Jaehyun sıkıntılı bir nefes verirken kulaklıklarını çıkartarak telefonunu cebine attı. Hava soğuk olduğundan nefesi kristalleşerek havaya dağılıyordu ve bu oldukça hoşuna giden bir görüntüydü.
Pat diye bir sesin ardından kalçasında hissettiği acı ile irkilerek arkasına döndü. "Siktir!"
Chaeyoung gülerek dosyasını kolunun arasına sıkıştırdı. "Ne kadar hassas bir çocuksun sen öyle." Kahkaha atmamak için dudaklarını dişlerken bir yandan da kolunun altındaki dosyayı daha çok sıkıştırıyordu. "Bir an beni döveceksin sandım."
Jaehyun soğuk ellerini yanaklarına doğru götürdü. "Tacizci sapık seni."
"Sapıklık seviyelerimizi tartışmayalım istersen. Zararlı çıkarsın gibime geliyor." Kaşlarını kaldırarak kafasını sağa yatırdı.
"Ben ahlaklı bir çocuğum. En azından milletin kalçasına dosya kapağı indirmiyorum."
Gözü bir an Jaehyun'un paspal haline takılınca dediklerini umursamadan yüzünü buruşturdu. "Bu halin ne senin ya?"
"Ne var halimde? Gayet normalim." Gözlerini ayak uçlarından başlayarak giydiklerinde gezdirdi. Yeşil eşofman takımının altına giydiği alakasız deri botları göz önünde bulundurulmazsa gerçekten de normal duruyordu.
"Gerçi yüzüne bakınca kıyafetlerin pek kötü gözükmüyor."
Chaeyoung'un fark ettirmeden sinsice soktuğu lafla afallayıp konuşmaya yeltendi fakat diyecek bir şey bulamıyordu. "Sen, sen..."
"Güzelliğimden nefesin kesildi herhalde." Saçlarını Jaehyun'un yüzüne doğru savurarak güldü.
Jaehyun yüzüne doğru savrulan ipek gibi saçları elleri ile ittirdi. Tapılası güzelliği bir yana, saçlarının ipeksi görünümü bile insanın kendini çok farklı duyguların içerisinde bulmasına sebep oluyordu.
"Saçların ağzıma girdi."
Chaeyoung, görüş açısının kapanması adına Jaehyun'un önüne geçti ve sakince "Biliyorum." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
soulmate | jaerosé ✔
FanfictionSadece ruh eşlerinin birbirini renkli gördüğü bir dünyada ruh eşini bulduğunu düşünen Park Chaeyoung, Jung Jaehyun'un peşine takılır. jaerosé. © liliumiya | 2021, january