"Tek düze bir herifim ben.
Tüm anlamıyla dokuz harf üç heceyim.
Ne eksiğim var ne fazlam şu dünyada,
Ne borcum var ne alacağım...
Sorsan bana iki adım sonra ölmem ne ifade eder diye ,
Tek kaşım bile oynamaz durum o kadar vahim.
Nerden bileyim ben bu semtin neleri kabul ettiğini...
Benim pencerem yalnızca gökyüzüne davetkâr.
Nerelere gidebilir ki zihnimin kuytuları ?
Benim hayal gücüm ya anca yolun karşına geçer ya da anca bana yeter ...
Anlat desen iki satır laf duydun duydun, duyamadın eyvallahımı alır çekerim başımı üsküdarın eteğinden.
Onu tanır mıydım ki bir sorsana bana ?
Sorsana bana güzel dostum onu tanısaydım, başımdaki aklar anlamsız kalır mıydı...
Nasıl hissettirdiğini bir tatsam kaldırmaz mıydım göğsümü arşa da seslenmez miydim ufka doğru...
Bilseydim onun benim için her gece dua ettiğini, inanmaz mıydım ben onun güzel Tanrısına,
Açmaz mıydım ellerimi göğe doğru da tövbe etmez miydim onun için...
Ancak söylesene güzel dostum ; onun tüm tövbeleri benim sevap saydıklarım olmuşken nasıl çocuğu sayardı bizi bu evren ?
Nasıl alışılmış görürdü bizi onu koruyan melekler...
Olmazdı ya bizden.
Olmazdı...
Kim bilir o olsa dene derdi belki de bana,
Belki tutardı elimden kaldırırdı ayağa...
Yüksek tut başını derdi,
Dünya bizi kabul etmezse bizde kendi dünyamızı kurarız...
İnanmaz mıydım ben ona güzel dostum,
İnanmaz mıydım sen söyle.
Sen söyle inanmaz mıydım tüm ön yargılarıma rağmen.
Sevmez miydim onu tüm yanlışlarıma nispeten...
Yatmadan önce bana dua edermiş.
Bilemeden ayrıldık.
Yemeden önce içinden benim de yediğimi umarak yemeğine başlarmış.
Duyamadan ayrıldık.
Tüm dileklerini bana adarmış.
Birlikte dilek tutamadan ayrıldık.
Ne gariptir aslında biz hiç beraber olamadık.
Oysa hiç tutmayacağımı bile bile bırakır mıydım ben o elleri ?
Bırakır mıydım söylesene ey güzel dostum...
Bırakır mıydım son yaşam umudumu onunla birlikte...
Yapamadım.
Onunla hiç aynı yastığa baş koyamadık...
Biz ayrı ama aynı sonda kaldık.
Biz sonumuzu başlangıcımıza bağladık.
Biz onunla ayrıldık, ama asla ayrı kalmadık..."...
Hermes, yaptım !
210111
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mono No Aware
Non-FictionHermes, Petrus ve binlerce eski dost anısına ! Dut ağaçları çok yaşasın...