5.Bölüm-Eğer bilseydin

47 3 2
                                    

Jungkook

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jungkook

Kollarımın arasında mışıl mışıl uyuyan sevgilimi uyandırmamak adına türlü çabalar verip usulca onu izlerken zamanın nasıl geçtiğini farketmemiştim. Dün gece kapatmayı unuttuğum alarm çalmaya başlayınca telefonumu yastığın altından sıyırıp alarak kapattım, alarmın sesiyle Jımın kıpırdanmaya başlamıştı. Dün ağlamasının üstüne bu kadar uzun zaman uyumaya devam ettiği için gözlerinin çok daha fazla şiş olacağına emindim. Kızarmış minik burnuna ıslak bir kaç öpücük bıraktıktan sonra saçlarında parmaklarımı gezdirdim. Dün beni meraklandırdığı için ona ne kadar kızıyor olsamda hiçbir şey onun iyi olmasından önemli değildi.

Ellerim saçlarından yüzüne indiğinde nihayet gözlerini aralamayı başarmıştı. Kızarmış gözlerini kısıp gün ışığına bakmayı denedi. Bu hali o kadar etkileyiciydi ki...

"Günaydın, benim minik hapım."

Hiçbir şey söylemeden mırıldanarak ellerini belime sardı ve başını göğsüme yasladı. Kolları benimle temas ettiği anda vücudunun ne kadar ısındığı o farkettim. Hafif bir tedirginlikle dağılmış saçlarını alnından çekerek ateşine baktım. Ateşi vardı.

Yeniden mırıldanarak bana daha sıkı sarılmayı denedi. Elimi yanaklarında gezdirirken aynı anda yumuşak bir ses tonuyla onunla konuşuyordum.

"Jımın-shii, hastasın. Sanırım bugün sana bakmam gerekecek."

Dün gece onu eve getirdiğim andan itibaren hiçbir şey konuşmamıştık, ona soru sorup daha çok yıpratmak istemiyordum. Daha önce onu hiç bu halde görmediğim için tedirgindim. Ama yansıtmamak için kendimle savaş veriyordum.

Başını yavaşça kaldırıp gözlerime baktı ve dudaklarını büzerek konuştu.

"Sevgilim...Buradan hiç çıkmayalım, sonsuza kadar bizi buraya kelepçele."

Sesinin uykulu çıkması ve baygın bakan gözleriyle bana geber  dese kabul edecek kadar yumuşamıştım. Ancak her ne kadar bu hali minik bir kedi yavrusunu andırsa da alev topu gibi yanıyordu ve onun için bir şeyler yapmalıydım.

" Sen burada yatmaya devam edeceksin, ben de gidip sana bir şeyler hazırlayacağım. Sonrasında bu seksi çocuğun ateşi düşerse kelepçe işini düşünebiliriz."

İtiraz etmesine izin vermeden yorganı üstümden atarak onu rahatsız etmeden yataktan çıktım.

"Bu seksi çocuk en yakın zamanda seni bu yatağa kelepçeleyecek, merak etme."

Her ne kadar ayağa kalkacak hali olmasada arsızlığını gizleyemiyordu. Bana meydan okuyan bakışlarından gözlerimi ayırıp mutfağa doğru ilerledim.

Dün yarım kalan dosyaları hallettiğim için bugün yapmam gereken pek bir şey yoktu. Çok önemli bir şey olmadıkça rahatsız edilmemeyi istediğimi bizimkilere söylemiştim.

small doses / for jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin