gözlerini açtı, burası hatırlamadığı bir oda. burası bir hastane odası, ellerine baktı. kimdi o? neden buradaydı? yanındaki aynaya baktı. tanıdık gelmiyordu. gözlerini ovuşturdu, emin olması gerekiyordu ki hala hiç bir şey anlamıyordu. "kimim ben?" kimdi o? beyninin içindeki soru işaretlerini bir kenara bırakıp ayağı kalkmaya çalıştı ki ayaklarındaki alçıyı görene kadar. dışarıdan sesler geliyordu, "ne zaman uyanır doktor bey?" diye konuşmalar duyuyordu.
kapı açıldı. içeri siyah pantolonlu, üstünde süveter ve gömlekli bir adam girdi. "henza?! uyanmışsın hayatım!!" diyip üstüne geldi fakat, kız daha kendi ismini bile hatırlamıyordu. "henza?" dedi. "ismim henza mı?"... adamın gözlerinde çok korkunç bir ifade vardı. gözleri doldu ve odadan çıktı. "doktor bey! o- b-bir şey hatırlamıyor?" diye doktora seslendi ve doktor şaşkın bir yüzle hastanın odasına girdi. "doktor bey kimim ben bana noldu?!" paniklemişti henza. doktor, "hafızasını kaybetmiş." diyerek süveterli adama baktı. adam, ağlıyordu. "p-peki hafızası yerine gelebilir mi??" diye sordu ve doktor sustu. henza, panikle ikisine bakıyordu. "NEREDEYİM, NEDEN BURADAYIM, KİMİM BEN, BU ADAM DA KİM,BURASI NERESİ!?" diye bağırdı, korkmuştu. daha fazla cümle kuramadan uykuya daldı. doktor, adamı dışarı çağırdı.
henza hernandéz, 1998 yılında doğmuş kanadalı bir kızdı. anne babası albin ve jonas hernandéz'di. bir de büyük kardeşi vardı ki (julés hernandéz) evden bu hafıza kaybetme olayından 3 yıl önce kaçmıştı. üvey bir abisi vardı, ailesinin her zaman ondan gizlediği. henza üniversiteyi bitirdikten sonra, 2017 yılında Vitali Herkos ile tanıştı. süveter-gömlekli adam. birbirlerine aşıklardı, çok güzel zaman geçiriyorlardı ve evlenme planları vardı. ta ki 2019 yılındaki o kavgaya kadar. romantik bir akşam için 29 eylül 2019'da vitali'nın evinde buluşmuşlardı. işte o gün, henza vitali hakkında korkunç bir gerçeği öğrenmişti. mutlu başlayan gün, büyük bir kavgaya döndü. henza vitali'ye lanetler okuyarak evden çıktı ve öfkeyle arabasına bindi. yanındaki küçük aynadan kendine bakıp göz yaşlarını sildi fakat hala sinirliydi. arabaya anahtarı taktı, elleri titriyordu. sinirle gaza bastı ve hızlı bir şekilde otoparktan çıktı. tüm öfkesini arabanın gaz pedalına basarak gösteriyordu. "sonunda mutlu olucaktın henza! en sonunda MUTLU olucaktın!" kendi kendine arabada bağırınıyordu. "ama yok! henza her zaman üzgün kızgın GERGİN OLMAK ZORUNDA! DEĞİL Mİ?!" giderek yola olan dikkatini kaybediyordu, arkasında onu takip eden arabayı görmeyecek kadar. "KİMSE İYİLİĞİNİ DÜŞÜNMES-" derken neredeyse karşıdaki arabaya çarpacağını fark etti, direksiyonu sağa doğru çevirirken yağmurdan kayan tekerler buna izin vermiyordu. "HADİ LANET ARABA!!" şerite çarptı. arabası takla atıyordu, o ise arabanın içinde baygın kalmıştı,yoldan bunu gören kamyon ona bakmaktan önündeki aracı göremeyip çarptı ve kaza zincirleme bir hale dönmüştü.
KAZADAN 1 HAFTA SONRA / GÜNÜMÜZ
...daha fazla cümle kuramadan uykuya daldı. kısa bir süre sonra uyandığında odasındaki televizyondaki haberleri fark etti. spiker şunları söylüyordu: "Yori şeridindeki kazadan bir hafta geçti ve ölü sayısı belli oldu. kazada ölen kişi sayısı 3 ve 1 tane yaralı var. Yaralının durumu iyiye gidiyor." İşte, tam o sırada.
Tam o sırada bir şeyler hatırladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
obliviscatur
Mystery / Thrillergözünü açtı, etrafına baktı. ellerine baktı, aynaya baktı, kimdi o? kendini hatırlamıyordu. hastane odasında yatıyordu. öğrenmesi lazımdı, kendisine ne olduğunu.