Ölüm dendiğinde bazılarımıza birden basit bir şey , bazılarımıza korku , bazılarımıza heycan ve benim gibilerine mutluluk demektir. Neden mi ölüm benim için mutluluk , çünkü ben öldüğüm zaman eminim ki babaannemi görücem. Bi kere bile olsa görücem. Sen benim canımsın diyebilicem.
Şimdi size babaannemden bahsedeyim biraz. Babaannem ufacık şeylerden mutlu olan , sevimli mi sevimli 50 yaşlarında bir babaanne. Torunlarıyla mutlu olan , çocuklarını doya doya seven birisi. Ama bir yandanda hastalığı olan bir babaanne. Babaannemle toplam 4 yıl geçirdim. Zar zor hatırlıyorum. Ama o zamanlara karşı değerlendirirsek gerçekten düzgünce hatırladığım tek şey babaannem sanırım. Herneyse. Babaannem beni görmeyi çok istemiş , bana dokunmayı , beni sevmeyi. İlk torunu değilim onun ama babamın ilk çocuğuyum. Ben doğmadan önce babaannem hep o çok farklı olucak , kimseye benzemiyicek , içime öyle doğuyor. Umarım Allahım bana onu görme imkanı sağlar diyormuş ku lakin ben doğmadan iki gözü de kör olmuş. Bu duruma o kadar üzülmüşki belkide bu üzüntü onun hastalığının biraz daha artmasına neden olmuş olabilir. Bilmiyorum.
Ardından ben doğmuşum işte. Torunum diyip bağrına basmış beni. yatalakmış. Benimle zaman geçiremiyormuş istediği gibi. Bana sadece dokunmuş , dokuna bilmiş sadece. Uzun uzun dokunmuş ve yine dokunmuş. Belkide onu sadece bu dokunuşlarıyla hatırlıyorum bilemiyorum. Ama sadece hatırlamaya çalışıyorum. Ondan kalan daha çok şeyi,
2004 'ün Mart ayı , benim doğum günüm yaklaşırken 18 mart. Tabi 4 yaşına giricem. Annemler babaannem herkes bana güler yüzle bakıyorlar. Dönüp duruyorlar etrafımda. Babannemin bakışların unutmam mesela o zamanlar. Kör olabilir size sanki boş bakıyor gibi gelebilir ama o bakışlar bana çok şey anlattı hala gözümün önünden gitmiyor. Tarihini tam hatırlamıyorum , mezar taşından bakabilmiştim gittiğimde. Sanırım martın 10'uydu babaannemi kaybettiim gün. 4 yaşındaydım anlamam sanıyorlardı ama , bana gülen doya doya bakan gözler yoktu. Herkes bana yalan gülücüklerle bakıyorlardı sanki. Ben etrafa bakıp gülüyordum yine. Sanki hiç bir şey yokmuş gibi. Küçüktüm tabi. Ne anlarım ki. ama etrafımda bir eksiklik vardı. Gözlerim babaannemi arıyordu. Konuşmayı yeni sökmüştüm tabi. Sadece anneme babaannem nerde demiştim. Onuda tam diyememiştim. 4 yaşındayım anlarsınız ya. Tabi nasıl hatırladığımıda anlamıyorsunuz 4 yaşımı , bende anlayamıyorum. Sanırım Allah'ın bana bi hediyesi bu. Annem soruma cevap vermemişti. Üst üste defalarca sormuştum o gün. Anne babaannem nerde , nereye gitti , ne zaman gelicek diye. Ben her sorduğumda yanımda olan herkesin gözleri biraz daha doluyordu. Ve sonra yanaklarından göz damlaları süzülüyordu. Tabi bana öldü diyemediler. Gelicek dediler. Ama bir daha gelmedi işte. O zaman yine pek anlamamıştım. Zaman geçtikce daha çok anladım yokluğunu. Ama sadece ağlayabildim.
Ve bir daha kimse bana babaannem gibi dokunamadı , kimse beni onun gibi sevemedi ve ben kimseye ona sarılmaya can attığım kadar sarılmak için can atmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatım Babaanneme Bağlı
ChickLitBir genç kızın hayatı hiç babaannesine bağlı olabilir mi ? diyorsanız , babaannenizin ne olursa olsun değerini anlamıyorsanız , babaanneniz vefat ettiyse ki Allah düşmanımın başına vermesin ve babaannenizi gerçekten özlüyorsanız. Yazdıklarım tamı ta...