1| groyl attack.

384 62 64
                                    

ümitli olduğum bir kurguya giriş yapıyorum, umarım beğenirsiniz.
satır aralarına yorum yazmayı ve görüşlerinizi bildirmeyi unutmayın lütfen.
iyi okumalar💞💞

Yürümekten iki büklüm olan bedenimi dikleştirip adımlarımı hızlandırdım, hava kararmak üzereydi ve ben hâlâ eve gidememiştim. Birkaç gün işe gitmediğimden dosyalarım birikmiş, işten geç ayrılmama sebep olmuştu.

Normalde havanın kararmasına bir saat kala çıkmam gerekirken ben neredeyse on beş dakika kala çıkmıştım. Kendi yaptığım aptallığın elbette ki bir cezası olmalıydı ama bana verilecek ceza bir groyl tarafından yenmek kadar ağır olmasa güzel olurdu.

Hava iyice kararmaya başlamışken ortalık sessizleşmişti. Benim gibi etrafta koşuşturan birkaç kişi hariç kimse yoktu. Bütün dükkanlar kapanmıştı ve büyük ihtimal herkes sığınaklardaydı.

Güneş tamamen kaybolmadan son çare koşmaya başladım. Bir araç bulsaydım eğer her türlü bir yardım isterdim.

Otobüs seferleri çoktan durmuştu ona bir şey diyemezdim.

Cebim titremeye başlamıştı. Koşmanın verdiği nefes kesintisiyle telefonu açtım ve  bir şey söylemeden bağıran kardeşime kulak verdim. "Neredesin sen? Aptal, herkes panik oldu!"

Eve ulaşmama birkaç sokak kalmıştı. Jisoo'ya cevap vermeye çalışırken ilerlediğim sokağın köşesini dönmüştüm bile.

"Çok az kaldı. Beş dakikaya oradayım, sığınağa girdiniz değil mi? Sakın çıkmayın." Bir yandan söylenirken diğer yandan da elimle açılan eteğimi düzelttim.

Canımın derdine düşmüşken yalnız bulunduğum bir ortamda çıplak kalsam bile umrumda olmazdı ama refleks olarak elim oraya gitmişti.

"Herkes sığınakta, acele et." diyen Jisoo'nun ardından telefon kapandı.

Telefonu geri cebime atmaya zamanım yoktu, yokuşu indiğim an evimde olacaktım.

Sadece ayak seslerimin bana eşlik ettiği boş sokakların birinde yüksek bir ağlama sesi yükseldi. Adımlarımı durdurup öne eğildim ve nefesimi düzene sokmaya çalışırken kafamı kaldırıp ağlayan kıza döndüm.

Yere çökmüş elleriyle saçlarını yoluyor ve bağırarak ağlıyordu. Neyi olduğunu bu kadar mesafeden anlayamazdım, etrafımı kontrol edip yanına yürümeye başladım.

Groyllar hızlı hareket eden yaratıklardı, tabii bu sadece bir söylentiydi. Onları gören kişiler genelde sağ çıkmadığından bilgilerimizin hiçbiri kanıtlı değildi.

Tedirgin adımlarla kızın yanına ulaştığımda tekrardan etrafa bakındım. Görünürde hiç groyl yoktu.

Titremeye başlayan ellerimi paltomun cebine soktum ve kıza doğru eğildim.

"Neyin var?" dedim gözlerim hâlâ etrafı tarıyorken. "Acıktım." diye yanıtladı kısaca.

"Annen nerede? En olmaman gereken zamanda dışarıdasın." Küçük bir çocukla sokak ortasında konuştuğuma inanamıyordum.

"Yemek bulmaya gitti." Ağlaması biraz dinmiş ve saçlarını çekiştirmeyi bırakmıştı.

"Seni dışarıda mı bıraktı yani? Seni evime götüreceğim." dedim ve elini tuttum.

Başını kaldırıp sevinçle "Gerçekten mi?" diye sordu. Onaylar şekilde mırıldanarak yerden kalkmasını sağladım ve elini tutuyorken arkamı dönüp yürümeye başladım.

"Anneni yarın sabah buluruz. Eminim o da sığınacak bir yer bulmuştur." Bunu söylememin ardından elimi bıraktı.

Ne olduğunu anlamak için arkamı döndüğüm an kalbim ağzımda atmaya başlamıştı.

groylHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin