1. Bölüm

756 28 0
                                    

Bu yazdığım ilk hikaye olmasa da ciddi bir şekilde yazıp yayınladığım ilk hikaye umarım beğenirsiniz. Medyada İrem' in amcasının evi :) İrem' in kim olduğunu birazdan öğrenirsiniz :)

Uçaktan indiğimde tek yapabildiğim etrafa boş boş bakışlar atmaktı. Telefonumda amcamın numarası olduğunu bildiğim halde onu aramıyordum. Hayır salak olduğumdan değil telefonumda kontör olmadığından.

"Burada böyle bekleyecek misin? " dedi bana alaycı gözleri ile bakarak. Ben ise ona anlamsız bakışlar atıyordum. O ise derin bir iç çekti ve konuşmaya başladı.
"Ege ben. Bülent abinin arkadaşı."

Gözlerimi iri iri açarak ona "yok artık" derecesinde bakışlar atıyordum. Çünkü cidden amcamın bu kadar genç kişilerle arkadaşlık yaptığını bilmiyordum. Gerçi onun hakkında hiçbirşey bilmiyordum.

"Neyse hadi gel seni Bülent abilere ben bırakacağım." dedi. Ve birlikte havaalanından çıkarak otoparka doğru yürümeye başladık.

"Ee konuşmayacak mısın? "

"Fazla konuşmayı sevmem." diyerek geçiştirdim. Cidden fazla konuşmayı sevmezdim. Soğuk bir kişiliğim vardı. Zaten bu soğuk kişiliğime karşılıkta fazla arkadaşım yoktu. Daha doğrusu Aras' dan başka hiç arkadaşım yoktu.

"Bari adını söyleseydin."

"Adım İrem."

"Ee İrem biraz kendinden bahset." dediğinde arabaya biniyorduk. Pardon ama konuşmayı sevmem kelimesinin neresini anlamadın?

"Dediğim gibi fazla konuşmayı sevmem."

"Sevdiririz güzelim." dediğinde ona "ciddi misin " bakışları attım ve koltukla bütünleşecek biçimde arkama yaslandım.

Yol boyunca ikimizde konuşmadık. Sonunda ardarda dizilmiş villaların bulunduğu bir yere geldiğimizde "oha" dememek için kendimi zor tutuyordum.

"İşte şu ev ." diyerek bana Saray görünüşlü yeri gösterdi.

"Burası evse bizim ki ne? "

"Beğendiysen bizimkine de beklerim güzelim." dedi ve göz kırptı. Ben ona yüzümü buruşturarak bakınca da "piç smile " yaptı. Yüzü adeta "ben yavşağım gel beni döv" diyordu.

Arabadan indiğimizde bizi kapıda karşılayan iki güvenlik görevlisini ardımızda bırakarak villaya girdik.

"Bülent kız geldi." diye bir ciyaklama sesi duyunca kulaklarımı kapatmamak için zor tuttum kendimi.

"İrem? Bu sen misin gerçekten? "

Yok ben onun olmayan ikizi.

"Evet benim amcacım." dedim ve tebessüm ederek amcama sarıldım.

"İrem' cim bu benim eşim Arzu."

Diyerek yanında ki kadını gösterdi.

"Merhaba Iremcim." dedi ve elini uzattı.

Bende "Merhaba." diyerek onun havada kalan elini sıktım.

"Ege." diye bir ciyaklama sesi duyunca bu sefer kendimi tutamadım ve kulaklarımı kapattım. Bu hareketime Arzu hanım ne kadar gıcık olsa da aksine amcam ve Ege çok gülmüştü.

Bize doğru koşa koşa gelen bir kız direk Ege' nin boynuna atladı. Tatlım burada aile var ama. Evet şuana kadar bir kere bile sevgilim olmadığı için böyle şeyleri pek hoş karşılamıyordum.

"Ve İrem' cim bu da benim biricik kızım Nil." dedi amcam Nil' i göstererek. Kız beni umursamadı ve yeniden Ege' yle ilgilenmeye başladı.

"Neyse İrem' cim. Biz bu aşk böceklerini yalnız bırakalım. Senin için bir oda hazırladık en üst katta. Giyeceğin herşey orada var. Keyfine bak tatlım." Aşk böcekleri? Kusmamak için zor tuttuğum midemi es geçerek cidden bu kadar lafta sadece buna takılmama anlam veremedim ve odamın bulunduğu kata doğru çıkmaya başladım. En üst kata çıktığımda odamı bulmak pek de zor olmadı. Çünkü zaten bu katta bir tane o da vardı. Odanın kapısını açtım ve bir şok daha yaşayarak devasa büyüklükte olan yatağıma oturdum. O sırada aniden kapı açıldı ve içeriye Nil girdi.
"Selam." Selam? Tatlım daha demin beni umursamayan sen ne ara cici kız oluverdin?

"Selam."

"Babam seni de yanımda götürmemi istiyor. Gelmek ister misin? "

"Nereye gidicez? "

"Bara." daha önce sadece birkaç kez bara gitmiştim. O da Aras' ın ısrarları ile.

"Gelmicem sağol."

"Sen bilirsin." dedi ve sarı saçlarını sallayarak çıktı. Benim ile kıyaslanacak olursa yüzü benimkinden daha masumdu. Oysa gözleri "selam ben bela " der gibi bakıyordu.

Nil' i düşünmeyi bir kenara bırakarak odamın içindeki lüks banyoya girdim. Direk sıcak suyu açarak üstümdekileri çıkardım ve kuvetin içine girdim. Su bedenime deydikce bana rahatlama hissi veriyordu. Yarım saat süren banyo keyfimden sonra havlulardan birini alarak vücuduma sardım ve odama geçtim. Sürmeli dolaplardan birini açarak içindeki pahalı görünümlü kıyafetlere baktım. Sanki herşey benim inadıma yapılmış gibiydi. Bu kadar pahalı şeyi bir arada görmek ciddi anlamda bünyeme iyi gelmezdi. Derin bir iç çekerek bir şort ve onun üstüne giyebileceğim bir tişört alarak üstüme geçirdim ardından conversleri giyerek aşağı indim.

"Merhaba tatlım." diye beni aşağı da karşılayan Arzu' yu görünce onun yanına gittim ve karşısında ki koltuğa oturdum

"Merhaba." dedim ve tebessüm ettim.

O da tebessüm ederek konuşmaya başladı.

"Nil bugün Ege' de kalacakmış. Bülent' te iş için yurtdışına çıkmak zorunda kaldı. Sana haber verecekti ancak uçağı kaçırmamak için erken çıktı. Ha bu arada sana yeni bir telefon aldık onu kullanman daha iyi olur."

"Neden? " Oradan bakılınca fazla mı fakir görünüyorum bilmiyorum ama durumumuz ne kadar iyi olmasada çok şükür bir ayfonumuz var.

"Telefonun yanlışlıkla yere düştüğü için kırıldı bende yeni telefon almalarını rica ettim. Özür dilerim." Özür dilerim? Sen hiç kırık bardaktan su içtin mi muhabbetlerine girmek istemesemde sen hiç kırık ayfon ile arama yaptın mı? Tamam saçma gelebilir ama sonuçta bu da boru değil yani koskoca ayfon.

"Nilgün telefonu getirir misin. " dediğinde hizmetçi olduğunu tahmin ettiğim bir bayan bir poşet getirdi. Tam ağzımı açıp telefonumun hesabını soracaktım ki Arzu bana poşetin içindeki kutuyu vererek arkasına yaslandı. Ben de kutunun içindeki telefonu çık-

Yuh aq? Ayfon 6? WTF? Yani ayfonumuz olabilir ama bir ayfon altımızda yoktu yani.

"Tatlım iyi misin? Yoksa beyenmedin mi? "

Tövbe de la beyenmeyen ölsün.
"Yok ben çok beyendim ama cidden bunu kabul edemem demiycem Allah razı olsun vallaha sağolun." dediğimde kadın bana sanki uzaylıymışım gibi baksada umursamadim ve yüce ayfonu gözlerimle taciz ettim.

FAKİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin