*1.BÖLÜM*

45 7 4
                                    


Öncelikle hepinize merhaba sevgili okurlar.
Bu yazdığım kaçıncı kitap bilmiyorum ama bu platforma (gerçek anlamda) yayınladığım ilk kitap. O yüzden bu kitabın bende ki yeri çok ayrı.
Siz okurlar; güzel bir serüven yaşayıp keyif almanızı diler ve bismillah diyerek kitabıma başlamak isterim.

Sevgiler Saygılar...

Veee bu kitabı sevgili okuyucularım, en büyük destekçilerim olan, ruh hastası BESTİE'lerime ithaf ediyorum.
yesil_kolyeli_kiz HfatmaYlmaz

(Medyadaki şarkıyı açmayı unutmayın)

"Kara oğlum gel hadi. Kara yemek zamanı. Kara!"

Elimde mama kabı ile bahçeye çıkıp köpeğim Kara'ya sesleniyorum. Sesimi duyar duymaz havuzun başından kalkıp yanıma koştu. Beyaz ve pofuduk tüyleri biraz ıslanmıştı. Yanıma geldiğinde tüylerini kurutmuştu ama beni ıslatmıştı.

"Aferin oğlum. Aferin bak ıslattın benide." dediğimde sol patisini yüzüne koyup yere oturdu. Bu hareketi utandığı anlamına geliyordu.
"Kalk hadi koca şapşalım. Yemek zamanı!" Mama kabını yere koyup eve girdim.
Ben ev diyorum ama benim dışımda herkes buraya köşk diyor. 4 katlı ve bahçeli bi evdi işte.

4.katı çatı ki benim oraya girmem yasak. Her ne kadar sebebini bilmesemde. 3.kat ise benim katım. 3 odanın hepside benim. 2.kat ise annem ve babama ait. Bide giriş kat var zaten. Kocaman bahçeyide unutmıyalım. Bahçenin ortasında bir havuz ve kocaman bir çardağı var. Bahçenin içinde küçuk bir orman bile var.
Bahçenin bir ucunda ise tek katlı bir misafirhane yeri var. Müştemilat gibi biyer.Birde evimizin görevlisi Jülide abla var ama biz ona Jüli diyoruz.
İste burasıda benim yuvam!

"Jüli kahvaltıda babam olmıycak mı?"
"Malesef Kayra. Acil bir işi çıktığı için erkenden çıkması gerekti. Sanada bak şurda bi not bıraktı." deyip buzdolabının üzerinde duran sarı kağıdı gösterdi. Kapağın üzerindeki mıknatısı kenara çekip notu okudum.

"Üzgünüm peri kızım. Kahvaltıyı yanlız yapıcaksın ama akşam birlikte olucaz. Seni seviyorum küçüğüm."
-BABAN-

Yüzümde buruk bir gülümseme ile Jüli'nin benim için hazırladığı kahvaltıyı yapıp odama çıktım. Yatağa uzanıp en yakın arkadaşım Tuana'yı aradım. 3.çalışta açmıştı ve gelen seslerden nerde olduğunu anlamam zor olmadı.

"Size kaç kere demem gerekiyor! İşe yeni birini alıyorsanız ona işini öğretin diye. Ben o elbisenin bebek mavisi taş detaylı olanını ayırtmıştım. Gök mavisi olanı değil! Madem işe yeni birisini alıyorsunuz bari deneyimli birilerini alın. Müşterilerinizin ayırttığı kıyafetleri başkasına satan birini almayın işe o zaman. Bir daha bu mağzaya adımımı bile atmam. Hayır özürleriniz ve ısrarlarıniz boşa. Aaa kuşum çok özür dilerim. Ah şu mağaza çalışanları. Yine ayırttığım elbiseyi başkasına satmışlar."

"Hani şu bana resmini attığın bebek mavisi taş detaylı olan elbiseyi mi?"

"Evet kuşum. Şuan piyasada o elbiseden 6 tane varmış. 4'ü satılmış 2'side yurt dışındaymış."

"Peki kime satmışlar biliyor musun?"

"Ahh hiç sorma duyunca çıldırdım. Safinaz'a!"

EFULİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin