Eve gidince beklediğim anne-babamken karşımda Tony Stark'ı gördüm.
İşin daha tuhaf yanı Stark hem çökmüş hemde gençleşmiş gibiydi. Nasıl olduğunu açayım.
Stark her zaman iyi rol yapsada onu tanıdığınızda içten içe acı çeken, asla iyi olduğunu hissetmeyen, sürekli yetersizlik hissine sahip bir insandı.
Ama şimdi daha iyi gözüküyordu. Sadece biraz yorgun gibiydi.
"Ben içe-"
Daha lafımı bitirmeden vücudumda bir baskı hissettim. Tony kollarını bana sarmış ve sanki dünyanın en değerli hazinesiymişçesine hem sıkı hem narince bana sarılıyordu.
Saçlarımda hissettiğim öpücükler ve aynı zamanda hafif nemlilik vardı.
Ağlıyor muydu?
"Hasper... "
Dediği zaman olayı anlamıştım. Öğrenmişti.
Hızla onu itmeye çalışıyordum.
"Üzgünüm." Diye mırıldadı onu iterken.
Sinirle elimi yumruk yaptım.
" Hangisi için? Annemi metres yerine koyduğun için mi? Yoksa cenazesine bile gelme zahmetine girmediğin için? Çok pardon en çok hangisi için özür dilersin? "
" Haklısın o zamanla çok genç-"
"Bende gencim ama nedense hasta bir kızla ilişki yaşayıp onu hamile bırakıp aldatıyor muyum? "
"He-"
"Sana bir şey diyeyim mi iki seninle büyümedim yoksa bunu öğrendiğim an senden tiksinirdim. Ama benim için bir yabancıdan ibaretsin. "
(Bu kısa bölüm için üzügünüm felaket hastaneyle yoğunum bir moral yorumlarınızı alırım ama.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mother's Daughter
FanfictionÖlü numaranın ikici kitabı ilkiyle bağlantısı olsada okumadanda anlayabilirsiniz. Daughter of Tony Stark. Uyarı! Mükemmel zeki bir kız ararsanız elini boş dönersiniz o annesinin kızı...