010 - ben bir aşkın kar yağışından geliyorum
anılar gözümün önünden geçiyor,
vaktim azalıyor!
zehir beni öldürüyor, ele geçiriyor.
ufak kulübede yatakta uzanıp aylaklık yaptıkları sırada, "saçlarını eskisi gibi uzatsan mı yine?" diye sordu taehyung. parmakları jimin'in eskisine oranla kısa saçlarında dolaştırıyordu, burnunu sarı saçlara daldırarak derin bir nefes aldı.
"ister miydin bunu?"
"evet..." diyerek yumuşak bir öpücük kondurdu taehyung jimin'in saçlarına ve biraz daha sıkı sardı sevdiği adamı. "saçlarının her telini çiçeklerle süslemek istiyorum."
"belki de artık boyamamalıyım, hım? siyah olsa?" dedi jimin taehyung'un kollarında dönerek. sevdiği adamın keskin yüz hatlarını inceleyerek uzandı ve dudaklarını onun çenesine bastırdı. "siyah olsa nasıl olur?"
"sana her şey yakışıyor. güzelliğini gölgeleyebilecek hiçbir şey yok prensim."
güneş tanrısı dürüsttü ve bu dürüstlük jimin'in yanaklarını ışıltılı bir kırmızıya boyadı. taehyung'un gözlerinde can bulmuş olan ateş, prensin içinde bir şeyleri tetikliyordu. "neden öyle bakıyorsun?" diye fısıldadı.
"bilmem, nasıl bakıyorum ki?"
"yanıyormuşsun gibi." jimin ona çekildiğini hissederek taehyung'a biraz daha yaklaştı ve güneş tanrısı onu daha fazla bekletmeden dudakları birleşti. yüzyılların özlemiyle yanan öpücükler, taehyung'un sevgilisinin üzerine tırmanması ve onun yavaşça yatağa yatırdığında daha da vahşileşti.
"yanıyorum çünkü."
!!!!!!!
taehyung jimin'in bacaklarının arasında uzanıp onun kokusunu derince solurken bunun için zamanın gelip gelmediğini bilmiyordu ama aklı şu an ondan çok uzaklarda jimin'in güzel dudaklarında asılı kalmıştı, tüm mantığını yitirmişti. elleri onun tişörtünü buldu ve elleri sinsi bir yılan gibi kıvrıldı sıcak tenine doğru, kumaşın sert hissiyatı ellerinin üzerini okşarken onu çıkarmak ve yırtıp atmak arasında kalmıştı.
içindeki dürtülerle savaşmadı ve tişörtü aceleyle jimin'in başından çekip attı, onun beyaz ve güzel teni gözlerinin önüne serilmişti.
"prensim. sevgilim. sevdiğim tek adam." diye fısıldadı öpücükleri arasında şimdi ona üstten bakarken güzelliğiyle büyülenmiş gibiydi. onun sıcak ve yumuşak tenine dokundu, bir eli yavaşça kalbinin üzerini buldu. bir kuş gibi çırpınan kalbinin varlığını hissetti, gülümsedi taehyung. jimin'in dudaklarının aralanışını hipnotize olmuş gibi izledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the shadow of venus; vmin
Fanfiction[mitoloji] , tamamlandı bir varmış bir yokmuş, güneş tanrısı apollon, insan prens park jimin'e aşık oluvermiş.