BÖLÜM 5

56 6 5
                                    

Okul kapısından ayrı ayrı geçtik. Çağrı en hızlı yürüyendi, Bartu ise sallana sallana yürüyen. Ben ile Elena da tam ortalarında kol kola yürüyoruz.

Kerim hızlı adımlarla yanıma geldi. "Günaydın Arya."

Gülümsüyerek "Günaydın." dedim. "Naber?" diye de ekledim.

"İyidir senden?"

"iyi." dedim. Çok sempatik biriydi.

"Boş sohbet eden insanları sevmem." Sesin sahibine baktım. Tam yanımızdan geçiyordu, Bartu.

"Sana soran olmadı zaten." dedim. Hem konuşmayalım diyor hem burnunu sokuyor.

"Benim cevap vermem için sorulması gerekmiyor zaten." dedi Bartu bey.

Deliricem artık cidden.

Karşıdan Serkan koşar adımlarla geldi. "Günaydın Elena. Sınıfa geçmeden önce bir şeyler içelim mi?"

"Günaydın. Benimde canım çekmişti zaten içelim tatlı çocuk." dedi Çağrı, Elena'nın cevap vermesine müsaade etmedi.

"Sana sormadı arkadaşım. Bana sordu." dedi Elena.

"Evet ben Elena'ya sordum." dedi Serkan, anlamayan bakışlarla.

Çağrı güldü. "Ne fark eder hepimiz sınıf arkadaşıyız sonuçta." Sonra Elena'ya bakıp imalı bir şekilde "Demi Elena sadece sınıf arkadaşı." dedi.

Serkan bir an duraksayıp "Siz hepiniz daha önceden tanışıyor musunuz?" dedi. Kerim de merakla baktı.

Ben ve Elena aynı anda. "Hayır." Bartu ve Çağrı aynı anda "Belki de." dedi.

Ben üstüne basa basa tekrardan "Hayır." dedim. "Bunlar ve biz hah.... Kim bunlarla arkadaş olmak ister ki!?"

Bartu güldü. "Bunu hatırlatırım. Unutma. Sakın!" dedi.

Çağrı ekledi. "Zaten üçünü de sevmiyorum, ne arkadaşlığı!" Sonra Elena'ya baktı. "Heleki saf ve salak insanlardan nefret ederim." dedi.

Elena hemen bağırdı. "sensin saf, salak."

Çağrı güldü. "Sen neden üstüne alındın ki!?"

Elena hemen Serkan'ın koluna girdi. "Hadi biz geçip içeceklerimizi alalım." Elena'nın bu hareketi Serkan'ın hoşuna gitmiş olucak ki hemen gülümsedi  Kantine doğru yürümeye başladılar.

Çağrı arkalarından sinirle baktı. "Sonra neden insanları sevmiyorsun diyorlar bide."

"İnsanlarda sana bayılmıyor Çağrı bil istedim. Ve sen çocuk işine Bak artık." dedim Bartu'ya.

"Bakıyorum zaten, etrafı yokluyorum." dedi pis pis gülerek.

Yaklaşıp kulağına fısıldadım. "Dikkat et de bir daha yakalanma. Sonra midemi kaldırıyorsun." dedim ve omzuna dokundum.

Bana sinirle baktı. Ama umursamadan Kerim'in yanına gidip onunla sınıfa yürüdüm. Ve o iki avanak mal gibi orda kaldı.

Çantamı masaya koydum. Yanıma tam Kerim çantasını koyuyordu ki Bartu kapının oradan benim sırama kadar çantasını fırlattı. "Orası benim."

Kerim güldü. "Bunu kim dedi, pardon?"

Bartu ellerini cebine koyup sallana sallana masaya yaklaştı. "Kör değilsen çantamı görebilirsin. Ayrıyetten konuşma bu konuda seninle küçük çocuk kavgası yapmıcam. Sırana geç."

Kerim altta kalmadı. "Sen kimsin de bana emir veriyorsun. Ah pardon şu  kötü çocuk rolü kesenlerdensin herhalde."

Bartu boş boş Kerim'i suratına baktı. "Şuan hiç sikimde değilsin." dedi, omuz silkerek. Yanıma oturdu.

SİYAHA BULANMIŞ OKYANUSLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin