"Gülümsediğin her sabah benim cennetim oldu sevgilim, ben bir ölüm meleğinin busesinde vâr oldum.
Ne çok gülerken görürdün beni, ne de gözyaşlarım ile mektuplar yazarken...
Ben denizin dalgalarına vuruldum.
Rüzgâr olmak isterdim kimi zaman veya yelesini savuran bir aslan,
Anlamsız gözlerin karalardı düşlerimi.
Ben göz pınarlarının kuruduğu yerde kahroldum.
Düşlerim süslesin isterdim dört bir yanımı.
Yanıma bir kova boya alırdım ve her bir çiziğimle salardım ruhuma zincirli şeytanları...
Yazı yazardım çok nadir.
Şeytanlarımdan bazıları bana geri dönerdi ve ben de eski bir dostu selamlarcasına gülümserdim.
Her bir satırımda öldürürdüm birini ve sona hazırlardım kendimi,
Ben doğa ananın eziyetinde nefes buldum.
Çok kafam atardı bazen ve seni bile es geçerdim şu yalan dünyada...
Senin de yalan olduğunu bilirdim ama sevap saymaya devam ederdim.
Devam ederdim ve cehennemi buyur ederdim son akşam soframa.
Manzaralara dalıp giderdim bir süre boyu...
Zeus'u anardım ya da Hera'yı...
Hera'nın omzuna konan bir umuttum belki de...
Ben bir kuşun özgürlüğüne doğdum.
Camın hep bir yanını izler dururdum diğer taraftan bombalar yağarken aciz ruhuma.
Kafamı çevirmek ağır gelirdi de döndürürdüm başımı her şeye rağmen.
O andan itibaren sen bir çocuğun umudunda son buldun sevgilim.
Acizlik akan sudan kana kana içirdin beni ve susuzluğumu giderdim sandım.
Daha çok susadım.
Acizlik aktı her bir zerremden...
Şarkılar dinlerdik biz.
Bana şarkılar söylerdin.
"Seninle dinlediğim son şarkıda astım kendimi bir salı sabahının gölgesinde."
Tek bir damla gözyaşı dökmeni istemedim benim yüzümden ve ruhumu teslim etmekten ziyade Tanrı'ya yalvardım onu
benden alması için.
Ben sana olan sevgimin yeşerdiği yerden son buldum. "...
İyi geceler tüylerine bile güvenmeyen Hermes, TLC takıntılı yaşlı katolik Petrus ve binlerce şiirlerin dizelerinde gizli dostalar !
Alberto'nun mektupları için beklemedi kalın.
210112
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mono No Aware
Non-FictionHermes, Petrus ve binlerce eski dost anısına ! Dut ağaçları çok yaşasın...