"Bir sokak köpeğine ev sahipliği yaptı cılız ruhum bugün.
Gözlerinden şiirler okudu da bir daha bakamadı kitap sayfalarına.
Ne çok okudu bu gözler yıllarca...
Yıllarca okuduğunu da alamadı köpeğin gözlerinden aldığı kadar.
Neden diye sormadı ve neden diye sormadım.
Yargılamadı beni ve kabul etti tüm günahlarım ve sevaplarımla.
Oturup rüzgarı dinledik beraber.
Bana rüzgarı anlattı ve ondan dinledim cennetin sırlarını.
Ademin yasak elmasından bahsetti uzun bir süre.
7 büyük günaha da deyinmeden geçmedi.
Kendimi aradığımı söyleyemedim o günahların içinde.
İnsanlara üzüntüsünden bahsetti bir süre için.
"Ne yazık ki onlara her doğan güneşte bir mutluluğu daha kaçırıyorlar"
Şeytanı da fısıldadı kulağıma.
"Asıl şeytan insanlar..."
Cehennem boş dedi.
Tüm iblisler etrafına dolaşmış...
Kendimde bir şey diyecek hak görmedim.
Ne çok doluydu da zihni ben yalnızca yoldaşlık edebildim.
Bir dalga daha vurdu kıyıya.
"Suya anlat derdini. Su alsında götürsün. Dalgalar ile sonsuz olsun huzurun."
Dertlerimi suya anlattırdı bana.
"İnsana anlatmak pişmanlıktır."
Sonra bir kutsal cumaya uyandık.
Yoktu.
Rüzgâr esti de sesi geldi kulağıma..
"Dalga oldum ben artık sevgili dostum. Olurda cehennem yine boşalırsa gel dök içini bana. Söz rüzgar olup da taşımam seni ellere..."
Derdini dalgalara anlat dedi.
Dalgalar hiç bitmedi.
Gitti ve daha fazlası ile geri geldi.
İçinde o olduğu için kabul ettim.
Hem günahına ortak hem sevabına tezat."...
Hermes ola ki Max gelirse, kapıma üç kere tıkladıktan sonra kapıyı açtığımda elinde benim kıymetli sek sütlerim yerine Petrus'un yıllanmış şarabını görürsem , 2017 yılının yaz aylarında başına gelen şeyin tekrar olacağını ilet ona.
İyi akşamlar Petrus ! Şaraplarını seviyoruz.
200112
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mono No Aware
Non-FictionHermes, Petrus ve binlerce eski dost anısına ! Dut ağaçları çok yaşasın...