Merhaba :) Oylar çok az zaten yorumlar yok denecek kadar az. Lütfen biraz destekleseniz :) Medya' da İrem ve giydikleri.
₪₪₪₪₪ Ertesi Gün ₪₪₪₪₪
Koyunları sayarak daldığım uykuma bağırışmalar ile uyandım. Ne olup bittiğini öğrenmek için kalktığım yatağımdan bağırışmaların olduğu tarafa doğru ilerlemeye başladım.
"Afedersin anne ama oradan bakılınca bakıcı gibi mi duruyorum? "
"Tatlım lütfen ama sana bakıcı rolü yap demiyorum. Sadece onu arkadaşlarınla tanıştır diyorum. Buraya alışması için birkaç arkadaşa ihtiyacı var lütfen Nil."
"Off anne." dedi Nil'in olduğunu tahmin ettiğim ses. Birkaç ayak sesi duyunca hemen odama doğru çıkmaya başladım. Arzu dün beni Nil' in okuluna kaydettirdiğini söylemişti. O yüzden bugün okula gitmek zorundaydım. Bunca bağırışmanın sebebi de bu olmalıydı. Odama girdiğimde sürmeli dolabı açtım ve benim tarzıma tamamen zıt olan kıyafetler ile bakıştım. Dolapta fazla mini şeyler vardı oysa ben bütün hayatını tek bir eşofman ile geçirebilecek rahatlıkta bir kızdım. İçimi çekerek kedi desenli bir tişört, uzun siyah bir çorap, kot şort ve siyah buti ayakkabıları da ayağıma geçirerek merdivenlere doğru yöneldim ve aşağı doğru inmeye başladım.
"İrem artık gelsende okula gitsek diyorum senin keyfini bekleyemem." diyen Nil' e baygın bakışlar atarak dışarı çıktım. Bu kızın bana garezi mi vardı, yoksa inadına mı yapıyordu?
"Okula gittiğimizde beni utandıracak birşey felan yapayım deme." Utandıracak şeyler yapmada usta olan sensin.
"Tamam." dedim ve geçiştirerek yolu izlemeye başladım. Kısa bir yolculuktan sonra lüks ve modern görünümlü okula gelmiştik. Duyduğum kadarıyla bu okul İstanbul'un en pahalı ve en büyük okuluydu. Oysa benim Amerika' da ki okulum bu okulun yanında hiç kalırdı . Bu okul ile benim okulum karşılaştırılacak olursa bu okul rahatlıkla benim okulumu ezerdi.
Arabadan indiğimde okulun girişine doğru ilerledim. Okula tam giriş yapacağım sırada düşüncelerim bana engel oldu. Ne ara bu kadar umursamaz olabilmiştim? Ailemi daha yeni kaybetmişken bu olanları nasıl hemen unutabilirdim?
"İrem hadi ya." diye ciyaklayan Nil'i umursamıyarak düşüncelerimi beynimin en ıssız yerine süpürdüm ve onu takip ettim. "12F" adlı sınıfın önünde durduğumuzda Nil girmem için kafasıyla içeriyi gösterdi. Sınıfın kapısını açtığımda ders işlediklerini anlamam uzun sürmemişti. Nil kolumdan tutarak beni sınıfın ortasına kadar sürükledi.
"Hocam ve arkadaşlarım bu ezik kuzenim İrem. Amerika' dan geldi. Okulumuzun yeni öğrencisi." dedi ve iğrenirmişcesine kolumu bıraktı. Cidden birgün bu kızı boğacağım. Nil' in yüzüne geçirmemek için tuttuğum yumruklarımı serbest bıraktım ve kendimi tatmin ederek boş bir sıra bulmak umuduyla sınıfı gözümle taradım. En arkada ki kızın yanı boştu oraya doğru ilerledim ve tam oturacağım sırada kızın önündeki çocuk kalktı ve benim oturacağım yere geçti. Ona anlamayan bakışlar yollarken yeniden gözümle sınıfı taradım.
"Burası boş gelebilirsin." diyen koyu mavi gözlere baktım. Siyah saçlarını eliyle düzelterek vereceğim tepkiyi bekliyordu.
"Tamam." dedim ve esmer çocuğun yanına oturdum.
"Anıl ben." Sormamıştım ama neyse.
"Sen de İrem' sin demi? " dediğinde şaşkınca ona baktım. Adımı nereden biliyordu diye düşünürken Nil' in bütün sınıfa beni tanıttığını hatırladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FAKİR
Teen FictionAilesinin ölümüyle amcasının yanına giden İrem , nasıl oldu da buzdan duvarlarını yıkmayı başardı? Peki gittiği her yerde Fakir olarak anılmak ona nasıl bir duygu hissettirdi? O Buzdan Duvarları Olan Bir Kız O Masum Bir Kız O Mizahların Queen'...