Aşağı indiğimde çok yorgun olduğumu hissetmiştim. Mazerun bunu farkedip hemen beni bir koltuğa oturttu. Sedef'in elindeki kutunun onlar için mânevi bir değeri olmalıydı. İkisi de heyecanlı görünüyorlardı. Ben meraklı bir kişiliğe sahip olduğum için hemen onun ne olduğunu sordum.
Sedef "Duygu bu kutunun içinde seni ve aileni korumak için Marid kabilesinin ileri gelenleri tarafından hazırlanmış olan korumalar var. Evine gittiğin zaman bunlardan birini evinin bahçesine,diğerini bodrum katınıza,en sonuncusunu ise odana koymanı istiyoruz. Dışarıda seni koruması için de Mazerun senin için özel olarak seçtiği kolyeyi az önce boynuna takmıştı. Bu takının adı Eayan Hamra'dır. Öbür âlemde seni gözleyip koruyan kırmızı göz anlamına gelir. Mazerun sana soyluların bile kolayca eline geçmeyecek kadar önemli bir koruma verdi."dedi.
Mazerun "Bu kolye seni tek başına olsan bile her türlü kötülükten koruyacak Duygu. Hiçbir zaman boynundan çıkarma. Seni buna zorlayacak birileri veya olaylar olursa hemen uzaklaşıp beni çağırmalısın. Ben her an senin yanında olmak istesem bile her zaman bu âleme geçemiyorum. Kendi âlemimde Marid prensi olarak bana verilen görevler var. Sana en iyi korumamı versem bile içim ancak bu şekilde rahat eder."dedi.
Ben "Herşey için çok teşekkür ederim. Babamın ölümünden sonra sizden şüphelendiğim için çok özür dilerim. Ben sadece çok korkmuştum. Sedef sen benim her zaman dostumsun. Zor anımda hep yanımda oldun ve beni anladın. Ne olduğunun veya ne olacağının artık önemi yok, ben de hep yanında olacağım. Mazerun artık senden korkmuyorum. Beni ömrün boyunca sevip korudun. Herşeye ve herkese benim için karşı çıktın. Sadece bu âlemi değil öbür âlemi de karşına alıp bana sahip çıktın. Beni beklersen kalbimi sana açabilirim. "diyerek gülümsedim.
Mazerun yüzüme şaşkın ama çok mutlu bir şekilde bakıp ellerimi tuttu. Gözlerimin içine bakarak:"Duygu, sen bana bunları dedin ya bana kalbini açacağın günü umutla bekleyeceğim. Gelinim, senin için herşeyi yaparım, tüm âlemleri karşıma alırım,beni tahmin edemeyeceğin kadar çok mutlu ettin."dedi.
Bir cinin elleri titreyebilir mi,onlar da bizim gibi heyecanlanabilir mi bilmiyordum ama o an karşımda ellerimi tutan o kapkara gözleriyle ruhumu eline geçiren adamın elleri tir tir titriyordu. Benimse kalbim yerinden çıkacak gibi deli gibi atıyordu.
Sedef bizi böyle gördüğü için gözleri dolmuş bir şekilde ikimize sarılarak mutluluklar diledi ve her zaman ne olursa olsun dostu olacağımı söyledi. Bir gün içinde hem bu kadar korku yaşayıp hem de bu kadar mutlu olduğum başka bir gün daha olmayabilirdi. Ne kadar mutlu olsam da çok yorgundum,bir güne bir çok şeyi sığdırmıştım. Sedef beni anlamış olacak ki :
"Haydi artık uyku zamanı, herkes odasına gidiyor."diyip bizi odalarımıza yolladı. Mazerun bana tatlı gülümsemesiyle iyi geceler dileyip odasına gitti, ben de kendi odama girip hemen uykuya daldım.
Sabah bir telefon sesiyle uyanmıştım. Arayan annemdi. Hemen telefonu açtığımda annem:
"Kızım iyi misin, Sedef'in yanında biraz daha toparlandı mı? Aklım sende unutma Duygu."dedi.
Bu kadın canını bana seve seve verecek kadar çok seven annemdi. Beni ömrüm boyunca sevip koruyan annelik yapan tek kişiydi. Her zaman da öyle olacaktı. Teyzemin bu kayıtsızlığı beni derinden yaralasa da iyiki onun çocuğu değildim, iyiki beni anneme vermişti. En azından bir şeyi doğru yapmıştı.Anne ben evlendim,gelin oldum demek istiyordum. Ama diyemezdim, nasıl anlayabilirdi ki yaşadıklarımı.
"İyiyim anne, burası bana iyi geldi. İyiki aradın, sesini duyunca çok mutlu oldum."dedim anneme.Annem de sesimi duyduğu için mutlu olmuştu. Beni sevdiğini söyleyerek telefonu kapattı. O ana kadar içime attığım ne varsa gözlerimden süzülmeye başlamıştı. Gelin olmuştum ama anneme bile söyleyemiyordum. Bir cine aşık olmak üzereydim. En yakın dostum yarı cindi. Ve daha anlayamadığım bir çok şey kalbimde düğüm düğüm olmuştu. En sonunda hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım ki Mazerun odama gelip halimi görünce bana sevgiyle sarıldı. Hiçbirşey konuşamadık sadece sarıldık. Artık bir eşim vardı ve beni anlıyordu. Mazerun sayesinde sevildiğimi hissediyordum, onun bu güçlü sevgisi beni de güçlendiriyordu.
Mazerun'la beraber aşağı kata indiğimizde Sedef ortalarda gözükmüyordu. Odasına bakmıştım orada da yoktu. Mazerun bu işte bir gariplik olduğunu evi iyice arayıp Sedef'i bulup geleceğini söyleyip yanımdan ayrıldı. Ben de odasına gidip farklı bir şey var mı diye sağa sola bakıyordum ki Sedef'in yastığının altına saklanmış bir not ve bir anahtar buldum. Sedef bu notu bizim için yazmıştı."Duygu, çalıştığım kafeye gidin. Orada bir dolabım var. Anahtarını sana veriyorum. Bazı şeyler yolunda gitmezse diye oraya bazı eşyalar bırakmıştım. Bu notu okuyorsan onlar beni almışlar demektir. Orada kahverengi tahta bir kutunun içinde gerekli olan şeyleri bulacaksınız. Mazerun anlayacaktır ve seni koruyacaktır." yazıyordu. Sedef'e neler olduğunu bilmiyordum ama böyle bir not yazdığına göre evliliğimiz birilerini fazlasıyla rahatsız etmişti. Mazerun'u hemen Sedef'in notunu okuması için yanıma çağırdım. Mazerun notu okuduğunda çok sinirlenmişti, kendi kendine bilmediğim kelimeler sayıyordu. Bana dönüp:
"Bir Marid prensinin kız kardeşini ne cüretle kaçırırlar? Onlara bunun hesabını soracağım. Büyük bir ceza almalarını sağlayacağım. İlk önce Sedef'in bıraktığı kutuyu alıp seni annelere bırakacağım Duygu. Kardeşime kadar el uzatabildiklerine göre seni ve aileni sadece sen evindeyken içim rahat bir şekilde koruyabilirim, Sedef'i merak etme, onu sadece kaçırabilirler. Bir cin diğer bir cine asla zarar veremez, verirse ölümden bile kötü şeylerle cezalandırılır. Buna cesaret edemezler. Akıllarınca sana olan aşkım için beni cezalandırıyorlar. Senin için bu âlemi de öbür âlemi de yakmayı göze almışım ben, ne kadar ciddi olduğumu anlamaları gerek.Sen benim en kıymetlimsin."dedi.
Bir yandan Sedef'in kaçırılmasına üzülürken öbür yandan Mazerun'un bana olan büyük sevgisi tüm dengemi alt üst etmişti. Ben Duygu, Mazerun'un eşi, Mazerun'un en kıymetlisi Duygu, bu saatten sonra duygularımı akışına bırakmaya kadar vermiştim.
Hazırlanmak için odama gittiğimde korkunç bir manzarayla karşılaştım. Korkudan büyük bir çığlık atmıştım. Mazerun hemen yanıma geldi. Yatağımın üstünde dün giydiğim gelinlik vardı. Paramparça olmuş ve kana bulanmıştı. Mazerun çılgına dönmüştü, delirmiş gibiydi. O kadar çok üzülmüştüm ki ağlamaya başlamıştım. Mazerun hem beni sakinleştirmek için bana sarılıyor hem de bilmediğim bir sürü kelimeyi ard arda sayıyordu. Elleri sinirden titriyordu. Korumasını yanına çağırdı ve yüksek sesle birşeyler söyledi. Ne olduğunu bilmiyorum ama ikisinin de gözleri hep bana bakıyordu. Bir anda hem kardeşi kaçırılmış hem de ben ölümle tehdit edilmiştim. Beni içten içe aslında en çok Mazerun'un vereceği karşılık korkutuyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli Aşk Cinin Aşkı
HorrorBir cinin insana aşık olmasıyla başlayan korkunç olaylar gerçek bir hayat hikayesinden esinlenilerek yazılmıştır.