğunda insanlığı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakan groyl adı verilen yaratıklar ortaya çıkardı. rosékook rose, jungkook 15.12.20