🧸🧸🧸
''Pamuk şekere benzemesi dışında bir problem yok bence.''
Kalan çizimlerimi bitirmek için her boş anımı kullandığımdan Hena benim aksime keyifle kahvesini içiyordu, bense kahvemi soğutmuştum bile. Onun Jaemin hakkındaki varsayımlarını ya da fikirlerini duymak istemiyordum çünkü o her şeye iyimser bakan bir insandı, tatlı olduğunu düşündüğü çocuk benim derslerimi baştan almama bile sebep olabilirdi. Ek olarak sorumsuzlukla suçlanacaktım, herkes tatil yaparken boşuna başımı ağrıtacaktım. Yani her açıdan zararlı çıkacaktım.
''Şeker olması beni ilgilendirmiyor. Hayır bir de vişne suyu, su olsa kurutur taslağını falan çıkarırdım ama o da yok. İçki niyetine vişne suyu mu içiyor?''
''Yardım etsin sana o zaman, en azından bu kadarını yapmak zorunda değil mi?''
''Yardım edemezmiş çünkü yeteneksizmiş. Ona niye güveneyim ki zaten?'' Hena boş bir şekilde omuzlarını indirip kaldırırken çizimime daha da yaklaştım, kalan küçük ayrıntıları yapmaya başladım. 10 çizimimden sadece 3 tanesini tamamlamıştım ve benim sadece 16 günüm kalmıştı. Zaten iyi ayda yaptığımı üç haftada aynı şekilde yapamazdım, imkansızdı.
''Bölümlerimiz farklı olmasa ben de yardım ederdim ama...'' Koyu kahve saçlarını geriye attı ve daha sabah sürdüğü ojelerine göz attı. ''Umarım halledebilirsin, ne diyeyim.'' Öne daha da eğilip kaldığım yerleri çizmeye devam ettim.
''Çalışkanın hali her zaman belli oluyor.'' Başımı kaldırdım duyduğum ses ile. Lee Donghyuck, herkesi sollayan konservatuar öğrencisi, sırıtarak bana bakarken yanında dikilen pamuk şekere baktım. Elindeki kahveyle beraber çizdiğim şeylere bakıyordu.
''Bu yüzden çalışkan ya, hocaların dilinden düşmüyor.'' Hena ona inat olarak göz kırpıp sırıtırken Donghyuck kabaca göz devirdi. ''Her neyse, oturabilir miyiz? Eğlenecek birileri lazım da.''
Hena kısaca başını sallarken Donghycuk Hena'nın yanına, pamuk şeker kafalı Jaemin de yanıma oturdu. Göz ucuyla da çizdiklerime bakıyordu. ''Şaşırdım.'' dedi kahvesini dudaklarına götürürken.
''Ne?'' Soğumuş kahvemden bir yudum aldığım anda yüzümü buruşturdum.
''Sanki ilk başta yaptığın gibi, aceleye gelmiş gibi durmuyor.''
''Durmasın bir zahmet,'' dedim homurdanarak. ''Günlerdir adam akıllı uyuduğum yok ki.''
''Aigoo, ninni söylemedi mi Hena sana?'' Donghyuck numaradan dudak büzerek konuşmamıza dahil olduğunda Jaemin benim yerime göz devirmişti bile. Donghyuck ile sorunumuz yoktu, sadece insanlarla uğraşmayı seviyordu.
Birkaç dakika daha sohbet ettiklerinde, ben dahil değildim çünkü iletişim sorunlusu olmam haricinde önümdekiyle uğraşıyordum, ilk kalkan Donghyuck olmuştu. Jaemin'de onunla beraber ayağa kalkarken birbirimize selam vermiştik. Gittiklerini düşündüğüm anda başımı kaldırırken önüme bırakılan kahve ile Jaemin'e baktım. ''Soğumuş kahve içme.''
Kahvesini bana bırakıp giderken Hena kocaman açtığı gözleriyle bana bakıyordu. ''Wow,'' dedi nefesini dışarı verirken.
''Na Jaemin ilk defa kahvesini başkasıyla paylaşıyor. Interesting.''
🧸🧸🧸
heyyyooo ben geldiimmm umarım keyfiniz yerindedir 🤭
bunu atıyorum ve kaçıyorum, kendinize iyi bakınnn 🥛🍪❤️
🧸🧸🧸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOYFRIEND
Fanfiction𝙨𝙚𝙪𝙡𝙡𝙨: bir de bayıl istersen ⇁ na jaemin + girl, fluff×texting © jieiee [tamamlandı] ☇ hayrankurgu #450 kapak tasarım: @sevgisizcesevdi all rights reserved