Şaşkınlıkla elimdeki resim defterine bakıyordum. Bir çok sayfada benim resimlerim vardı ve tek kelimeyle harika çizilmişlerdi. Ne yani bunca zamandır orada oturup şehvetle benim resimlerimi mi çiziyordu. Bu düşünce yanaklarımın kızarmasını sağlamıştı.
Ben resimleri incelerken omzumda bir el hissettim. Elin sahibine baktığımda bana endişeyle bakan Chan ile karşılaşmıştım. Şu an ne kadar utandığını fark edebiliyordum. Yanıma oturup bir deftere birde bana bakıyordu.
Sakince defteri kapatıp ona verdim. İkimizde şuan ne konuşacağımızı bilmiyorduk. Garip bir ortam vardı. Chan defteri almış önüne bakıyordu ne söyleyeceğini düşünüyormuş gibiydi.
-Ben-
-Ben-
İkimizde aynı anda konuşunca her şey daha zor olmuştu. Birbirimize bakıp güldük ardından tekrar önümüze döndük.
-Sen başla istersen
Ona söz hakkı vermiştim çünkü şuan ne yapacağımı ve ne diyeceğimi bilmiyordum.
-Öncelikle eğer bu yaptığım şeyden rahatsız olduysan özür dilerim istersen kağıtları yırtıp çöpe atabilirim. Seni çiziyordum çünkü yüzün gerçekten çok hoştu ve sadece resimle bunu kalıcı hale getirmek istemiştim. Lütfen benim bir tür sapık olduğumu düşünme amacım bu değildi.
Ne demek istediğini anlamıştım tabiki de kötü bir amacı yoktu. Hem söylediği iltifatlardan dolayı yüzüm kızarmıştı da. ona doğru dönüp kafamda kurduğum cümleleri söylemiştim.
-Hayır sorun değil zaten senin öyle birisi olmadığını biliyorum. Sadece resimleri görünce şaşırmıştım doğal olarak. İltifatın için de teşekkür ederim.
Ardından tekrar derin bir sessizlik oldu. bu sessizlik ortamı daha fazla geriyordu. Chana göz ucuyla baktığımda sanki bir şey diyecek ama bir türlü kendisini toplayamıyordu. Bir anda bana dönmesiyle bende ona bakmıştım.
-Seungmin ben-
Aniden çalan telefonumla cümlesi yarıda kalmıştı. Ben telefona lanet ederken arayan kişiye baktım. Jisung şimdi hiç sırası değildi. Telefonu açıp açmamak arasında kalmıştım ama önemli bir şey olabilirdi bu yüzden açmıştım.
-SEUNGMİİİİN!
Jisungun bağırmasıyla yüzümü ekşitmiş telefonu biraz kulağımdan uzaklaştırmıştım.
-Jisung ne oldu? Neden bağırıyorsun?
-SEUNGMİN NE OLDUĞUNA İNANAMİCAKSIN! HAZIR MISIN?
-Jisung söyle hadi işim var şuan
-Lee Minho, hani benim şu deliler gibi aşık olduğum Minho! Bana çıkma teklifi etti!
-Ne? Ne! Jisung gerçekten mi?
-Evet bende burada 2 saattir çığlık atıyorum hala cevap yazmadım!
-Jisung salak mısın cevap versene çocuğa
-AAA doğru tamam sen kapat ben cevap vereceğim kapatsana Seungmin bak hala duruyor!
Ardından telefon yüzüme kapanmıştı. Duyduklarıma inanamıyordum Jisung Minhoyu bilmem kaç yıldır seviyordu ve şuan Minhoda Jisungu sevdiğini itiraf etmişti. Chan ise yanımda bana şaşkın şaşkın bakıyordu.
-AA şey Minho Jisunga çıkma teklif etmişte ona şaşırmıştım.
Dediğimle Chanda şaşırmıştı.
-Vaay Minhonun Jisungu sevdiğini bilmiyordum. Peki ya Jisung?
-O zaten yıllardır seviyordu
Chanın ağzı daha çok açılmıştı. Bu hareketlerine gülüyordum küçük bir çocuğa benziyordu. Diklenip tekrar önüne baktığında ona dönerek konuşmuştum.
-Sen bana bir şey diyecektin?
Chan bana dönmüş bir süre birbirimizin gözlerinin içine bakmıştık.
-Seungmin senin hiç sevgilin var mı?
Ani gelen soruyla şaşırmıştım ardından kafamı olumsuz anlamda salladım.
-Peki benimle çıkar mısın?
Gelen ani soruyla dona kalmıştım. Chan bana bunu gerçekten söylemiş miydi? Peki ne demeliydim? Evet? Hayır?
-Ben özür dilerim yani kabule etmezsen anlarım. Ben özür dilerim sadece..
Ve ardından kalkıp gitmişti. Bense arkasından öylece baka kalmıştım. Ne kadar salaktım. Kalbini kırmıştım resmen. Peki şimdi ne yapacaktım?
------------------------------
Bu kitabı nasıl devam ettireceğim hakkında en ufak fikrim yok doğaçlama yazıyorum yani kötü olursa beni bağışlayın bu arada kısa bir hikaye olduğu için 10. bölümde falan bitirmeyi düşünüyorum <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~SKY~ Chanmin
Historia Corta!✔!Her zamanki gibi parka gitmiştim ama bugün bir değişiklik dikkatimi çekmişti.