on altı,,

500 80 117
                                    

🧸🧸🧸

nanaja: vayvayvay

kimleri görüyorum

hem de benim sınıfımda

hangi rüzgar attı sizi buralara?

seulls: manyak mısın sen

Başımı telefonumdan kaldırıp tam karşımda duran Jaemin'e baktım. Gerçekten manyaktı, yüz yüze konuşmak varken aynı ortamda olup mesaj mı yazacaktık birbirimize?

Telefonumu kapatıp cebime attım ve Jaemin'in yanına ilerlemek için merdivenleri çıkmaya başladım. Sınıfta olmamasını beklemiştim ama öyle olmamıştı, mecburen Jeno'nun gelmesini beklemek zorundaydım. Jeno gelip onu götürdüğünde karalamaya başlayabilirdim.

Hena ile 36 saat önce gerçekleşen durum değerlendirmemizin ardından Jeno ile konuşmuştum. Elbette attığı mesajlardan bahsetmemiştim, sadece Jaemin'in hangi eşyasını boyayabileceğimi sormuştum. O da bana çantasındaki su şişesini boyayabileceğimi söylemişti. Bu yüzden neredeyse tüm paramı yatırdığım en kaliteli boyalarımla gelmiştim bugün.

''Gül cemalini özledim.'' diyerek sırıttım ve hemen yanındaki boşluğa oturdum. Benim aksime gülmedi, hatta kaşları çatıldı. ''Ne?''

''Of Jaemin.'' Göz devirerek arkama yaslandım ama masanın üzerindeki limonlu keki görmemle hemen fırlayıp keki aldım. Kimin olduğu umrumda değildi, limonlu olan tüm kekler benimdi.

''Sen delirmişsin.''

''Sayende,'' Paketi açarken konuştum, bu sefer dudakları hafifçe yukarı doğru kıvrıldı. ''Doğruyu söyle, neden geldin?''

''Yarın görürsün.'' 

''Ne?'' Kapıdan içeri Jeno'nun girmesi ile rahatlayarak kekimi dişlemeye devam ettim, Jeno ise ikişer ikişer çıktı merdivenleri. ''Hadi abicim hadi,'' dedi Jaemin'in koluna girerken.

''Oyuna gidiyoruz.'' Jeno görevin tamamlandığını belirtmek istercesine göz kırptı, ben de güldüm sadece. Jaemin'in eşyalarını boyamayı seviyordum.

🧸🧸🧸

🧸🧸🧸

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BOYFRIENDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin