Multimedia- ÖYKÜ
Sabah yine alarmımın beynimde çalmasıyla başladı her şey. Yatakta biraz esnedikten sonra battaniyeyi üzerimden atıp banyonun odamda olmasına şükrettim. Kimse beni bu halimle görmek istemezdi. Elimi yüzümü yıkayıp saçlarımın yağlı olduğuna karar verdim. Hemen banyo aldım. Okul üniformamıda giyip aşağı merdivenlerden inmeye başladım. Kahvaltı masası yine donatılmıştı. Ağzıma bir salatalık atıp çalan kapıya koştum. Kesinlikle bu Can'dı. Kapıyı açtığımda Can'ı görünce tahminlerimin doğru çıktığını gördüm. Anneme seslenip
-Ben çıktım. Dedim annen bana yine saydırıcaktı yanımıza geldi. Ama sustu yine bizi canla yakıştırıyordu. Onun yanında bu yüzden azarlamadığını biliyorum. Ne kadar "o benim sadece arkadaşım" desemde annem işte...
- Oğlum birşeyler yeseydiniz. Can'a konuşması için izin vermedim. -
Biz tokuz okulda atıştırırız. Deyip kapıyı kapattım. Yürümeye başladıgımzda bana baktı ve gülümsedi.
- Gerçekten tok musun?! Kafamı onaylarcasına salladım. Okula yaklaştığımızda. Kapıda bizi bekleyen Burcu'nun yanına gittim. Ağlamaktan gözleri şismisti. Ona endişeyle bakıp
- Bu-burcu i-yimisin m-misin?! Bir anda istemsizce kekeledim hiç iyi görünmüyordu. Neden bu kadar saçma bir soru sormuştum ki. Kafasını hayır değilim anlamında salladı. Başka nediyebilirki. Onu okulun yanındaki banka otutturdum. Can da ona ne olmuş gibi bakıyordu. Can'a döndüm. - Can yalnız konuşsak biz.
Can beni ikiletmeden yanımızdan ayrıldı. Burcu'ya tekrar döndüm. - Burcu ne oldu anlatıcak mısın?! Hem Bora nerde böyle bir günde seni yalnız bırakmıs.
Burcunun göz yaşları iyice şeddetlendi.
- Bi-biz B-Borayla ay-ayrıldık. Bunu duyunca bir şok yaşadım. Bora ve burcu birbirlerini deli gibi severken neden böyle bir şey olmuştu. Ve ayrıca bora can'nın en yakın erkek arkadaşlarındandır. Bunu nasıl yaptı. - Burcu neden!? Burcu 'nun sinirleri tavan yaptığını anladım. Kesin ağır basıcak bir şey yaptığını anladım. Bana bakıp - Sınıfa gidelim.
Bunu duyunca burcunun bu haliyle sınıfa giremeyeceğini biliyordum. - Bari ilk lavoboya gidelim. Kafasını onay vererek salladı. Lavoboya geldiğimizde Dilara'da ordaydı. Burcu birden kızın üzerine atlayınca - BuRCU ne YAPIYORSUN?! Diye bağırdım. Burcu beni dinlemedi. Kesin Dilara'nın bu işle alakası vardı kesin. Onları ayırdığımda Dilara'nın ağzıyla burnu yer değişmiş gibiydi. Hızlıca oradan ayrıldı. - Dilara'nın bu işle ne alakası vardı?! Bunu duyunca cevap vermedi. İyice üsteledim - BURCU ANLATICAK MISIN?! beni takmadı. Hızlıca o da kapıyı çarpıp çıktı. Bende sınıfa girdim. Canla beraber oturuyorum. Can bana bakıp
- Ne olmuş?! Can'nın bilmesi gerektiğini düşündüm. - Borayla ayrılmışlar. Burcu sadece bunu söyledi. Birde dilarayı lavaboda parçaladı. Can bunları duyunca gözleri fal taşı gibi açıldı ban şaşkın gözlerle bakıyordu. Bende ona. Biz böyle bakışırken arkamdan bir ses cırladı hay ben senin....
- Aşkııııımm.. Bunun beren olduğunu düşündüm sonra bana bakıp sahte bir gülücük attı. Evet bu Berendi . canla daha çıkali 1-2 gün olmuştu. Ama kız maşallah aşkımalr böceğimler canımlar..... Bunu duyunca kıskançlık tavan yaptı.
- Canım hadi gidelim sana bir şey diyeceğim. Dedim. Ve canın elini tutup çekiştirdim. Hey ne yapıyorum ben. Can gülmemek için kendini zor tutuyordu her halinden belliydi. Elimi hızlıca çektim.
- Ş-şey b-ben ö-özür dilerim. Birden saçmaladım. Ya öyle yapmak istemedim sonuçta o senin sev- birden sözümü kesti.
- önemli değil. Bu akşam sahile gelirmisin yani işin yoksa eğer. Bunu duyunca sevinç çığlıkları atmak istedim. Hey ben cana aşık filanmıydım. Yok artık. Saçmalama bu fikirden uzaklaşmam lazımdı. - Tamam olur 7:30 uygun. Kafasıyla onay verip sınıfa tekrar girdi. Bende peşinden. Sonra arkamızdan hoca. Burcu&Bora yoktu ilginç. Tenefüste Taner"un yanına gittim. Gelmem için adam tutmuştu. Okulun arkasında olduğunu duyunca kafamı onay verip salladım orada oturuyordu. - otur. Bu bir emirdi sanırım. Tamam dedim ve oturdumm bana döndü. - Öykü benimle çıkarmısın?! Bu soru üzerine şok oldum. Ama canın duygularından kurtulmam için bir adımdı bu. - Tamam. Dedim. Doğrumu yaptım acaba?!
Son ders olup her kez evine gidiyordu. Bende bugün can'nın bırakmasını istemedim daha hazırlancan çocuk. Eve girip - Selam millet. Diye bağırdım. Sanırım sadece annem vardı. Mutfaktan kafasını uzatıp - Hoşgeldin kızım. Dedi. Bende bir şey demeden odama çıktım. Akşam işlerim vardı. Bu yüzden 3:00 dan başlasam işime iyi olacaktı.
Sonunda saat 7:00 olunca tekrar aynaya baktım. Siyah dar pantolonum, üstüne giydiğim beyaz sade t-shirt ve deri ceketimle biraz sportik. Olmuştum saçlarımıda düzleştirip. Annemden izinimi kolay koparıp. Evden çıktım. Sahile geldiğimde can orada oturmuş. Derin derin nefes alıp sakinlesmeye çalışıyordu. Sonra ayağa kalktı - ben biraz zorlanicam hemen söylesem. Bu kadar önemi neydi tamam dedim sadece. - Öykü ben çok düşündüm çocukluk arkadaşım sensin ama bende tamamen farklı duy- osırada telefonum çaldi özür dilercesine baktım. Ekranda " Taner :-)" yazıyordu kulağıma getirdiğimde - naber aşkım. Parktayım bekliyorum. Onu ters ceviremedjm. -tamam dedim ve kapattım. Cana olan duygularımdan ancak tanere aşık olarak kurtulabilirdim
- Sonra konuşalım . çok önemli bir işim çıktı. Deyip parka doğru yürümeye başladım.
( Son nasıldı. Vote ve yorum beklerim)
