Seher'den
Hastane kapısından arabama giderken aniden çalan telefonumun sesiyle bir anda durup cebimden telefonumu çıkararak ekranına baktım ve bakmamla beni uzun süredir aramayan ablamın ismini görüp şoka girmem bir oldu. Ablamın aramasının sebebi babamdı. Çünkü babam ablamı evlaklıktan reddetmişti. Bunun nedeni de ablamın babamın sözünü çiğneyerek sevdiği adama kaçmasıydı. Onu bu kararından vazgeçmesi için elimden gelen her şeyi yapmış fakat bir türlü ikna edememiştim. Bir süre sonra kendime gelip aklımda bir anda oluşan soruları bir kenara atarak çalan telefonumu açtım ve bana" Alo, orda mısınız? "
Diye soran yabancı sesle bir anda oluşan korkuyla titreyen elini korkudan sıkışan kalbime koyup ona
" Alo kimsiniz? Ablam nerede? Ablamın telefonunun siz de ne işi var? "
Diye ard arda sorular sordum. Kalbim sıkışıyor, nefes alamıyordum. " Allah'ım nolur. Kötü bir haber olmasın. " Diyerek içimden dualar ettiğim sırada telefonda benimle konuşanın hemşire olduğunu öğrenirken bana
" Hanımefendi, ablanız şu anda hastanemiz de ve durumu maalesef kritik. Buraya gelebilir misiniz?
Diye cevap verdi. Aldığım haber ile bir anda dona kalmıştım. Ablam, ablam hiç iyi değildi. Birsüre sonra kendime geldiğimde ona
" Ta. Tamam, hemen geliyorum. Hastanenin adresini tarif eder misiniz? "
Diye sorup bu sefer ki soruma da
" Tabi söylerim. ............ Hastanesinde. Hemen gelin lütfen. Ablanızın durumu hiç iyi değil. "
Diye cevap veren hemşire'ye
" Hemen geliyorum. "
Dedikten sonra telefonumu kapatıp arabama binip çaluştırarak yola koyuldum. Şokta gibiydim sanki. Ne zaman hastaneye vardım? Ne zaman içeriye girdim? Hatırlamıyorum. Koridoru adeta koşarak geçiyordum. O kadar hızlı koşuyordum ki koridorun sonuna gelince, aniden durmak zorunda kaldım. Durmama sebep olan baş dönmesi ile dengemi kaybetmiş bir türlü duramıyordum ayakta. Bedenimin sarsılmaya başlamasının yanı sıra gözlerimin yavaş yavaş kararmasıyla bayılmak üzere olduğumu anladım.
Fakat şu an, bu durumdayken bayılarak vakit kaybetmek istemiyordum. Şu an sırası değildi çünkü. Bu yüzden de bir yandan ayakta kalmak için bir yerlere tutunmaya çalışırken, diğer yandan gözlerimi kapatıp, kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.
Fakat ne kadar çabalarsam çabalayayım dayanamıyordum daha fazla. Gücüm tükeniyor, ayakta duramıyordum artık. Bu yüzden de kendimi karanlığa bırakarak yere düşmeye hazırlandım. Tükenen gücümle yere düşmek üzere olup kendimi koridorun soğuk zemininde bulacağımı sanarken bir anda sıcak ama bir o kadar da sert bir elin belimi kavrayarak düşmeme son anda engel olduğunu fark ettim. Korkunun verdiği heyecanla nefes nefese kalmış bir halde öylece dururken bir süre sonra beni kurtaran kişinin kim olduğunu merak edip kapalı olan gözlerimi açarak karşımda bana tuhaf hissetmeme sebep olacak derece de sıcak bakan adama baktım ve bakmamla bana sıcacık bakan kahverengi gözleri görerek şaşırmam bir oldu.
Yaman'dan...
Çalışma odamda dosyalarımı incelediğim sırada dışardan gelen sesler ile bir anda kendimi odadan çıkıp etrafa bakınırken buldum ve bir etrafıma baktım. Fakat kimseyi bulamadım. Ben de kulağıma gelen çığlıklarla trabzanlara yaklaşarak başımı aşağıya doğru eğdim ve karşımda gördüğüm manzarayla dehşete düştüm. Zira karşımdaki manzara aynen şöyleydi; Yengem Kevser yerde ölü gibi yatıyordu. Başındaysa konağın yardımcısı Neslihanla emektarı Adalet ve Cenger vardı. Öte yandan yengem Kevser'in başından kan akıyordu ve bu da beni ister istemez ürkütmüştü. Hemen kendimi toparlayarak aşağıya indim ve koşarak yerde yatan yengem Kevser'in yanına giderek eğilip yarasını kontrol etmeye başladım. Dikkatlice baktığımda da oluk oluk kan aktığını fark ederek Cenger'e dönüp ambulansı aramasını söyledim. Sonra da Neslihan'dan temiz bir bez getirmesini söyleyip bir süre sonra bana getirdiği bezle başındaki yaranın kanamasını durdurmak için için yavaşça bastırdım. Fakat çabam boşa gidiyor, kanaması durmuyordu bir türlü. Yarayı durdurmaya çalıştıktan bir süre sonra Cenger'in aradığı ambulanstan çıkan ve Neslihan'ın açtığı kapıdan giren görevliler yanıma gelip yanlarında getirdikleri pansuman malzemeleri ile yengemin bir türlü durmayan kanamasını durdurtuktan sonra yavaşça sedyeye yatırdılar. Sonra da ambulansa aldılar yengemi. Onlar çıkınca da ben de yengem İkbal ile beraber arabama binip yola çıkan ambulansı takip ettim. 10 - 15 dakika süren bir yolculukla hastaneye vardığımızda hastane görevlileri tarafından ambulanstan çıkarılan yengem kapı da duran doktorlar tarafından tedavi altına alınırken yengem İkbal ile beraber acil kapısında durmuş içeriye alınan alınan yengemi tedavi eden doktorun bize yaşayıp yaşamayacağı hakkında bilgi vermesini sabırla bekliyordum. Bir süre sonra yanımıza gelen doktora" Yengem nasıl doktor? İyileşme olasılığı var mı? "
Diye sorduğumda doktor bana bakıp
" Kevser hanım buraya gelirken çok kan kaybetmiş. Durumu kritik maalesef. Hatta son dakikalarını yaşıyor diyebiliriz. Ama Allah'tan ümit kesilmez. Yine de herşeye hazırlıklı olun. Geçmiş olsun. "
Diyerek yanımızdan ayrılırken ben ardından arkamı dönerek aldığım haber ile ne yapacağımı bilemez bit halde aklımdaki düşüncelerle koridora doğru yürümeye başladım. İşte tam o anda koridordan yengemin odasına doğru koşan bir kız gördüm ve daldığım düşüncelerden sıyrılıp kıza bakmaya başladım. Bir yandan deli gibi ağlarken diğer yandan da odaya doğru koşuyordu. Sonra bir anda durdu ve bir süre sonra bedeni sallanmaya başladı. Sanki dengesini sağlamak için tutunacak bir yer arıyordu. Bu hali anlamadığım bir şekilde sıkmıştı canımı nedense. Yere düşmek üzere olduğunu fark etmemle ona doğru koşup belinden tutmam bir oldu. Düşmekten korktuğunu titreyen bedeninden anlarken o bir süre sonra yere düşmediğini anlamış olacak ki gözlerini yavaşça açarak şaşkın bir ifadeyle bana bakmaya başladı. Açtığı göz kapaklarının ardından gördüğüm orman yeşili gözlerle hayatım da ilk defa yaşadığım şaşkınlığı gizleyemezken bana şaşkınlıkla bakan güzel gözlerin sahibi olan kıza öylece dalıp gittim. Gözlerinin güzelliği dikkatimi çekiyordu çünkü. Çok güzel gözleri vardı ve beni içine çekiyordu sanki.
Kimdi acaba bu kız? Ve yengem Kevser'in nesi oluyordu? Aklımda o an oluşan bu sorularla yüzüne bakmaya devam ettim.
İngilizce Çevirisini okumak için youtube kanalıma bekliyorum...
I'm waiting for you on my YouTube channel to read the English Translation...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbim Sana Emanet - My Heart Is Entrusted To You ( Bölümler Youtube Kanalımda )
FanfictionEmanet ile başlayan bir aşk hikayesi... Öfkeli ve acımasız bir adam... Hayat ve sevgi dolu bir kadın... Ve paylaşılamayan bir çocuk... Başlangıç: 13 Şubat 2021 Bitiş: 17 Eylül 2021 A love story that begins with Trust... An angry and cruel man... A...