'İntikam'

125 7 0
                                    

Multide Tarık. ^^

Derin 

Hiç kendinizi boşlukta hissettiniz mi ? Bi hiç gibi ? Ve en kötüsü bunların sadece o an ki ruh halinize uygun duygular değil de, gerçek olduğunu ? Aslında sorunun gerçeği şu: Hiç boşlukta olduğunuzu anladınız mı ? Siz hiç gerçekten bi hiç oldunuz mu ? 

Ben en başından beri bi hiçtim. Doğduğum günden beri. Plansız, ailemin beklemediği bi doğum olmuştum. Annem ve babam beni hastaneye bırakıp kaçmayı bile denemiş o gün. Son anda bi personel sayesinde kurtulmuşum. Aslında sorun bunlar değil. Bunu annemin bana ‘Keşke o gün o lanet kadın yakalamasaydı.’ Diye bahsetmesinden sonra gerçek sorunlarla yüzleşmeye başladım.

İntihar etmeye 16 yaşında karar vermiştim. Yüksek inşaat halinde binanın tepesine çıkmıştım o gün. Kafamda saniyeler sonra hissediceğim ölümün güzelliği vardı. O gün Enes’le beni kurtardığı zaman tanışmıştık. ‘ Küçük Hanım ölmek için çok gençsiniz.’ Demişti. Şimdi sizi ölümden kurtaran biri, aynı zamanda uzun zamandır ölü olduğunuzu hatırlatabilir mi ? Sizi kurtarıp sadece iki sene sonra öldürebilir mi ? 

GİTTİ. Enes az önce GİTTİ.

O kız bana bağırmaya başladığından beri sadece ağlıyorum. Dilim, sesim, bedenim kenetlendi. O kız beni suçladı ama şuan suçlu sadece Enes.

Sadece kızın bağırışlarını duydum ama ne dediği hakkında bi fikrim yok. Kafam şuan hiç bişey anlamıycak kadar dağınık. ‘Hadi Derin toparlan, daha kötülerini de gördün.’ Dememle ayaklarım hiç beklemediğim bi güçle dikildi. Ve bende yerde oturan kumam olduğunu az önce öğrendiğim kızın yanına gittim. Kollarını boynuna doladım beni tersliyceiğini bile bile. Ama yapmadı ve aynı şekilde o da sarıldı. İkimizde kuvvetli bi şekilde iç çekiyoduk.

Bi kaç dakika sonra sakinleşip ayağa kalktı. Ben daha ne olduğunu anlamadan gözlerini bana dikti.

'Kalk gidiyoruz.'

'Nereye?'

Burda oturup ezik gibi o piç kurusunun peşinden ağlayamam. Dedi içindeki tüm öfkeyle.

Haklıydı ama bacaklarımda derman yoktu, sanki nasıl yürüyeceğimi unutmuştum. Bişey demedim ona ama en son o dayanamayıp bağırmaya başladı.

Hadi. Daha ne kadar onun götünü kaldırabiliriz ?

Sesi irkilmeme neden olurken bi anda kendimi ayakta buldum.

'Nereye gidicez ?' Dedim.

'En yakında hangi kafe varsa oraya.' Dediğinde o çoktan yürümeye başlamış bende onun arkasından sürüklenmeye başlamıştım. 

Yaklaşık 5 dakika sonra karşımıza bi kafe çıktı. O kadar dalmıştı ki kafeyi görmeyip yürümeye devam ederken onu durdurmak zorunda kalmıştım. Kaşlarını kaldırıp dik dik ne olduğunun sorar gibi baktığında kafeyi işaret ettim. 

'Girmiyo muyuz?'

'Ah, hadi girelim.'

İçimden tenha olması hatta neredeyse boş olması için dua ederken kendimi kalabalığın içinde buldum. Ama en azından bi kaç masa boştu ve bizde onlardan birine girdik. Geldiğimizden beri peşimizden ayrılmayan garsona ters bakış atmadan edemedim. Utanmasa daha adını bile bilmediğim kumama bakarken ağzının suyu akacaktı. Bu bakışım ne kadar etkili oldu bilmiyorum ama yüzü ciddi bi ifadeye büründü.

'Ne alırsınız ?'

'Yerleşmemizi bekleme nezaketini göstericek misin ?' Dedi kumam garsona ters ters bakarken. Garson sonunda sustu ve bizde yerleştik. 

KaçıklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin