3

6.4K 653 611
                                    


Selam bu hafta iki bölüm yey iyi okumalarr 💜

Ertesi gün

Bugün jisung ise gelmemisti. Seungmin olanları biliyordu. Onlar için çok mutluydu. Ayrıca bugün chanla ilk seansı vardı.

Chan'ın odasına doğru yürürken içindeki garip heyecanı bastıramıyordu. Yıllardır hastalarla görüşüyordu ama ilk kez bu kadar heyecanlıydı. Elleri terliyordu.

Odanın önüne geldiğinde kapıyı nazikçe tıklattı. İçeriden ses gelmeyince girmeye karar verdi. Kapıyı yavaşça açtı. Chan uyuyordu. Saate bakmayı bile akıl edememişti. Saat daha 7'ydi. Tam odadan çıkacakken duyduğu seslerle geri döndü. Chan konuşuyordu.

C: Lü-lütfen bırak beni. Bırak gideyim. A-anne gitme anneciğim. Beni yalnız bırakma. Ö-özür dilerim.

Seungmin duyduklarına çok şaşırmıştı. Burası onun ilk hastanesi olduğu için öncesiyle ilgili bilgiler kısıtlıydı. Bunları unutmamak için elindeki dosyaya not aldı. Onu yalnız bırakması gerekiyormuş gibi hissediyordu. İçindeki hisse güvenip odadan çıktı.

Neden kalbi bu kadar hızlı atıyordu ?

S: Sakin ol seungmin. O sadece bir hasta, ondan hoşlanmamalısın.

Kendine bunları söyleyerek yürüyordu. Seansları 1 saat sonraydı. Seungmin karnının guruldadığını duyunca kahvaltı yapmadığını hatırladı. Genelde kahvaltı yapmadan evden çıkmazdı, bu yeni hasta ona ne yapıyordu böyle ?

Kahvaltı için hastane kantininden kahve ve atıştırmalık bir şeyler alıp odasına gitti. O anda  telaşlı bir Changbin içeri girdi.

Cb: Seungmin hemen gelmen gerekiyor.

Seungmin onun peşinden koşarken Chan'ın odasına gittiklerini fark etti. Kalbi daha hızlı atmaya, elleri terlemeye başlamıştı. Ona bir şey olmasını istemiyordu.

İçeri girdiğinde onu banyoda otururken buldu. Ayna kırılmıştı. Elinden akan kana bakılırsa aynayı o kırmıştı. Ağlıyordu.

S: Hadi gel seni buradan kaldıralım.

C: Hayır, ben bu iğrenç yerde ölmeyi hak ediyorum, bırak beni.

Chan kenardaki ayna parçalarından birini eline aldı. Kazağının kolunu sıyırdığında Seungmin ne yapacağını anlamıştı. Hemen aynayı onun elinden almak için üzerine atladı. Evet, atladı. İkisi birlikte yere düşerken amacına ulaşmış ve parçayı alıp onun ulaşamayacağı bir yere atmıştı.

Onun üzerinde oturduğunu fark etmemişti. Yüzleri birbirine çok yakındı. Birkaç santim ileri kaymasıyla dudakları birleşecek kadar yakın.

Seungmin onu yerden kaldırıp içeri götürdü. Bu kadar yakınlaşmaları ikisinin de kafasını karıştırdığı için bunu yapmak beklediğinden kolay oldu. Olanları gören Changbin ona pansuman malzemeleri bırakmıştı. Chan'ı yatağa oturttu ve eline bakmaya başladı.

S: Bu biraz canını acıtabilir.

Chan herhangi bir şey söylemedi. İfadesiz bir yüzle eline bakıyordu. Seungmin önce cımbızı eline alıp elindeki cam parcalarini çıkardı. Dikiş atmasını gerektirecek kadar büyük bir yara değildi, sadece sarması yeterli olacaktı. Tentürdiyot ile pamuğu biraz ıslattı. Eline bu pamuğu değdirdiğinde hafifçe inleyen Chan'ın canı acımış olmalıydı. Seungmin eline biraz üfledi. Eline gelen serin hava onu biraz rahatlatmıştı. Seungmin bu işlemi de hızlıca yapıp elini sardı. Buradayken seansı yapmaya karar vermişti.

S: Bunu neden yaptın ?

C: Neden yapmayayım ki beni bu dünyaya bağlayan bir şey yok. Sevdiğim biri, yapmayı sevdiğim bir şey yok. Yaşamak için bir amacım yok.

S: Herkesin sevdiği bir şeyler vardır. Sadece bir şey bile yok mu ? Dosyanda şarkı söylemeyi sevdiğin yazıyordu. Bununla ilgili bir şeyler yapabilirsin.

C: Kimseye sesimle işkence etmeme gerek yok hem o dosya uzun süre önce dolduruldu. Şarkı söylemeyi bıraktım.

S: Neden ?

C: Artık şarkı söylemek istemiyorum çünkü bu gayet yeterli bir sebep bence. Artık kimsenin benimle gurur duymasına, beni takdir etmesine ihtiyacım yok. Ben yalnızım köpekçik hem de çok.

S: İnan bana yalnızlık nedir iyi bilirim. Sana şunu söyleyebilirim artık yalnız olmayacaksın ben hep yanında olacağım. Sen istesen de istemesen de.

psycho/chanmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin