Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"...Sence nasıl fikir?" Chaeyoung elindeki çikolatanın paketini sıyırarak bir ısırık aldı.
"Kime diyorum ben, burada mısın?" Ellerini telefonu ile gözlerinin önünde salladığında, Sana sonunda kafasını telefondan kaldırabilmişti.
"Efendim, bir şey mi diyorsun?" Yüzünde neden olduğu belli olmayan bir gülümseme vardı.
Gözlerini devirerek arkasına yaslandı. "Dökül."
"Ha?" Bir an afallamıştı.
Böyle afallaması gülünç gelmişti bir an. "Sende bir değişiklik var. Dökül diyorum." dedi sırıtırken.
Sana dudaklarını büzerek etrafta göz gezdirdi. Düşünürken hep böyle yapardı. "Ne gibi bir değişiklik?"
"Yüzüne renk gelmiş, aptal aptal telefona bakarken gülüyorsun ve arada dudaklarını ısırıyorsun."
Sağ elini çenesini altına yerleştip dirseğini masaya yasladı ve tekrar aptal gibi gülümsemeye başladı. "Aslına bakarsan son zamanlarda birisi ile konuşuyorum, arkadaşın Sooyoung ile buluştuğumuz gün fotoğrafını göstermişti."
"Sooyoung'dan büyük çöpçatan mı var? Aklıma gelmemesi saçma oldu. Kim bu şanslı kişi?" Böyle şeyleri dinlemeyi her zaman severdi.
"Adı Dahyun, Kim Dahyun. Çok komik ve şeker birisi. Henüz buluşmadık ama ondan gerçekten etkileniyorum. Haftaya salı buluşacağız, gerçekten heyecanlıyım."
Kim Dahyun ismi ona tanıdık geliyordu. Bir iki dakika düşündükten sonra gözünün önünde canlanan yüz ile gözlerini sonuna kadar açtı. "Şaka yapıyorsun? Şu sürekli gülümseyen ve etrafa gün ışığı saçan hatundan mı bahsediyorsun?"
"Neden şaşırdın ki? Evet ondan bahsediyorum." Sana, Chaeyoung'un yüz ifadesine baktığında fazlasıyla kuşkulanması gerekip gerekmediğini düşünmeye başladı. "Yoksa sizinde mi geçmişiniz oldu?"
