Babamı kaybetmenin acısıyla ne yaptığımı bilmeden Cihan hocanın yanına gitmiştim. Neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar verebilecek durumda değildim. Ama kızgındım. Ben bu kadar acı çekerken beni çok sevdiğini söyleyen Mazerun neredeydi? Peki onu geçtim,en yakın arkadaşım Sedef neredeydi? Bir kere bile aramayıp merak bile etmemişlerdi. Ya bu işin içinde bir iş vardı ya da onlar hakkında çok yanılmıştım. Bütün bunların kızgınlığıyla Cihan hocaya gitmem belki de yanlıştı. Ama bana verdiği muskayı ve bütün bu olayları bir de onun tarafından dinlemeliydim. Babamın gerçektende eceliyle ölüp ölmediğiyle ilgili herşeyi bilmeliydim. Belki de babam son gününde bilmediğim risklere girip beni canı pahasına uyarmıştı. Ne olduğunu bilmeden içim asla rahat etmeyecekti.
Cihan hocanın odasına girdiğimde odada onun dışında iki kişi daha vardı. Tanıdık yüzlerdi ikiside. Cihan hocanın ilk gün gördüğüm yardımcıları tam karşımda duruyorlardı. Cihan hoca ben daha birsey söylemeden:
"Sana verdiğim muskayı açmışsın. Açtığın andan itibaren etkisini kaybetmiş Duygu. Neden açtın muskayı?"diye sordu.
"Cihan hocam, Size anlattığım o cin, Mazerun o gün benimle konuşmaya geldi. Mutlaka muskanın içine bakmamı söyledi. O anda ben de size verdiğim sözü tutamadım. Ve cok merak ettiğim için muskanın içine baktım." dedim.
Cihan hocanın yanına gelene kadar olan tüm olayları birebir hiç değiştirmeden anlattım. Babamın ölümünü arastirdigimi ve bundan kimin sorumlu olduğunu bulabilmek için onun yanına geldiğimi söyledim.
"Duygu bugun sana yenisini yazacagim.Mutlaka iyi sakla ve kimse için muskanın içine bakma. Mazerun'un ve Sedef'in niyetleri hiç iyi degil. Sana ve ailene daha fazla zarar vermeden dediklerimi harfi harfine yapmalısın."dedi Cihan hoca.
Bana o gün muskanın içine bakmasaydim belki de şimdi babamın hayatta olabileceğini söyledi Cihan hoca. O an içime bir acı saplandı sanki. Babamın ölümünün ben kafede oturmuş kahve içiyorken olması zaten yeterince vicdan azabı cektiriyordu bana.Simdi buna birsey daha eklenmişti.
Cihan hocadan yeni muskalari aldıktan sonra oradan ayrılıp eve gelmiştim. Hemen odama gidip muskalari uygun yerlere yerleştirdim. Canım gerçekten çok sıkkın bir şekilde yatağıma uyuyup kalmışım. Uyandığımda Mazerun tam karsimdaydi. Cok sessiz bir şekilde bana bakiyordu. Bense ona ne kadar kırılıp kizdigimi anlasın diye o yokmuş gibi davranıyordum. Birden belimde tutup beni kendine çekti.
"Sen benimsin,kimse beni senden uzaklastıramaz. Herkese engel olurum."dedi Mazerun.
"Babam öldüğünde benim yanımda olmayan sendin. Sedef'le sen beni yanlız ve çaresiz bıraktınız. Bunu kolay kolay affedemem."dedim.
Mazerunun gözleri tekrar siyaha dönmüştü. Bilmediğim kelimeler söyleyip bağırıp çağırıyordu. Çok sinirli ve garip davranıyordu. O an o kadar çok korktum ki kendimi uyandırmak istedim. Ellerimi bileklerimden tutan Mazerun:
"Hayırrr" diye bağırdı.. "O muskayı hemen aç ve yoket." dedi.
Bana karanlık ve korkunç bir şekilde bakan Mazerun'un iki gün önceki halinden eser kalmamıştı.
Çok korkmustum . Sanki pembe bir rüyadan sert bir rüzgarla uyandirilmis gibiyim."Mazerun beni rahat bırak" dedim.
O anda pencere açılıp açılıp kapanmaya başladı. Lamba yanıp sönüyor ve Mazerun yüzünde çıkan birçok korkunç damarla ve kapkara gözleriyle:
"Muskayı aç." diyordu.
Kendimi iyice zorlayıp uyandırmaya başarmıştım. Uyanınca herşey bitti diye düşünürken karşımda tekrar Mazerun vardı. Odamdaki çiçeği gözümün önünde bir anda soldurdu ve çok sinirli bir şekilde gitti. Bu ne demekti bilmiyorum ama kafamdaki Mazerun'la gerçek Mazerun çok farklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli Aşk Cinin Aşkı
HorrorBir cinin insana aşık olmasıyla başlayan korkunç olaylar gerçek bir hayat hikayesinden esinlenilerek yazılmıştır.