Tüm gece uyuyamamıştım yatağıma yatmış tavanı izlemiştim arada ağlıyor tekrar derin düşüncelere dalıyordum. Güneşin yüzüme vurmasıyla sabah olduğunu anlamıştım. Saat daha vardı fakat giyinip biraz daha hayatım hakkında düşünebilirdim. Dün hiçbir şey yememiştim. Nasıl yiyebilirdim ki tüm gece kapının eşiğinde durmuş kendimi tutmaya çalışarak ağlamıştım. Ama şimdi bile aç değildim.
Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Bir süre aynada kendime baktım. Çökmüştüm iğrenç görünüyordum. Böyle okula gitsem arkadaşlarım benim hakkımda daha çok endişelenirlerdi.
Lavabodan çıkıp annemin eski odasına girdim. Fazla olmasa da tozluydu. Hemen kutulardan birini açtığımda annemin eski makyaj malzemeleriyle karşılaştım. Babam öldüğü zaman bütün makyaj malzemelerini bir kutuya koymuştu. Babam onu kırmızı rujlu çok severdi bunu çok iyi biliyordum. Annemde zaten sadece babam için makyaj yapardı. Babam gidince birisine kendisini süsleme gereksinimi duymamıştı. Hepsini kutulara koymuş bir daha çıkarmamak üzere dolaba saklamıştı.
Annem ve babam arasındaki aşk beni çok büyülerdi. Birbirlerini çok severlerdi. Akşamları bazen babam annemi ev işlerinden uzaklaştırıp dansa kaldırırdı benden müzik açmamı söylerdi. Ben müziği başlatır koltuğa geçip bütün hayranlığımla onları izlerdim. Babam annemin belini sıkıca kavrar gözlerini sanki asla ayırmak istemezmiş gibi annemin gözlerine kilitlerdi. Annem de aynı şekilde babamın gözlerine dalardı. Orada birbirlerini görüyorlardı. Birbirlerine olan aşkı ve onun çıkardığı kıvılcımları.
Kutuyu biraz karıştırdığımda aile resmimizi görmüştüm. Hemen elime aldım üstündeki tozları sildiğimde resim daha da netleşti. Babam anneme gülümseyerek bakıyor annem bana bakıyor bende elimdeki pamuk şekerle ağzım kulaklarıma varmış gülüyordum. Arkada çok güzel biçilmiş çimler ve üstünde çiçekler vardı. Hatırladığım kadarıyla çiçekler maviydi ve çok güzel kokuyorlardı. Hatta o kadar güzellerdi ki babam bu güzel kokunun anneme layık olabileceğini düşünüp onun saçlarına bir çiçek koymuştu.
Resme odaklanmayı bitirince gözlerimden akan bir kaç damla yaşı yeni fark etmiştim. Elimin tersiyle yaşları silip kutunun yanında duran küçük bir kutuyu daha açmıştım. Kutuyu çok karıştırmadan en üstte duran yeni kapatıcıyı almıştım. Odadan çıkıp salondaki aynaya gelip göz altlarıma kapatıcıyı sürmüştüm. Ardından aynaya baktığımda daha az çökmüş gözüktüğümü fark etmiştim.
Ben aynada kendimi düzeltirken telefon çalmıştı. Hemen gidip baktığımda "Annem" yazısını görmüştüm tekrar aklıma eski anılar dolarken telefonu açtım.
-Alo? Efendim anne?
-Oğlum biz senin uçak biletlerini aldık. Mezuniyet gününden hemen sonra. Tamam mı?
Sertçe yutkunup sesimin titrememesini sağlayarak konuştum.
-Tamam
Ardından telefonu kapatıp kendimi koltuğa bırakmıştım. Kafamı ellerim arasına almıştım. Ağlamamalıydım şimdiye saat geçmiş okula gitme zamanım gelmişti. Kendimi toparlayıp okul kıyafetlerini giydikten ve çantamı aldıktan sonra zorla kapıdan çıkmıştım.
Okul bahçesinin önünde sahte bir gülümseme takınıp kendimi daha iyi göstermeye çalışıyordum.
------------------------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~SKY~ Chanmin
Kısa Hikaye!✔!Her zamanki gibi parka gitmiştim ama bugün bir değişiklik dikkatimi çekmişti.